Erkam Okur’un haberi:
Sosyal Etüdler Derneği tarafından düzenlenen seminerde Milliyetçilik tartışıldı.
Yrd. Doç. Dr. Levent Bilgi sunduğu seminerde Gebze’de görev yaparken hiç Türkçe bilmeyen insanlarla karşılaştığını ifade ederek, “arkadaşımın annesi hiç Türkçe bilmiyordu. Manisa, İzmir, Kuşadası’nda hep Türkçe konuşulduğundan, onları dağda yaşayan insanlar gibi düşünüyordum. Gebze’deki arkadaşları görünceye kadar” dedi.
Açılım tartışmaları ile gençlerin kimlik, devlet, din ve cemaati sorgulamaya başladıklarına dikkat çeken Bilgi, “Doğuda herkesin Bediüzzaman’a saygısı var. Bediüzzaman en sembol bir isim burada. Doğu üniversitesindeki çocuklar çok iyi konuşuyorlar. Marmara üniversitesindeki çocuklar bu kadar konuşamıyorlar onların çok derdi yok” şeklinde konuştu.
Milliyetçiliğin çok çeşidinin olduğunu vurgulayan Bilgi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Risale-i Nur içine girdikçe, okudukça çekiyor, ucundan kıyısından tutmakla olmaz. Böyle yapan kendi kendini kandırıyor. Lemaat’te geçiyor, lezaizi bir şekilde tatmin edilmesi lazım dünya ve ahireti dengede tutmak gerekiyor. Bir tanesi ağır basarsa diğeri gabileşiyor. Dünyanın faniliğini anlayıp afaki lezzeti anlamış oluyor.
“Nuhun gemisine Türk, Kürt, Arap insanlar mı bindi? Irkçılık enaniyeti kamçılıyor. Şeytan hakikaten ahmak. Allah’la konuşuyor ve isyan ediyor. Rabbim beni ateşten insanı topraktan yarattın diyor. Bile bile isyan ettiriyor.
“Milliyetçilik 18.yüzyılda zirve yapmış, 20. yüzyılda hafiflemeye geçmiş, 21. yüzyılda zararı anlaşılmış ve Avrupa’da bitirmiş. Fransız ve Almanlar ‘Biz ırkçılıktan kurtulamadık, çocuklarımız kurtulsun’ diye sosyal projeler yapmışlar. 10 yıl gençler arası Fransa-Almanya devamlı gidiş gelişler olmuş. AB’nin temellerini Fransız ve Almanlar atmışlar. Milliyetçilik Deccalin dinidir, yıkıldığında altında kalacak.