Mısırlı Muhammed: Risale-i Nur bugün mü yazıldı?

Önceki gün Risale Haber e-postasına bir mesaj düştü. Mısır'dan gelen mesaj üzerine Risale Haber muhabiri ilgili kişiyle irtibata geçti...

İbrahim Mert’in haberi:

Risale Haber-ÖZEL

Önceki gün Risale Haber e-postasına bir mesaj düştü. Mısır’dan gelen mesajda Risale-i Nur ile ilgili tanışma anı ve kısa bir intiba vardı. Mesaj üzerine ilgili kişiyle irtibata geçen Risale Haber muhabiri, Mısır’da Türk Dili ve Edebiyat mezunu olan Muhammed Samir’le görüştü.

İşte Mısırlı Muhammed Samir’in mesajı ve röportajı:
 
“Ben Mısır’dan Muhammed Samir. Mısırlıyım. Türk dili ve edebiyatı bölümü mezunuyum. Daha önce Türkiye'de bulundum. Sitenizi çok beğendim. Tüm İslam dünyasına yardım edeceğini dilerim.

“Size Risale-i Nur ile ilgili bir söz söylemek isterim; daha önce Risale-i Nurları duymamıştım ama bir gün Türk bir arkadaşımla birlikte Mısır’daki Türk arkadaşlara gittik ve orada Risale-i Nur ismini duydum. Daha sonra şu kitapları okuduktan sonra kendi kendime ‘Benim arkadaşlarım bana şu kitaplar yaklaşık 100 yıldan önce yazılmış olduğunu söylemeselerdi, bugünlerde yazılmış olduğunu söylerdim’ dedim.
“Gerçekten risalelerin sözleri ve örnekleri herkese uygundur, sanki bugünlerde yazılmış gibidir.

Risale-i Nur'ları nasıl duydunuz.
Hatırladığım kadarıyla üçüncü sınıftayken bize bir Türk arkadaş geldi. Onunla tanıştık ve bizi Mısır’daki Türk arkadaşlarına davet etti. İlk defa orada Risale-i Nur'u işittim.

İlk intibanız ne oldu?
Bu risaleler üzerinden İslam’a hizmet için çalışan arkadaşları gördükten sonra, ben ve diğer Mısırlı arkadaşlarım da bu kitapları okumaya başladık. Önce çağdaş bir yazar tarafından yazıldığını zannettim. Çünkü manaları basit bir tefsir gibiydi ve bütün akıllara hitap ediyordu. ama yaklaşık 100 yıl önce yazılmış eserler olduğunu öğrendiğimde ona çok daha fazla önem verdim. Risaleler, gerçekten büyük bir bürhan ve Kur'an-ı Kerim’in büyük bir tefsirdir.

Diğer eserlerden ne gibi farkları var?
Risale-i Nur’un özelliği bütün akıllara hitap etmesi.

Eserlerin Arapçasını mı Türkçesini mi okudunuz?
Sözler’i, Mektubat’ı, Lemalar’ı okudum. Risaleleri, istifade edebilmek ve Türkçemi geliştirmek için, her iki dilde de okuyorum. Yani “bir taşla iki kuş” vuruyorum .

Hem edebiyat mezunu hem de Türkçe ile Arapçayı konuşan biri olarak Risalelerin dilini nasıl buluyorsunuz?
Gerçekten risalelerin dilini üslub bakışından “nev-i şahsına münhasır” görüyorum. Yani müellif meseleleri çok basit bir şekilde açıklığa kavuşturuyor ama başka herhangi biri aynı üslubla yazamıyor.

Daha önce eserleri duymayan arkadaşlarınıza okuduğunuzda onların görüşleri neler oluyor?
Onu hakikatle karşılaştırıyor ve gerçeği görüyorlar. Bediüzzaman’ın amacı İslam ve Müslümanlara hizmetten başka bir şey değil. 

İslam dünyasına bu eserler nasıl iletilebilir?
İslam dünyası yalnız Türkçe veya Arapça konuşmuyor. Diğer diller de var. Onun için Risale-i Nur’ların birçok dile çevrilmesi gerekir. Bu yetmez; risaleleri anlatacak kimselerin de olması gerekir.

Risale Haber

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Özel Haberleri