Diş macunları ileri derecede bazik olduğundan ağız içi dengeyi bozar. Misvakta ise yüksek konsantrasyonlarda asit veya bazik tabiatta maddeler yoktur.
Yapılan bir araştırmada liflerinde baklava dilimi şeklinde anizotrop basit prizmatik bitki kristallerinin olduğu anlaşılmıştır. Bunun ise mekanik temizliğe tesiri büyüktür.
Buhârî ve Müslim’in Sahîhleri’nde Peygamber Efendimiz'den (asm) şu hadis rivayet edilir:
“Ümmetime güçlük çıkarmak korkusu olmasaydı, kendilerine her namaz vaktinde misvak kullanmayı emrederdim.” (Tecrid-i Sarih. c1 s20l; c3 s15.)
Yine Buhâri ve Müslim’in Sahîh’lerinde şöyle anlatılır:
“Peygamber efendimiz gece namaza kalktığında ağzını misvakla fırçalardı.”
“Misvak, ağzı temizler, Allah’ın hoşnutluğunu kazandırır.”
Müslim’in Sahîh’inde de şu bilgiye rastlanır:
“Peygamber efendimiz evine girdiğinde ilk işi dişlerini misvaklamak olurdu.”
Misvak konusundaki hadisler oldukça çoktur.
Peygamber Efendimizin (asm) ölüm döşeğindeyken bile dişini fırçaladığı doğru olduğu gibi “Ben sizden daha fazla misvak kullanırım” dediği de doğrudur.
Misvak yapılan ağaçların en sağlıklısı “Erak” ağacıdır. Bilinmeyen bir ağaçtan misvak yapmamak gerekir. Zîrâ bazen zehirleyici olabilir. Misvak kullanmakta kararlı ve ısrarlı olmak gerekir.
Kullanılan misvakların en iyisi gül suyuyla ıslatılanıdır. En faydalı olanlarından biri de badem kökleridir.
Misvak kullanan kimse haftanın her Perşembe günü misvak kullanırsa, kafayı dinlendirir, duyuları netleştirir ve zekâyı keskinleştirir.
MİSVAK’IN YARARLARI
Misvakla ağzı fazlaca fırçalamak, ağızdaki yemek artıklarını ve dişlerin pasını giderir.
Dişleri mideden yükselecek gaz ve kirleri kabul etmeye hazırlar.
Normal şekilde fırçalanırsa dişleri parlatır.
Damağı güçlendirir.
Anti Septik (Mikrop kırıcı) özelliği vardır.
Dili çözer, sözün akışını kolaylaştırır.
Diş köklerindeki çürümeyi giderir.
Ağız kokusunu güzelleştirir.
Zekâyı berraklaştırır
Yemeğe karşı iştahı artırır.
Kokusu tükürük salgısını artırdığından dişetlerinin kurumasını önler.
Diş etlerini sertleştirir.
Balgamı keser.
Görüşü güçlendirir.
Mîdeyi sağlamlaştırır
Sesi berraklaştırır.
Yemeğin sindirimine yardım eder.
Okumayı, zikir ve namazı canlandırır.
Uykuyu uzaklaştırır.
Rabbin hoşnutluğunu kazandırır.
Bedenin rutubetini keser.
Veremi engeller.
Toz haline getirilmiş köklerinden macun yapılır. Kökleri kaynatılıp içilirse gonoreyi (bel soğukluğunu) önler. Dalak bölgesi ağrıları için çorba kıvamında içmek gerekir.
Diş macunları ileri derecede bazik olduğundan ağız içi dengeyi bozar. Ancak bu nebati fırçanın (misvak) aktif kısmı haftada bir değiştirilerek yeni bir fırça kullanma avantajını sağlar. Misvakta ise yüksek konsantrasyonlarda asit veya bazik tabiatta maddeler yoktur.
Ege Üniversitesinde yapılan bir araştırmada liflerinde baklava dilimi şeklinde anizotrop basit prizmatik bitki kristallerinin olduğu anlaşılmıştır. Bunun ise mekanik temizliğe tesiri büyüktür.
Bütün fırçalama metodlarına uygulanabilmesi, ağaçtan elde edildiğinden, istenilen boy, kalınlık ve şekilde temini, fırçalama anında liflerinin elektrikli diş fırçalarında olduğu gibi rotasyon yapması, kuvvet fırçaya dik uygulandığından mumlu diş iplikleriyle yapılan temizliğin eldesi, onu kıyas yapılamaz bir üstünlüğe eriştirir.
Misvak her zaman müstehabtır ancak namaz, abdest, uykudan uyanma ve ağız kokusunun değişmesi sıralarında müstehablığı daha da pekişir. Oruçluya da oruçlu olmayana da her zaman misvak kullanmak müstehaptır, çünkü misvak konusundaki hadisler geneldir.
Oruçlunun misvak kullanmaya ihtiyacı vardır ve Cenabı Hakk'ın hoşnutluğunu kazanmaya vesîledir. Rabbin hoşnutluğu da oruç tutulduğu zaman, tutulmadığı zamanlardan daha fazla istenir. Aynı zamanda misvak ağzı temizler, temizlik ise oruçlunun en üstün işlerindendir.
Sünen’de Âmir İbn-i Râbia’dan şöyle dediği rivayet edilir: “Ben Rasülullah (asm) oruçlu olduğu halde misvak kullanırken, sayılamayacak kadar çok gördüm.”
Buhârî dedi ki; İbn-i Ömer şöyle der: “Peygamber efendimiz sabah akşam misvak kullanırdı.”
