Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen “İstanbul Dersleri” ana başlıklı bilimsel eğitim programlarına Yrd. Doç. Dr. Çobanoğlu tarafından verilen “Osmanlı Devrinde İstanbul’un İmarı” konferansıyla devam edildi. Çobanoğlu, İstanbul’un, Osmanlı’nın eline geçtikten sonra kültürel, sosyal, ticari ve mimari açıdan geliştiğini, özellikle cami ve külliyelerin mimari estetiğine büyük önem verildiğini belirtti. Konferansın büyük bölümünü Mimar Sinan’a ve eserlerine ayıran Çobanoğlu, Osmanlı mimarisinde Mimar Sinan’ın çok önemli bir yer tuttuğunu belirterek şunları söyledi: “1539 yılında, günümüzde Bayındırlık Bakanlığı’na eş düşen mimarbaşılık makamına getirilen Mimar Sinan, imparatorluğun gücünü simgeleyen mimarlık başyapıtlarının tasarlanıp uygulanmasında birinci derecede rol oynamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü olduğu çağında yaşayan Mimar Sinan, I. Süleyman (Kanuni), II. Selim ve III. Murat olmak üzere üç padişah döneminde mimarbaşılık etmiştir ve yapılarında gerçekleştirdiği deneyler ve yeniliklerle, Osmanlı-Türk mimarlığını doruk noktasına ulaştırmıştır. Mimar Sinan, dünyanın en büyük yapı sanatçılarından biridir. 1588 yılında vefat eden Mimar Sinan, asırlar geçmesine rağmen dünya çapında hatırı sayılan bir yapı sanatçısı olarak hâlâ anılır ve tanınırken, Mimarlar Odası’nın Mimar Sinan’ı anmamasını anlamak mümkün değildir.”
Yeni Asya