Futbol sevdalısı erkek kardeşler arasında büyümüş olmamdan dolayı olsa gerek, oldum olası futbol haberlerini severim. Bir çoklarına garip gelecek (özellikle de hanımlara!) ama benden film veya maç izleme arasında tercih yapmam istenirse şayet, doğrusu bu ya maç izlemeyi tercih ederim.
Geçtiğimiz hafta bir taraftan Wikileaks belgelerinin altından ne çıkacak diye merak ve heyecanla beklerken, diğer taraftan da 2022 Dünya Futbol Şampiyonasını hangi devletin ağırlayacağının açıklanmasını bekledim. Bu heyecanım ve merakımın sebebi, Arap körfezinin küçük ülkesi Katar'ın, Amerika, Avusturalya, Japonya ve Güney Kore gibi devlerle çekişmesi idi. FİFA başkanı Sepp Blatter zarfı açıp "Katar!!" deyince, Ortadoğuda yaşayan milletler adına çok sevindim. Çünkü, futbol spor tarihinde bir ilk gerçekleşmişti ve olimpiyatlar öneminde olan Dünya Futbol Kupası Şampiyonluğuna ev sahipliği yapmak bir Ortadoğu ülkesine verilmişti.
Benim yaşadığım aynı heyecanı Yusuf el-Kardavi de yaşamış. Kardavi'nin Katar televizyonundan naklen verilen Cuma hutbelerini izlemeye çalışırım. Cuma hutbesinin sonunda, Arap ve İslam alemini ilgilendiren gündemle alakalı bir kaç söz etmeyi adet edinen Yusuf el-Kardavi, geçtiğimiz Cuma hutbesi sonunda da aynı şeyi yaptı ve "Futbola karşı ilgim yok ama, duydum ki Katar Amerika ile çekişiyormuş. Elimi havaya kaldırdım ve ‘Allah’ım ne olur Katar kazansın!’ dedim. Katar'ın kazandığını öğrenince çok sevindim" dedi.
Dünyada adâletsiz bir düzen var ve bu düzen her yerde çarkını döndürüyor. Belli milletler; siyaset, ekonomi, sanat ve spor gibi daha nice dallarla ilgili karar mekanizmalarını ele geçirmişler ve kimseye kaptırmıyorlar. Dünya Futbol Şampiyonası gibi büyük bir olaya ev sahipliği yapmayı Katar'a kaptıran Amerika çok rahatsız oldu. Obama öyle bir açıklama yaptı ki, sarfettiği sözler tamamen kibriya kokuyordu. Neymiş efendim, 2022 Dünya Futbol Şampiyonası evsahipliğinin Katar'a verilmesi hatalı bir karar olmuş!
Öyle ya! Küçük olsun büyük olsun herşeyi kendileri elde edecekler; sürekli kazanacaklar hiç kaybetmeyecekler. Amerikan filmlerine, hatta çocuklar için hazırlanan çizgi filmlere dikkatle bakın, kibriya felsefesinin izlerini bulacaksınız. Tanıdığım bazı Amerikalıların ağzından dökülen şu kelimeleri çok duymuşumdur: "That is way we are Great Amerika" (İşte bu yüzden biz yüce Amerikayız). Korkarım Amerikalıların sahip oldukları bu üstünlük psikolojisi sonlarını getirecek. Çünkü kibriya ancak ve ancak yüce Allah'a mahsustur!
Arap Yarımadasının Basra Körfezine doğru uzanan minik yarımadası veya iri burnu diyebileceğimiz Katar, 2001 nüfus sayımlarına göre 907 bin 350 nüfusa sahip. Bunun 550 bini, çalışmak için ülkeye gelen Hintli, Pakistanlı, Uzakdoğulu, Arap ve az da olsa Batılılardan oluşuyor. Şimdilerde bu oran çok çok artmıştır herhalde. Çünkü Katar çok büyük bir ilerleme kaydetti ve ediyor. Katar siyaset, eğitim, medya ve spor sahalarında dünyaya açık bir politika izliyor.
Siyaset: Türkiye ile de arası çok iyi olan Katar, uluslararası siyasi areneda oldukça aktif rol oynuyor; özellikle de Yemen, Sudan, Filistin ve Lübnan problemlerine çare bulmak için çaba sarfediyor.
Eğitim: Aralarında Carnegie Mellon, Georgetown ve Cornell'in de bulunduğu meşhur üniversiteler Katar’da branş açtılar. Bu durum, Batı üniversitelerinde okumak isteyen Ortadoğulu veya Asyalı öğrenciler için iyi bir imkan sunuyor.
Medya: Sanırım el-Cezireyi duymayanınız yoktur. Arap aleminin ilk özel haber kanalı olan el-Cezire’ye CNN'in rakibi gözüyle bakılıyor; hatta bir çok haberde onu geride bıraktığı da söyleniyor. 24 saat yayın yapan Arapça ve İngilizce haber kanallarının yanısıra, Cezire Mübâşir, Cezire Çocuk, Cezire Spor ve Cezire Belgesel kanalları ile el-Cezire bir medya devi.
Spor: Katar 2006 yılında yapılan Asya Oyunlarına evsahipliği yaptı. Dillere destan olan açılışta bir çok devlet adamının yanı sıra, İsmail Heniyye, Beşar Esed ve Ahmedi Necad da bulundu. Oyunları izleyen spor bilirkişileri, Katar'ın gelecekte de böyle devasa organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek kabiliyette olmasında hem fikir oldular. İşte bu şehâdet Katar'ın 2011 Ocak ayında yapılacak Asya Futbol Şampiyonasına ve 2022 Dünya Futbol Şampiyonasına evsahipliği yapmasına yol açtı.
Devasa organizasyonun Katar’da yapılacak olması Türk inşaat şirketleri için de büyük avantajlar sağlayacak. Türk inşaat şirketleri son yıllarda Katar’da büyük projelere imza attılar. Dünya Kupası için hazırlanacak olan yeni stadyum inşaatlarından da aslan payını Türk şirketlerinin alacağı konuşuluyor.
Doğal olarak bir çok insan, "Ne gereği var bu tür işlere; bunlar israf" diyecektir. Ve bir bakıma haklılar da. Milyonlarca insan açlıkla kıvranırken, insanlar zevk için israf ediyor. Bu doğru ve ben de böyle düşünenlerden biriyim. Ancak, istesek de istemesek de, çok büyük miktarlarda para sarfedilen bu tür organizasyonlar modern zamanın bir parçası olmuş durumda.
Ayette, "İkrah ettiğiniz şeylerin altından hayır çıkar" deniyor. Ne yapalım, biz de bu muazzam organizasyonun ilk defa bir Müslüman ülkede yapılmasının çok hayırlara kapı açmasını Yüce Rabbimizden diliyoruz.
Allah herşeyi bilen ve herşeye kadir olandır. Biz ona güveniyoruz.