Meyve Risalesi Çalıştayı

Kadir AYTAR

Ağaçlar sadece bir mevsim meyve verirler. Ama insan öyle değil. Her mevsimde ve zamanda meyve verebilecek kabiliyette yaratılmışlardır. Bunun için de sağlam karakterli ve manevi olarak çok güçlü referanslara dayalı bir kişiliğe sahip olmak gereklidir.

İnsan zaten aciz bir varlıktır. Her şeyden çabuk etkilenir, müteellim olur. İstikamet dairesinde durabilen, kendisine saldıran musibet ve elemlerden etkilenmeyi en aza indirebilen insanlar dünyaya çok nadir gelmişlerdir. Aczini ve fakrını anlayıp dergâh-ı İlahiyeye iltica eden adam çok güç elde eder, zenginleşir. Bu nedenle de dünyayı elinin tersi ile iter, endişenin zerresini ne kalbinde, ne de ruhunda hissetmez.

Bu insanlardan birisi de Bediüzzaman Said Nursi’dir. Ömrü çile, savaş, esaret, sürgün, hapis ve takiplerle geçmiş, işkencelerin dik alasını görmüş mazlum birisi. Kendisine atfedilen suçların hepsi de uydurma ve hem de insanı çileden çıkaracak, isyan ettirecek cinsten. Ama Bediüzzaman hepsine sabretmiş, tahammül etmiş, bırakın içine kapanmayı, ağlayıp sızlamayı, kader mahkûmu edebiyatı da yapmamıştır.

Hz. Yusuf nasıl mahkûmlarının pîri olmuş, hapishaneyi bir Medrese-i Yusufiye’ye çevirmiş ise, Bediüzzaman da bu zamanın mahkûmlarının pîridir. O da hapishaneyi Medrese-i Nuriye’ye çevirmiştir. 

Bediüzzaman’ın tek derdi var, o da Kur’an’ın sönmez ve söndürelemez bir güneş olduğunu bütün inkârcı güruhuna anlatmaktır. Onu hiçbir güç ve engel caydıramaz, davasından vazgeçiremez. Onun için dünya bir hiçtir. Hiçbir dünyalığın peşinde koşmaz. Teklif edilen hediyeleri büyük olsun, küçük olsun hiç tereddütsüz reddeder. Bu nedenle yaşadığı yer mağara olmuş, ev olmuş ya da hapishane olmuş çok önemli değildir. O bulunduğu her yeri ilmiyle aydınlatmış, kalbinin ve ruhunun sınır ve duvar tanımaz genişliği ile kâinatı kuşatmış, o genişliği adeta yaşadığı dar yere getirip gönülleri genişletmiştir.

Bir anlık öfkesine yenik düşen insanların yüreklerini ve akıllarını ferahlatarak iman dersleri vermiş, onları nedametle birlikte Allah’a muti birer fertler haline getirerek hapishaneleri birer ıslahhaneye çevirmiştir.

Meyve Risalesi, Bediüzzaman Said Nursi’nin en sıkıntılı anlarında ve hapishane toprağından beslenerek vermiş olduğu bir meyvedir. Hem de intikam alma duygusu ile kendini yiyip bitirme yerine, intikam sahiplerinin intikam duygusunu bitirme, taat ve ibadet çizgisine getirme işlevi gören bir meyvedir.

Böyle bir şeyi ancak büyük insanlar yapabilir. Şu büyüklüğe bakın:

Mademki nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said fedâ olsun. Yirmi sekiz sene çektiğim ezâ ve cefalar ve mâruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ithamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helâl ettim.” (Emirdağ Lahikası, s. 317)

Dava adamı hem affederek büyüklüğünü gösteriyor, hem de hedefinden zerre kadar şaşmıyor. Bütün sıkıntıları bir kenara atarak davasının peşinden koşuyor ve muvaffak da oluyor. Yıllarca kendisi ile devlet imkânlarını kullanarak uğraşan insanları böyle mağlup ediyor.

Geçtiğimiz cumartesi günü Risale Akademi merkezinde Meyve Risalesi Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya katılan akademisyenler yaptıkları çalışmaları sundular. Meyve Risalesindeki konular ışığında toplumun çeşitli kesimlerine hitap eden yönlerini incelediler ve müzakere ettiler.

Hapishanelerin ıslahhane olma noktasına bir türlü gelemediği, istatistiklere göre de mahkûm sayısının gün geçtikçe artış gösterdiği günümüzde Böyle bir konuyu gündeme getirmek anlamlı olsa gerektir.

Meyve Risalesi bu noktada büyük bir eğitim müfredatının nüvelerini içinde barındırmaktadır.

Tebliğcilerden Eğitimci Nuran Şahin’in bu Risale’den hareketle yapmış olduğu dikkat çekici önerilerden birkaçını buraya almakta yayar görüyorum:

Hapishanelerde;

Meyve Risalesi ders olarak okutulmalı,

İman hakikatleri anlatılmalı,

İnsani yaklaşımlar sergilenmeli,

İyiye kanalıze edilmeli,

Birebir iletişim ve empati kurulmalı,

Güven verici olunmalı,

Hayal duygusunu geliştirici çalışmalar yapılmalı,

Hapishane çalışanlarına da eğitimler verilmeli.

Meyve Risalesi toplumun her kesimine hitap ediyor. İman hakikatlerini telkin ederek Kur’an ahlakını kazandırıyor. Suç sonrası sıkıntıları tedavi ettiği gibi, suç işlemeyi önleyici görev de görüyor. İnsana asıl vazifesini hatırlatarak zararlı bir unsur olmaktan kurtararak dört mevsim meyve verebilecek hale getiriyor.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.