Metin Karabaşoğlu Köprü, Karakalem ve Zafer dergileri ile İz Yayıncılıkta editörlükte bulunmuş. Mütercimleri arasında yer aldığı Marshall G.S. Hodgson’ın üç ciltlik “The Venture Of İslam’ adlı eserini Türkçe yayına hazırlamış. M. Asım Köksal’ın sekiz ciltlik “Hz. Muhammed ve İslamiyet” adlı eseri dâhil iki yüz civarında kitabın yayınına editör olarak katkı sağlamış. Halen Karakalem yayınlarının editörlüğünü yapıyor.
Kur’an, Hadis ve Risale odaklı otuza yakın kitaba imza atan Karabaşoğlu, Nesil-Karakalem yayınları tarafından yayımlanan “Peygamberin Bir Günü” isimli kitabı ile Risale’den hareketle Peygamberimizin hayatına ayna tutuyor.
Peygamberimizin vefatından bu yana Kudsi Nebi “muhatap” alınarak, onun hayatının bütün evrelerini bir bütün halinde anlatma çabası içeren yüzlerce eser yayımlandı. Son zamanlarda bu eserlere ilave olarak Allah Resulünün hayatının belli bir zaman dilimini esas alan “Peygamberimizle Bir Saat”, “Peygamberimizle 24 Saat” gibi kitaplar yayımlanıyor. Karabaşoğlu’nun “Peygamberin Bir Günü” bu çerçevede değerlendirebilecek bir kitap.
Karabaşoğlu, 90’lı yılların sonlarında Peygamberimizle ilgili çalışmaları incelerken Allah Resulünün hayatında tefekkürün, özellikle de kâinat tefekkürünün yerine dair bir iz ve hatıranın zihinlerde yer etmediğini fark ederek böyle bir kitabı yazma ihtiyacı hissetmiş. Bu minvalde 1998 yılından itibaren Peygamberin gündelik hayatı ve “sıradan” bir gününü nasıl yaşadığı hakkında bilgiler derleyerek kitaba son şeklini vermiş.
Karabaşoğlu kitabında akleden bir kalbe hitap ediyor. Aklı göz ardı edip “bürhan”dan ziyade “tasvir-i müddea”ya dayanan bir duygusal anlatımı tercih etmiyor. Peygamberimizi salt övmeye çalışmıyor. Risale’den beslenen bir yazarın muhakeme, tefekkür ve teyakkuzu ile Resulün hayatına muhatap olarak, onu anlamayı ve anlatmayı amaçlıyor.
Kitap, Peygamberin (s.a.v.) bir gününü 24 saatlik program şeklinde anlatmıyor. O güne nasıl başlar, ne zaman kalkar, ne zaman yemek yer, ne zaman uyur, hangi saatte ne yapar, bir gününü nasıl geçirir… gibi zaman (planlaması) odaklı soru ve cevaplar üzerinde durmuyor. Bunun yerine Peygamberin bir gününde dikkat çeken müşahede, tefekkür, tezekkür, namaz, dua, merhamet, esma-i hüsna gibi temel hususları ele alıyor.
Yazar, kitabında “Peygamberimiz ne kadar mükemmel bir insandı” gibi nispeten ezber kokan bir kanıyı besleyecek bir üslup yerine, “Peygamberimiz niçin mükemmel bir insandı?” sorusunu cevaplayacak bir üslubu tercih ediyor. Onu kulluğun zirvesine taşıyan, âlemlerin efendisi kılan incelikleri anlatıyor. Onun herhangi bir günde karşılaştığı herhangi bir fiil, söz, olay, olgu veya duruma nasıl bir ruh hali ile yaklaşarak, sözünü zikir, suskunluğunu tefekkür, nazarını ibrete çevirebildiğini gösteriyor.
Karabaşoğlu, hayatın içindeki Nebinin her anını Rabbinin huzurunda olmanın şuuruyla yaşadığını, her anında her şeyden ve her oluştan O’na giden bir yol gösterdiğini, her anın, her şeyin, her işin ve her oluşun O’nun dilemesi, izni, iradesi, ilmi ve kudretiyle olduğunu gösterdiğini belirtiyor.
Peygamberimizi, kâinat kitabının kullanma kılavuzu olan Kur’an’ın (kitabullah) nasıl okunacağını gösteren bir rehber olarak tarif eden yazar, “Allah’ım! Bana eşyayı olduğu gibi göster” hadisine gönderme yaparak Fahr-i Kâinatın (a.s.m.) kâinat kitabı ile kitabullahın kavşağında bulunduğuna işaret ediyor. İnsan için uykuyu dinlenme, geceyi örtü, gündüzü maişet vakti kılan Rabbimizin Kur’an’da defalarca tefekkürü emrettiğini hatırlatarak, tefekkürün tıpkı gün gibi üç hali ve üç vakti olduğunu, bu üç vaktin de günün tamamı olduğuna dikkat çekiyor. Gece, gündüz, mehtap, gurup, sofra, yüz ve ene ile ilgili ayet ve hadisler çerçevesinde Peygamberimizin enfüsi ve afaki (kainat) tefekkürüne vurgu yapıyor.
Risalet tefekkür ve namaz ile başlamış; Peygamberimizin son sözleri de namaz üzerine olmuştur. Bu gerçekten hareketle namaz ve namazın bir günde muayyen beş vakte tahsisinin hikmeti üzerinde duran yazar “her şey insan için, insan namaz içindir” tespitinde bulunduktan sonra, farz, nafile namazlar ile kuşluk ve gece vakti gibi vakitlerde kılınan namazlardan hareketle, namazın Peygamberin bir gününün hemen her karesinde karşımıza çıktığını belirtiyor.
“Dua: her zaman, her durumda, her şey için,” diyen Karabaşoğlu, Kudsi Nebinin günün her anında hamd ve şükür, tesbih ve tenzih, tekbir ve tehlil, dua ve iltica, istiaze ve münacat halinde olduğunu, bu durumun bazen tek tek, bazen hep beraber bir ahenk içinde bulunduğunu belirtiyor. “Beni Rabbim edeplendirdi. Ne de güzel edeblendirdi!” diyen Peygamberin insanlarla, kainatla ve Rabbiyle olan ilişkisini ahlak ve edep ölçeğinde değerlendiriyor. Peygamberin gününü üçe ayırdığını, gününün üçte birini uyku, istirahat, ibadet, tefekkür ve tezekkür için kendisine, ikinci üçte birlik dilimini hanımlarına, çocuklarına, yakın akrabalarına, kalan kısmını ise ashabına ve ümmetine ayırdığını ifade ediyor.
Zeyl: Karabaşoğlu, “Peygamberin Bir Günü” isimli bu kitabında, bize cennetmisal bir hayat yaşayan Peygamberimizin ibretli ve hikmetli hayatından kesitler sunarak, onun her gününü, günün her anını O’nun için, O’nun adına, O’nun yolunda yaşadığını, onun bizler için bir günümüzü ve bütün ömrümüzü, O’nun için, Onun adına, O’nun yolunda yaşamanın nasıl da mümkün olduğunu gösteren en güzel örnek olduğunu hatırlatıyor ve bizi peygamberin bir gününe akıl ve kalbimizle hep beraber hicret etmeye çağırıyor.
Zaman Gazetesi