Doç. Dr. Ali Murat Kırık, Facebook, Microsoft, Roblox ve Epic gibi şirketlerin milyarlarca dolarlık yatırım planıyla gündeme gelen "metaverse" konseptini AA Analiz Masası için değerlendirdi.
***
Son günlerde sıklıkla gündeme gelen "metaverse" hem Türkiye hem de dünyada oldukça büyük yankı uyandırdı. Pek çok kişinin dikkatini çeken bu kavram Antik Yunanca kökenli "meta" (öte) ile Batı dillerindeki "universe" (evren) sözcüğünün son parçası alınarak oluşturulan bir terim. Genellikle sanal gerçeklik (VR) teknolojisi ile erişilen sanal bir evreni tanımlamak için kullanılıyor. Bu kelime ilk olarak 1992'de bilim kurgu romancısı Neal Stephenson tarafından "Snow Crash" adlı romanda kendini gösterdi. Romanda karakterler, kendilerinin sanal temsilleri olan avatarları aracılığıyla evren ötesine girerler. Metaverse'de avatarlar gerçekliği aşabilir. Stephenson'ın romanında metaverse kasvetli, distopik açgözlülükle beslenen bir dünyadan kaçışı simgelemektedir. Metaverse aynı zamanda gelecek yıllarda dijital olarak nasıl bağlantı kurabileceğimizi açıklamak için fütüristler tarafından da kullanılmıştır.
Metaverse genellikle birbirine bağlı, sanal toplulukları veya bireylerin avatarlarının bağlantı kurabileceği dünyaları ifade eder. VR kulaklıklar, artırılmış gerçeklik (AR), akıllı saatler ve akıllı gözlükler kullanarak bu sanal gerçeklik evrenine erişebilmek mümkündür. Ernest Cline tarafından 2011'de yazılan distopik bir bilim kurgu romanı Ready Player One, enerji kriziyle parçalanan bir dünyadan kaçmak için sanal gerçeklik kulaklığı ve kablolu eldivenlerle erişilen OASIS adlı bir metaverse evrenini tasvir etmektedir.
Facebook'un "meta" hamlesi
Facebook geçen ay adını Meta olarak değiştirdiğini duyurduğunda, şirketin kurucusu Mark Zuckerberg'in şirketin gelecek planlarını anlattığı bir video yayınlandı. Facebook Connect artırılmış ve sanal gerçeklik konferansında duyurulan isim değişikliğinin eski bir Facebook çalışanı olan Frances Haugen'in şirketin gizlilik ihlallerini açıklamasından sonra gelmesi de akıllarda soru işaretleri oluşturdu.
Metaverse evrenini detaylı şekilde aktaran Zuckerberg'in siyah tişörtü ve kot pantolonu içindeki dijital avatarı, yüzen bir uzay gemisinde arkadaşlarıyla kağıt oynarken görülüyor. Tam bu noktada akıllı saatindeki Messenger'ı kullanarak arkadaşını arıyor ve arkadaşıyla bir 3D sokak sanatı eserini incelerken geç kaldığını söylüyor. Bu video sosyal medyada on binlerce kez izlendi.
Meta, evren ötesini etkinleştirmek için Oculus kulaklıklarına büyük yatırım yapıyor. Hatta proje kapsamında çalışmak üzere Avrupa Birliği'nden 10 bin kişiyi işe almayı planlıyor. Zaten metaversenin ilk fitili, şirketin Rift VR cihazının yapımcısı Oculus'u 2 milyar dolara satın almasıyla ateşlenmişti.
Sanal paradan sanal araziye
Şirketler metaverse teknolojisine ciddi yatırımlar yapıyor. Yatırımcılar meta veri tabanında gayrimenkule milyonlarca dolar yığdıkça, dijital mülk satışları daha önce hiç görülmemiş ölçüde yükseklere tırmanıyor. İnsanlar sadece sanal para birimine yatırım yapmıyorlar, aynı zamanda sanal araziye de yatırım yapıyorlar. Bu kapsamda şimdiye kadarki en büyük yatırım 2,43 milyon dolar oldu. Yakın zamanda Kanadalı yatırım firmasınca bir dijital arazi satın alındı ve kripto parayla ödeme yapıldı. Yatırımcılar ve şirketler bir sonraki büyük gelişmenin parçası olmak istediğinden, metaverse teknolojisine ilginin önemli ölçüde artması olası.
