Mezar bulunsa yine kaybolur

Hasan Okur, Bediüzzaman'ın vasiyetine dikkat çekerek mezar araştırmasına karşı çıktı

Röportaj : Nurettin Huyut- Risale Haber

Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Hasan Okur:

ÜSTADIN MEZARININ ARANMASINI MANASIZ BULUYORUM

Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarının ortaya çıkarılması tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Herkesin malumu olduğu üzere Üstadın bu konuda vasiyeti var. Biz bu vasiyetine uygun hareket etmeliyiz. Yani onun vasiyetinin yerine getirilmesi için araştırılmamalı diye düşünüyorum.
Üstad ihlasın kırılmaması için bunun gizli kalması gerektiğini istemiş. Hatta Hz. Ali (RA)’nin de bugün kabri bilinmiyor. Belki makam olarak bazı yerler var. Ve oralar ziyaret edilerek ona Fatihalar ve dualar ediliyor. Ama gerçek mezarı kesin olarak bilinmiyor. O da ihlas gereği bilinmemesini istemiş.

Üstadımızın da o konuda madem vasiyeti var, o halde mezarının araştırılmasına gerek yok… Zaten Üstadın bir çok yerde makamları var. Mesela Barla’da, Çam Dağında, Urfa’da makamları var. Bu makamları var iken ayrıca Üstadın mezarının aranmasını manasız buluyorum. İsteyen gider o makamlarda Üstad’ı ziyaret eder ve ona manevi hediyeler, dualar gönderir.

Ben şahsen yerini bilsem Üstadın vasiyeti nedeniyle evladıma bile söylemem. Çünkü bu vasiyeti muhafaza etmekle mükellefiz. Hem bu meseleyi bilmeyen ve Risale-i Nuru özümsememiş insanlarla konuşmak da doğru değil. Çünkü Risale-i Nura ait incelikleri ancak onu özümsemiş insanlar bilir. Zaten bu meseleyi iyi bilenlerin çoğu ahirete intikal etmiştir. Onların verdiği bilgileri bilenler ise ser verip sır vermeyecek insanlardır. Ben de mezarı bulamayacaklarına inanıyorum.

Türkiye’de bir çok insanın Üstad gibi mezarı meçhule götürülenler var. Onların böyle vasiyetleri yoktur onların aranıp bulunup ortaya çıkarılmaları onların hakkıdır. Bulunup çıkarılmalı… Ama Üstadımızın böyle bir vasiyeti yok aksine bulunmaması yönünde, gizli kalması yönünde vasiyeti var…

MEZARI BULUNSA TEKRAR KAYBOLUR

Vasiyetine rağmen ortaya çıkması durumunda neler yapılabilir?


Devletin arşivlerinde mutlaka mezar ile ilgili bir şeyler vardır. Ve devlet onun yerini bulup gösterirse yapacağımız bir şey olmaz. Ama sanırım bulsalar bile gene orada kalmayacağına inanıyorum. Nasıl ki, daha önce herkesin gözü önünde Urfa’da defnedildi ama bir müddet sonra hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir şekilde oradan alınıp bilinmeyen bir yere taşındı gene aynı şey olacaktır.
Bulunsa bile bir müddet sonra onun mezarı gene kaybolacak gene bilinmeyen bir yere götürülecektir. Bunun nasıl gerçekleşeceğini ben bilmiyorum ama böyle olacağına inanıyorum.
Ve Nur Talebeleri bir şekilde bu vasiyeti korumalıdırlar. Buna güçleri yeter. Mesela Hz. Ali’nin (RA) mezarı biliniyor olsaydı, Şialar bugün o mezarın taşını, toprağını dişleri tırnakları ile yolar götürürlerdi. O nedenle Üstadın da mezarının bilinmesi halinde bir çok insan mezar ziyaretinin adabını bilmediğinden bir çok bid’anın da önü açılmış olacak ve İslam’ın kabul etmediği bir tarzda ziyaretler gerçekleşecek ve bir çok fitneye de kapı açılmış olacaktır. Biz böyle bir duruma müsaade edemeyiz.

Mevlana’nın tarzında olmalıdır deniyor. Mevlana zamanı ferdiyet idi onun için onun mezarı olabilir. Ama Üstad ferdiyeti kaldırmış yerine cemaati koymuş, bu zaman şahıs zamanı değil cemaat zamanıdır. Bu mana anlaşılamıyor. İnşaallah anlaşılacaktır. Üstadın şahsından ziyade davası önemlidir. Savunduğu fikirler önemlidir. Onlar ön plana çıkarılmalıdır.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Özel Haberleri