Mevlana’da Aşk, Bediüzzaman’da Şefkat

Doç. Dr. Atilla Yargıcı'nın Mevlana ve Bediüzzaman değerlendirmesi

Risale Haber-Haber Merkezi

Mevlana’nın takip ettiği aşk mesleği Allah’a ulaştıran Tarıklardan birisidir. Ancak bu aşk, Kur’an’da olmayan ve bir kavramdır. Üstelik de, Vahdet-i Vücud anlayışının da temelidir. Bu yol, insanın Allah’ın vedud ismine ulaştırır. Fakat, aşk yolu cadde-i Kübra değildir, bir çok kuvvetli esbab, Allah aşkına giden yolda önemli engeller oluşturmaktadır. 

Bediüzzaman ise, şefkat yolunu tercih etmektedir. Şefkat yolu daha geniş bir yoldur. Allah insanlara âşık olmaz, ama insanları sever ve insanlara şefkat eder. Bu yüzden şefkat eden bir insan, Allah’ın Rahim ve Rauf isimlerinin tecellilerine mazhar olur. Böyle bir insan, peygamberin yolundan giden, bencil olmayan, Allah’ı seven, diğer varlıkları da Allah adına seven, üstelik de sevginin ötesinde şefkat eden bir insandır. Şefkat sahibi bir insan da, kendisinin olduğu gibi çocuklarının ve bütün insanların da dünyevi ve uhrevi tehlikelerden kurtulmasını ister.

Mevlana’nın aşkı, aşk büyülü bir kelime olmasından doğu ve batı araştırmacıları için cazip gelebilmekte, ilahi aşkı anlatmak için kullanılan beyitleri, şiirlerdeki benzetmeleri beşeri aşka uyarlayabilmektedir. Mevlana’da aşk meselesinin birçok araştırmacı tarafından maksadının dışında kullanıldığı da bir vakıa olarak durmaktadır.

Bediüzzaman’ın şefkat prensibinde böyle bir istismara mahal verici bir yön yoktur. İnsanlık bugün Allah’ı sevmeye, Allah için sevmeye ve başkalarına merhamet ve şefkat etmeye muhtaçtır. İnsanlığın imansızlık karanlıklarından kurtulması için çaba göstermek bu şefkatin en yüksek mertebesidir.  İnsanlar şefkatin diğergamlığına ve kucaklayıcılığına muhtaç durumdayız. Said Nursi’nin aşk tahlili ve şefkati ön plana çıkarması,  düşüncede, yaşayışta ve tebliğde Kur’an’a dönüşü simgelemektedir.

Doç. Dr. Atilla Yargıcı'nın "Mevlana’da Aşk, Bediüzzaman’da Şefkat" yazısı için TIKLAYINIZ

Bediüzzaman Haberleri