Metaverse, bir avatarla temsil edilen kullanıcıların alışveriş yapabileceği, sosyalleşebileceği, boş zaman etkinliklerine katılabileceği ve öğrenebileceği sanal bir dünya. Bu sanal dünyada önemli pazarlama fırsatları mevcut olup şimdiden birçok markanın bu fırsatlardan yararlandığı görülüyor.
Metaverse internetin geleceği mi?
Kovid-19 salgını boyunca sanal iletişim giderek önemli bir hal almaya başladı. Metaverse'nin de bu kapsamda çok sayıda kullanıcıyı bir araya getirecek ve kullanıcılara günlük aktivitelerini sanal ortamda yapacak fırsatlar sunması bekleniyor. Fakat metaverse teknolojisinin sınırlarını düzenleyen herhangi bir yasa olmaması kullanıcıları daha savunmasız hale getirebilir. Zuckerberg, metaversenin sadece şirketinin bir sonraki bölümü değil, aynı zamanda internet dünyasının geleceği olduğunu dile getiriyor.
Metaverse için zorluklardan bazıları, VR kulaklıklarını oyun alanlarından çıkarmak ve sanal gerçeklik ekipmanlarının maddi boyutlarını minimum seviyeye indirmek olacak. Zuckerberg katıldığı bir konferansta "Önümüzdeki 10 yıl içinde, metaverse bir milyar insana ulaşacak, yüz milyarlarca dolarlık dijital ticarete ev sahipliği yapacak ve milyonlarca yaratıcı ve geliştirici için işleri destekleyecek." açıklamasında bulundu.
Gerçek dünyaya bir şeyler ekleyen ve çevrim içi sosyal karşılaşmaları gerçekten sosyal hale getirebilen sanal bir dünya, sosyal medyanın en başından vadettiği ancak çoğu zaman sağlayamadığı bir durum. Meta veriyi çalıştıran temel güç merkezi olarak internetin bu yeni nesil modele dönüşmesi bekleniyor. Salgın sırasında sanal modellerin standart bir yaşam biçimi olarak artan kabulüyle hareket eden birçok araştırmacı, metaversenin beklenenden daha erken bir gerçeklik haline gelebileceğine inanıyor.
Olası riskleri
Öte yandan, metaverse ile meydana gelecek değişiklikler toplumsal zorlukları da beraberinde getiriyor. Çevrim içi yaşama geçiş inkar edilemez şekilde kimlik hırsızlığı ve dolandırıcılık riski de taşıyor. Bireyler dijital ortamlarda alışveriş, eğlence, sosyalleşme ve çalışma gibi pek çok faaliyete alışmış olsa da teknolojik veya toplumsal açıdan tam olarak sanal gerçekliğe alışık değiliz. Bu durum reel dünyanın bir darbe yaşamasına neden olabilir.
Bu meyanda Facebook yetkilileri, metaverse teknolojisinin tek bir şirket tarafından bir gecede inşa edilmeyeceğini belirterek, bu projenin hayata geçirilmesi için politika yapıcılar, uzmanlar ve endüstri ortaklarıyla iş birliği yapacaklarını ifade ediyorlar. Aynı zamanda bu ürünlerin sorumlu bir şekilde geliştirilmesini sağlamak için küresel araştırma ve program ortaklarına 50 milyon dolarlık bir yatırım yapacaklarının altını çiziyorlar.
Metaverse, doğası gereği kişisel, biyometrik, finansal ve hatta duygusal verilere dönüşerek güvenlik, gizlilik ve fikri mülkiyet ile ilgili endişeleri de beraberinde getiriyor. Aynı şekilde avatarlar bir kimlik biçimi olarak kullanıldığında, kişisel veriler kopyalanmaya, çalınmaya, silinmeye veya manipüle edilmeye açık hale gelir. Biyometrik tanımlama bir çözüm olsa da kimlik sahtekarlığının her zaman karşı karşıya kalınacak büyük bir risk olduğu unutulmamalı ve gerekli önlemler için şimdiden çalışılmaya başlanmalı.
***
[Doç. Dr. Ali Murat Kırık Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanıdır]