Birkaç gün önce dünyanın önde gelen (belkide en iyisi) teknik üniversitelerinden birisi, MIT (Massachusetts Institute of Technology), bilgisayarlar için özel olarak üretilmiş bir yapay zeka çipini tanıttı. Kendi yapay zeka yazılımına sahip olan ve bu yazılımın bilgisayarlarda kullanılabilmesi amacıyla sıradan bir çip şeklinde üretilmiş olan bu çipin adı "Eyeriss". Oldukça kullanışlı özelliklere sahip olan ve takıldığı cihazlara yapay zeka bahşeden bu çip, MIT'de görevli olan araştırmacıların belirttiğine göre akıllı telefonlar için de uyarlandı.
Akıllı telefonlarda da kullanılabilecek olan Eyeriss, neredeyse herkesin sahip olduğu bu küçük cihazları çok özel kılacak. Karmaşık yapay zeka işlemlerini tamamlayabilme imkanına sahip olacak olan akıllı telefonlar, belkide tamamen sesimizle kontrol ettiğimiz cihazlara dönüşecektir. MIT araştırmacılarının belirttiğine göre Eyeriss'in kullanım alanları arasında basit cümle çevirileri, yüz tanıma sistemi, ses tanıma sistemi ve telefon işlemlerini kontrol edebilme özelliği bulunuyor.
Sadece akıllı telefonlarla değil, aynı zamanda akıllı saatlerle, robotlarla, sürücüsüz araçlarla ve Internet of Things kapsamına giren diğer tüm cihazlarla da kullanılabilen Eyeriss, bu cihazlardaki görevleri kolayca yerine getirebildiği için diğer sistemlerden daha marifetli ve daha pratik. Eyeriss'in bu cihazlarda çalışabilmesini sağlayan özelliği "deep learning". Deep learning, yapay zeka sistemlerinin öğrenebilmesini ve tam anlamıyla ne yapacağını bilmesini sağlayan bir teknoloji. MIT araştırmacıları bilgisayarlarda başarıyla deep learning'i kullanabilmişler, ancak son derece karmaşık algoritmaları içeren deep learning teknolojisi yüksek seviyelerde işlemci gücü gerektiriyor. İşlemcileri tam anlamıyla kurutan deep learning, çok çalışan bu donanımın çok enerji tüketmesine de neden oluyor. Yani bu durum özellikle akıllı telefonlar için büyük bir sorun. Fakat MIT araştırmacıları bu teknolojiye de çözüm bulmayı başarmışlar.
Deep learning işleminin gerçekleştirilmesi gerek ancak işlemin yapay zekanın bulunduğu cihazlarda yürütülmesi gerekmiyor. Bu nedenle internet bağlantısını kullanarak ana veri merkezine verileri gönderen akıllı telefonlar, deep learning işleminin tamamlanmasının ardından verileri geri alıyorlar. Böylece yapay zekanın bulunduğu cihazların işlemci kullanımı minimum düzeye indiriliyor. İnternet bağlantısının da bazı ülkelerde çok hızlı olduğunu düşünürsek bu yöntemin kullanımına başlamamak için büyük bir neden olmadığını da anlayabiliriz.
Kaynak: webtekno - Emre Karakullukçu, TheVerge