Kelime kökü olarak Arapça olan nefs diğer adıyla nefis mana olarak ruh, bir şeyin özü, akıl, ceset, arzu ve istekler anlamlarında kullanılmıştır.
Nefsi terbiye (tezkiye) ise, İslam dini açısından ruhun ve bedenin her türlü günahlardan temizlenmesi, arındırılması ve korunması sürecine verilen addır.
Ruhumuz sınırsız istekler, arzular ve düşünceler üzerine inşa edilmiş bir yapıdadır. İçinde yaşamımızı sürdürdüğümüz bu kâinat alemi ruhumuz için bazı durumlarda yetersiz kalmaktadır. Çünkü sınırlı kaynaklarını ve imkanların bulunduğu bu dünya ruhumuzun ve bedenimizin sınırsızlaşan isteklerine cevap vermekte zorlanmaktadır.
Anne rahmine giriş süreci ile başlayan insanın nefis ile imtihanı çok zahmetli ve meşakkatli geçmektedir. Kimimiz bu nefis sınavında başarılı ile geçerken, kimimiz rüzgarına kapıldığımız bu nefis deryasında kendimizi boğulmuş olarak görmekteyiz.
Kötülük ve iyiliği içinde barındıran koca bir derya olan nefsimiz hayat yolculuğumuzda bizlerin ilk ve tek rehberi konumundadır. İnsan kişiliğini, iradesini, özünü ne kadar çok terbiye ederek koruyabilirse kendini iyilik deryasında bulur. Aksi durumda ise terbiyesizleşen nefis sebebiyle artan ve kabaran sınırsız istekler, arzular ve ihtiyaçlar kişiyi kötülük denizine itecektir.
Günümüz dünyasında nefsimizi kötülüğe sevk eden birçok olay, hareket, görsel ve işitsel davranış biçimleri bulunmaktadır. Bu tür davranışlar bizlerin az ya da çok katkılarıyla oluşmaktadır. Bu davranış biçimleri daha sonra alışkanlık haline gelmekte ve bu alışkanlıklar belirli bir süre sonra bağımlılıklara dönüşmektedir.
Nefsimizi kötülüğe, şehvete ve iyi olmayan davranışları sevk eden her türlü olaydan, hareketten, oluşumdan ve ortamdan uzak durmalıyız. Bu tür kötü davranışlar şeytanın nefsimiz aracılığıyla bizleri iyilikten, güzellikten alıkoyduğu biçimlerdir. Bunun farkına varmalı ve nefsimizi bu tür durumlara karşı her daim terbiye dairesinde tutmalıyız.
Gerek iş hayatımızda gerek sosyal yaşantımızda gerekse manevi dünyamızda biz insanların ortaya koymuş olduğu her türlü davranış biçimi sergilenmeden önce nefis terazisinde tartmalı ve sorgulamalıyız. Küçük küçük başlayan nefis hileleri bizleri kandıra kandıra zamanla tar topunun yuvarlanması misali kocaman nefsani ve şeytani bir davranış olarak bedenimizi ve ruhumuzu kaplamaktadır.
Nefsin terbiyesizleşmesi süreci erken fark edilmez ve gerekli önlemler alınmazsa maalesef çocukluğumuzdan başlayarak hayatımızın diğer evresi olan gençlik döneminde de hızlanarak devam edecektir. Hayatımızın ilerideki dönemlerinde bizlerin davranış biçimlerini şekillendiren alışkanlıklarımız, huylarımız, kişiliğimiz ve öğrendiklerimiz nefsimize olumlu veya olumsuz bir şekilde yön vermektedir.
Özellikle dünya genelinde son 20 yıllık süreçte büyük bir hızla devam eden dijital içerik dünyasında üretilen ve yayınlanan birçok içerik biz insanların kişiliği, davranışları, mizaçları, yaşam biçimleri üzerinde olumsuz birçok etkiye sebep olmaktadır. Bu olumsuz etkiler ise nefsin terbiyesizleşmesini hızlandırmakla birlikte birbirinden farklı birçok olumsuz davranışın ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Nefis ile ilgili son sözü büyük tasavvuf şairimiz Yunus Emre’ye bırakalım.
Nefistir seni yolda koyan, yolda kalır nefse uyan. (Yunus Emre)