Dün 12 Eylül darbesinin yıldönümü idi.12 Eylül darbesinin bilançosu çok ağır olmuştu. Bugün bunları tekrarlamayacağım. Daha güzel hususları kısaca yazıyorum.
12 Eylül darbecileri çok şükür bugün hesap vermeye başladılar.
Darbe planları yapanlar Silivri'de hesap vermekle meşguller.
12 Eylül darbesinin yıldönümünde Silivri'de bir kutlama yaptılar mı acaba?
Balyozcular, kafalarına inmeye başlayan ''Milletin balyozunun'' telaşı ve acısı içindeler. Darbe planları yapanlar, millete komplo planları yapanlar, internet andıcı hazırlayanlar, bu yıldönümünde herhalde Silivri'de nostalji yapıp ağlaşmışlardır.
12 Eylül darbesinden tam otuz yıl sonra, yine bir 12 Eylül'de, bu sefer de millet bir darbe yaptı ve darbecilerin ve bilumum avanelerinin yüzüne unutamayacakları bir şamar vurdu. Anayasa değişikliğini yüzde 58 ile kabul ederek demokrasinin önünü açtı.
Elbette her şey bitmiş ve düzelmiş değil. Yapılması gereken çok şey var. Bundan sonrası için de herkes çalışmalı, üzerine düşeni yapmalı ve dua etmeli.
Mesele sanki biraz geniş aleme, Orta Doğu ve İslam alemi düzeyine kaymış durumda.
Her şeyde bir hayır var.
Türkiye ''yeni ve sivil bir Anayasa'yı'' mutlaka yapmalı. Olayların bu süreçte artması, bunu önlemeye matuf bir provokasyon mu?
Artık Türkiye çok değişti.
Askerler de değişime ayak uydurmak zorundalar.
Demokraside herkes yerini bilecek ve sivil idareye tabi olacak.
Çok şükür o günleri görmeye başlıyoruz.
Bugünlerin kıymetini bilelim.
Buna katkısı olan herkesten Allah razı olsun.
İnşaallah yarın çok daha güzel olacak.
Yaşasın millet.
Yaşasın demokrasi,
Yaşasın TBMM...