Türkiye'nin ilk meslek lisesi olma özelliğine sahip, eski adı "Mekteb-i Sanayi" olan Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 150 yıldır gençleri meslek sahibi yapıyor.
Bizans döneminde yaptırılan ve kılıç imalathanesi, tekstil atölyesi, sanat evi ve hastane olarak çeşitli alanlarda bugüne kadar işlevini sürdüren okul binası, köklü bir tarihe sahip.
Mithat Paşa tarafından 4 Eylül 1868'de "Mekteb-i Sanayi" adıyla eğitim faaliyetlerine başlatılan lise, "Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi" adıyla "Bilişim Teknolojileri", "Elektrik-Elektronik Teknolojisi", "Grafik ve Fotoğraf Teknolojileri", "Makine Teknolojileri", "Mobilya ve İç Mekan Ressamlığı" alanlarında eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.
Okulda 9. sınıfın sonunda başarılarına göre Anadolu Teknik Programı'nı tercih eden öğrenciler, akademi ve mühendislik okullarına hazırlanmaya yönelik eğitim alırken, Anadolu Meslek Programı'na (AMP) yerleşen öğrenciler ise sanayide staj yapma fırsatı bularak, atölyelerde aldıkları mesleki eğitimi pekiştiriyor.
Türkiye'nin ilk mesleki eğitim yuvası olarak 150 yıldır gençleri meslek sahibi yapan okul, sanayi sektörüne nitelikli insan gücü yetiştirerek, ekonomiye katkı sağlamayı hedefliyor.
"Çocuklar mesleki eğitimde formellik kazanıyor"
Okul Müdürü Muhittin Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okulun Osmanlı'da ilk mesleki eğitim lisesi olduğunu, o zamana kadar meslek öğretiminin usta çırak ilişkisi içerisinde yürütüldüğünü söyledi.
Meslek lisesini, "üretmek ve nitelikli insan gücü yetiştirmek" olarak tanımlayan Kara, öğrencilerin 9. sınıfta teorik eğitim, 10. sınıfta branşlarına göre atölye eğitimi aldıklarını, 11. sınıfta bu eğitimlerini pekiştirdiklerini, 12. sınıfta ise 2 gün teorik derslerine devam ettiklerini, 3 gün de staj yapma imkanı bulduklarını anlattı.
Teorik ve uygulamalı eğitimi birlikte verdiklerini dile getiren Kara, "Çocuklar mesleki eğitimin içerisinde oldukları zaman önce formellik kazanıyorlar. Yani işlem basamaklarıyla öğreniyorlar. Önce üreteceği şeyin teknik resmini çizmeyi öğreniyor, sonra onu üretime geçiriyor. Meslek lisesi çocuklara daha disiplinli bir yaşam kazandırıyor. Sonraki sosyal hayatlarında da bu disiplini sürdürüyorlar. Disiplinler üstü bir eğitim olduğu için hayat içerisinde de çocuk daha üretken bir kafa yapısına, paylaşımcı ve ortak akılla hareket eden bir anlayışa sahip oluyor." diye konuştu.
Kara, akademik eğitime ve mühendislik okullarına hazırlamaya yönelik eğitim verilen Anadolu Teknik Programı'nda okuyan öğrencilerin ise stajlarını yaz aylarında yaptıklarını aktardı.
"Mesleki eğitimde okul-sanayi iş birliği vazgeçilmez bir unsur"
Mesleki eğitimde okul-sanayi iş birliğinin önemini vurgulayan Kara, şöyle devam etti:
"Okul-sanayi iş birliği, mesleki eğitimde endüstrideki tecrübelerin, üretimin hızının ve çeşitliliğinin çocuğa aktarılması demek. Öğrencinin endüstride bunlara tanıklık etmesi, burada almış olduğu teorik eğitimi uygulama imkanı bulması, büyük bir fırsat alanı. Mesleki eğitimde okul-sanayi iş birliği vazgeçilmez bir unsurdur. 'Sektör bizden hangi niteliklerde insan istiyor', 'Biz sektöre nasıl nitelikte insan sunabiliriz?' veya 'Sektörün içerisindeki bilgi birikimini nasıl çocukların eğitiminde kullanabiliriz?' gibi böyle çok boyutlu çeşitli iş birliklerini oluşturmak için bir fırsat okul-sanayi iş birliği."
Meslek liselerinde kaliteli bir eğitim verildiğinin altını çizen Kara, öğrencilerin eğitim aldığı branşla ilgili temel yetileri öğrenerek, iş yeri açma belgesiyle mezun olduklarını kaydetti.
"Meslek liseleri Türkiye'yi kalkındıracak"
Kara, meslek lisesinde okuyarak, işin mutfağında olan bir öğrencinin mühendislik fakültesinde eğitimine devam ettiğinde teknik resim, üretim, atölye ve uygulama gibi branş derslerinde çok daha başarılı olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin cumhuriyetin 100. yılında 500 milyar dolar ihracat hedeflediğini hatırlatan Kara, "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın telaffuz ettiği bu sözü, meslek lisesi olarak üzerimize alıyoruz. 500 milyar dolar ihracata 'Biz ne kadar katkı yapabiliriz?'in hesabını çok iyi yapmamız gerekiyor. Türkiye 500 milyar dolar ihracata giderken, bizim sanayiciye nitelikli eleman sunmamız gerekir ki sanayici nitelikli ve kaliteli ürün üretsin. Hedefimiz, cumhuriyetimizin 100. yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefleyen Türkiye'nin sanayicilerine eleman yetiştiren okullar olmak." dedi.
Kara, meslek liselerine karşı olumsuz algıyı ortadan kaldırmak için meslek lisesi öğrencilerinin özgüvenlerini artırmaları gerektiğini belirterek, "Bu algıyı arkaya alıp, önümüze bakmamız gerekiyor. 'Biz ne yapabiliriz?'e bakmamız gerekiyor. Meslek liseleri üretecek, Türkiye'yi kalkındıracak. Meslek liseliler olmazsa, Türkiye'de üretim, sanayi ve gelişme olmaz, ortak pasta oluşmaz. Çocuklara 'Biz meslek liseliyiz, üretiyoruz, güçlüyüz.' algısını iyi aşılamalıyız." değerlendirmesini yaptı.
İş yeri açma belgesiyle mezun oluyorlar
Elektrik-Elektronik Bölümü Alan Şefi Mehmet Çam da öğrencilerin okuldan teknisyen unvanıyla ve iş yeri açma belgesiyle mezun oldukları için rahatlıkla iş bulabildiklerini söyledi.
Görerek, yaparak eğitim almanın önemine işaret eden Çam, mühendislik okumak isteyen öğrencilerin meslek liselerini tercih etmeleri için üniversitelerin mühendislik bölümlerinde teknik liseden mezun olan öğrencilere kontenjan ayrılması gerektiğini vurguladı.
Elektrik-Elektronik Bölümü 12. sınıf öğrencisi Sinan İlter ise iş imkanlarına erişim daha kolay olduğu için meslek lisesinde okumayı tercih ettiğini dile getirdi.
Teoriden sonra atölyelerde uygulama fırsatı da bulduklarını anlatan İlter, "Yeni teknolojiler üzerine çalışıyoruz. Robotlar yapıyoruz. Piyasada kullanılan malzemeleri kullanıyoruz. Üniversitede elektrik mühendisliği okumayı hedefliyorum. Atölyelerde eğitim aldığımız için üniversiteye gittiğimizde daha başarılı oluyoruz. Staj yaptığımız için de mesleki deneyimimiz daha fazla." ifadelerini kullandı.
AA