BİLGİNLERİN İCMÂ’I
Oruçlu kimse vacip ve müstehap olarak ağzını suyla çalkalar, ağzı çalkalamak ise (suyun boğaza ve ağzın içindeki her noktaya ulaşması bakımından) misvaktan daha kuvvetlidir, şeklindedir. Allah, kendisine kötü kokuyla yaklaşılmasını arzu etmez, bununla beraber misvak, Cenab-ı Hak c.c.’in kendisiyle ibadeti meşru kıldığı şeyler cinsinden de değildir. (Yani Kullanmamak azabı gerektirmediği gibi kullanmak da ibadetin farzlarından değildir.) Kıyamet gününde oruçlunun ağız kokusunun güzel olacağından bahsedilmesi, oruç tutmaya özendirme bakımındandır, yoksa kokunun kalıcı olması yönünden değildir, üstelik oruçlu kimsenin misvak kullanmaya duyduğu ihtiyaç oruçlu olmayandan daha fazladır.
Ayrıca Cenab-ı Hakk'ın (cc) hoşnutluğunu kazanmak, oruçlunun ağız kokusunu güzelleştirme arzusundan daha önemlidir. Misvak, kıyamet gününde Allah’ın katında ağzın güzel kokmasına -ki bu kokuyu misvak gidermişti- engel olmuyor, üstelik oruçlu kimse ağız kokusunu misvakla gidermiş bile olsa kıyamet gününde, oruçlu olduğunun belirtisi olarak ağzının kokusu miskten daha güzel olduğu halde geliyor. Tıpkı yaralı bir kimsenin dünyadayken yarasının kanını gidermekle emrolunmasına rağmen, kıyamet gününde yarasının kanı kan renginde, kokusu misk kokusuna benzer halde geldiği gibi.
Daha doğrusu oruçlunun ağız kokusu misvakla kaybolmaz, bunun sebebi bellidir. O da midenin yemekten boşalmasıdır. Kaybolan, sâdece etkisidir. Dişlerin ve diş etlerinin üzerindeki katılaşma da aynı nedene bağlıdır.
Yine Peygamber efendimiz, oruçluyken müstehab ve mekruh olan şeyleri ümmetine öğretmiş, misvak kullandıklarını bile bile misvak kullanmayı mekruh olan şeyler sınıfından saymamış, üstelik en kapsamlı ve en geniş anlamlı sözlerle ümmetini misvak kullanmaya teşvik etmiş, ümmeti de O’nu oruçlu olduğu halde sayılamayacak kadar çok kez misvak kullanırken gözlemişlerdir. Ümmetinin, kendisine uyduklarını biliyordu, buna rağmen hayatında bir kez olsun, öğleden sonra misvak kullanmayınız dememiştir. Açıklamayı ihtiyaç duyulduğu zamandan sonraya bırakmak mümkün değildir. Allah her şeyi daha iyi bilendir.
MİSVAK AĞACININ MEYVESİ
Buhârî ve Müslim’in Sahîh’lerinde Câbir İbn-i Abdillah r.a.in rivayet ettiği hadislerdendir- rivayet edildiğine göre Câbir şöyle dedi: “Biz Peygamber efendimizle birlikte misvak ağacının meyvesini topluyorduk, Peygamber efendimiz orada bulunanlara: “Siz bu yabanî yemişin kararanlarını tercih ediniz! Çünkü onun siyahı en lezzetlisidir” buyurdu.” (Kebâs, erak (misvak ağacı)’nın meyvesidir.)
Bu meyve hicaz toprağında yetişir, yapısı sıcak ve kurudur. Faydaları ağacının faydalarına benzer. Mîdeyi güçlendirir, sindirimi rahat hâle getirir, balgamı temizler, sırt ağrılarına ve dertlerin çoğuna fayda verir.
İbn-i Cülcül der ki: “Bu meyve kaynatılıp suyu içilirse idrarı çoğaltır ve mesaneyi temizler.”
İbn-i Rıdvan da der ki: “Bu meyve mîdeyi kuvvetlendirir.”
NASIL KULLANILMALI?
Bir karış uzunluğundaki Misvak’ın bir ucunu ilk kullanımdan önce yumuşaması için suda (mümkünse gül suyunda) bekletiniz.
Çapı 1-3 cm arasında olmalı.
Yumuşattığınız ucun alttan 2-3 santimlik kısmının dışındaki sert tabakayı bıçakla kazıyın. İç kısımdaki lifler yumuşamaya başlamış olacak.
Yumuşamadıysa dişleriniz arasında ezerek yumuşatın. Lif lif ayrılmış bir fırçanız olacak.
Her kullanımdan önce misvakı hafifçe dişinizle ezerek yumuşatın. Suya sokmadan, dişlerinize sürterek kullanın. İçinden gelen öz hem dişlerinizi beyazlatacak, hem de ağız kokusunu önleyecek.
Kullandıktan sonra yıkayıp ucu yukarıda kalacak şekilde dik olarak saklayın. Kullandığınız uç kısımdaki lifler “doğal olarak” eskiyip koptukça bu kısmı tamamen kesin.
Açma işini tekrarlayınız.
Misvakın uzunluğu bir karış, kalınlığı bir parmak kadar olmalı.
Misvakı tutuş şeklimiz ise sağ elimizin baş ve küçük parmağımız misvakın altında diğer üç parmağımız üzerinde olacak şekilde olmalıdır.
Misvakı kullanırken fazla baskı yapmadan enine doğru kullanmalıdır.