Ay Yılı (Hicri) Takvimin 3. Ayı olan Rebiülevvel’in 12. gecesini (bu sene 28 Ekim Çarşambayı Perşembeye bağlayan geceyi) Mevlid Kandili olarak idrak ettik. Hicri Rebiülevvel ayının on ikinci günü Peygamber Efendimiz‘in (sav) dünyaya geldiği tarihtir. Ülkemizde sevgili Peygamberimiz (sav)’in dünyaya teşriflerinin içinde olduğu zaman dilimi günlerinin yıldönümünü Mevlid-i Nebi Haftası olarak idrak ediyoruz.
Mevlid-i Nebi Haftası vesilesiyle çeşitli etkinlikler tertip edilerek, sevgili Peygamberimizin evrensel mesajının dünya insanlığına ulaştırılması hedeflenmektedir.
Bu yıl ki Mevlid-i Nebi Haftasının konusu, Diyanet işleri Başkanlığı tarafından “Hz. Peygamber ve Çocuk” olarak belirlenmiştir.
Çocuklar dünya hayatının süsü ve insanlara Allah’ın bahşettiği en değerli hediyedir. Peygamber Efendimiz (sav) insanlığa her hususta olduğu gibi, çocuklara karşı sevgi ve şefkatte de en mükemmel örnekleri insanlığa sunmuştur. Sevgili Peygamberimiz (sav) başta kendi çocukları olmak üzere muhatap olduğu tüm çocuklara mübarek yaşantısıyla iyi örnek olmuş, onların iyi bir insan ve Müslüman olmaları için dua etmiş, onları çok sevmiş, onlara çok değerli hediyeler vermiş, onlarla arkadaş olmuş, kuşu ölen çocuğa taziyeye gitmiştir. Hz. Peygamber bir hadisinde, "Eğer süt emen çocuklar, beli bükük yaşlılar, otlayan hayvanlar olmasaydı, üzerinize azap sel gibi inerdi." buyurarak ilahi azabı engelleyen unsurlardan ilkinin, "sabiler" (süt emme çağındaki bebekler) olduğuna dikkat çekmiştir.
O'nun, çocuklarla olan bütün ilişkilerinde, çocukları önemsediğini ve onlara değer verdiğini görüyoruz. Peygamberimizin çocuklara verdiği değerlerden ve tüm insanlığa sunmuş olduğu buyruklar ile O’nun bu konudaki bazı örnek hayatları şöyledir:
* Peygamberimiz (sav) kızı Zeynep’ten olan torunu Ümameyi namaz kılarken kıyam halinde omuzuna almış, rükû ve secde esnasında yere bırakmış, tekrar kıyama doğrulunca yeniden omuzuna almıştır.
* Sevgili Peygamberimiz bir defasında namaz kıldırırken çocuk ağlaması işitince namazı kısa surelerle biraz seri kıldırarak çocuğun daha fazla ağlamamasını arzu etmiştir.
* Peygamberimiz(sav.) namazda secdede iken torunları Hz. Hasan ve Hüseyin sırtına binmiş, onlar sırtından ininceye kadar secdeden kalkmamıştır.
* Peygamberimiz (sav) ashabının yanında bulunduğu bir sırada torunu Hz. Hasanı öpmüştü. Orada bulunan biri “Benim on tane çocuğum var, onlardan hiçbirini öpmedim.” deyince Rasulullah (sav) adama hayretle bakıp “Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz. Allah senin kalbinden merhameti çekip aldıysa ben ne yapabilirim?” buyurmuşlardır.
* Babası Uhud savaşında şehit olan bir çocuğu sevgili Peygamberimiz (sav) teselli ederken: “Ben senin baban olayım, Aişe de annen olsun istemez misin?” buyurarak onu evine götürmüş, onun gönlünü almış ve üzüntüsünü gidermiştir.
* Sahabeden Enes b. Malik on yıl peygamberimizin yanında kalmış, onun hizmetinde bulunmuş ve Peygamberimiz(sav) ile ilgili şunu söylemiştir: “Aile bireylerine karşı Hz. Peygamberden daha şefkatli olan hiç kimseyi görmedim.”
* Peygamberimiz (sav) kızı Fatıma için: “Fatıma benim yüreğimden bir parçadır; onu hoşnut eden beni memnun eder, onu üzen de beni üzmüş olur” buyurarak kız çocuğuna verilmesi gereken en güzel değeri vermiştir.
*Hurma ağaçlarını taşlayan çocuğu yakalayıp Hz. Peygamber’in (sav) huzuruna getiriyorlar. Küçük çocuk bir kusur işlediğini anlıyor, iki yanında iki adam, bir korku kaplıyor içini. Râfi b. Amr’ı yakalayanlar, Resulullah’ın çocuk hakkında hüküm vermesini istiyorlar. Çünkü çocuk da olsa yaptığı şey suç. Bir başkasının malına zarar vermiş, ağaçları taşlamış. Hz. Peygamber ise onlar gibi acele etmiyor. Sakince dinliyor adamları. Sonra çocuğa dönüyor, yüzü mütebessim. Bakışları güven, sesi şefkat dolu. “Çocuğum, hurmaları neden taşlıyorsun?” diye soruyor. Onun müşfik tavrı Râfi’yi cesaretlendiriyor, az önceki korkusu büsbütün geçiyor. Râfi b. Amr, sadece yemek için cevabını verince Allah Resulü de karşısında boynu bükük mahcup bir hâlde bekleyen çocuğun başını okşuyor mübarek elleriyle ve “Hurmaları taşlama da altına düşenlerden ye” buyuruyor. Ardından da “Allah’ım, onun karnını doyur” diyerek niyazda bulunuyor.
Peygamberimiz (sav) çok sevdiği çocuklarla ilgili buyurduğu hadisi şeriflerden bazıları şöyledir:
“Allah’tan korkun ve çocuklarınız üzerinde adaletli olun.”
“Bir baba çocuğuna iyi terbiyeden daha değerli bir hediye vermemiştir.”
“Küçüklerimizi sevmeyen büyüklerimizi saymayan bizden değildir.”
Peygamber Efendimiz‘in (asm) dünyaya geldiği tarih olan Hicri Rebiülevvel ayının on ikinci günü bu yıl Miladi olarak 28 Ekim 2020 Çarşamba Mevlid Kandilinde dünyada, ülkemizde birçok çocuk dünyaya teşrif ettiler. Teşrif eden bu bebeklerden biride bacım olmadığı için bacım olarak gördüğüm baldızımın dünyaya getirdiği Miray Ece adını verdikleri kız çocuklarıdır. İnşallah her yıl Mevlid kandilini kutlarken Miray Ece’nin de doğum gününü kutlamış olacağız.
Bu vesileyle güneş ve ay gibi ışık saçan parlayan manasına gelen Miray ve kraliçe, güzel kadın manasına gelen Ece bebeğe bu ismin hayırlı olmasını, ismi ile her zaman mutlu olmasını, ana, babasına itaatli, sağlam imanlı, vatanına, milletine, insanlığa faydalı olarak yetişmesini Allah’tan niyaz ediyoruz.
Allah’ım, Miray Ece bebeği İslam fidanlığında biten güzel bir fidan olarak büyüt, İman ve İslam güneşi ile yolunu nurlandır. Amin.