Miyasoğlu’nu dostları unutmadı

Geçenlerde sonsuzluğa uğurladığımız edebiyatçı Mustafa Miyasoğlu hakkında ESKADER’in Cağaloğlu’nda düzenlediği anma toplantısına büyük bir katılım oldu. Dostları, Miyasoğlu ailesini yalnız bırakmadı.

Risale Haber - Haber Merkezi

Düzenlediği anma programlarıyla tanınan Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin yakınlarda ebedî âleme uğurlanan şair, yazar ve fikir adamı Mustafa Miyasoğlu hakkında tertip ettiği toplantıya büyük ilgi oldu. “Bâbıâli Sohbetleri” kapsamında Timaş Kitapkahve’de gerçekleşen programa katılan Türkiye’nin tanınmış, yazarları, şairleri, sanatçıları ve kültür adamları Miyasoğlu ailesini yalnız bırakmadılar.

Gazeteci Hüseyin Sarıkoç’un yönettiği anma toplantısında konuşmacılar Mustafa Miyasoğlu ile ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirdiler, hâtıralarını dinleyicilerle paylaştılar. Ayhan İnal, Beşir Ayvazoğlu, Mehmet Tekelioğlu, Abdurrahman Şen, Recep Garip, Gazi Altun, Muzaffer Doğan, Vahap Akbaş, Ahmet Rüştü Çelebi, Dursun Gürlek, Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, Özcan Ünlü, Hüseyin Altuntaş, Fazlı Karamanoğlu, Zeki Kuşoğlu, Fahrettin Gün, Sabri Koz, Nilüfer Miyasoğlu, Mehmet Miyasoğlu, Emre Miyasoğlu ve Eren Miyasoğlu söz aldılar. Akif Arslan ney üflerken Eren Miyasoğlu da sesiyle kendisine eşlik etti. İbrahim Özgün Miyasoğlu’nun “Şairin Duası” adlı şiirini okuduktan sonra Muhsin Duran bir aşr-i şerif tilâvet etti.

HÂTIRASINA SAHİP ÇIKILIYOR

Programın açılış konuşmasını yapan edebiyatçı yazar ve ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım, vefat eden kültür sanat adamlarının eserleriyle ve hâtıralarıyla yaşatılabildiğini belirterek, “Dernek olarak biz yitirdiğimiz şair, yazar ve sanatçılar için düzenli anma programları yapıyoruz. Bu bir görevdir, ömrünü milletimizin değerlerine adayanlar hiçbir zaman unutulmamalı, çeşitli vesilelerle hatırlanmalıdır.” dedi. Mustafa Miyasoğlu’nun cenazesine büyük bir ilgi olduğunu hatırlatan Yardım, konuşmasını şöyle tamamladı: “Basında bir çok haber çıktı, yazarlar köşelerinde yazdılar. Üç dört dergi özel sayı hazırlıyor. Bu durum, vefa duygusu adına önemlidir. Miyasoğlu adına bir anma kitabı hazırlanmalı, bir edebiyat yarışması düzenlenmelidir. O hem hizmet hem de himmet adamıydı. Kendisini rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz.”

Hüseyin Sarıkoç ilk olarak sözü şair Ayhan İnal’e verdi. Ayhan İnal Miyasoğlu’ndan bir şiir okuyarak şaire rahmet diledi. Yazar Beşir Ayvazoğlu da kadîm dostu Miyasoğlu ile tanışmasının hikâyesini anlattıktan sonra, “Mustafa bey de üstadı necip Fazıl gibi gençlere değer verdi, emek verdi, bu çizgiyi devam ettirdi, edebiyatla soluk alıp veren bir insandı.” dedi. Miyasoğlu’nun biyografi kitaplarının önemine dikkat çeken Ayvazoğlu, “Son zamanlarda şiiri azaltıp nesre ağırlık veriyordu. Bana göre de nesri ve biyografi kitapları son derece önemlidir.” dedi. Miyasoğlu’nun gençlik arkadaşı Mehmet Tekelioğlu ise “Yazarımızla Kayseri’de birlikte okuduk. Büyük Doğu Cemiyeti’ne devam ederdik.” dedikten sonra hâtıralarını nakletti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal ve Kültürel İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen, konuşmasında Miyasoğlu ile tanışmasının ilginç hikâyesini anlattı. “Yeni Devir gazetesinde tanıştık. Bana yazı yazdıran adamdır. Kendisini rahmet ve minnetle anıyorum.” diyen Şen konuşmasını şöyle tamamladı: “Necip Fazıl dışındaki diğer edebiyatçıları da severdi. Meselâ Tarık Buğra’yı takdir ederdi. ‘Tarık Buğra hiçbir yere kapılanmamıştır. Bu yüzden sağ kesim Tarık Buğra’ya sahip çıkmamıştır’ derdi. Miyasoğlu’nun kendisini romana yöneltmek istediğini ama sinemadan koparamadığını ifade eden Şen, “Mustafa ağabeyin hizmetleri çoktur. Yayınladığımız Sarmaşık dergisinin onuncu ve sonuncu sayısını ona adamıştık.”

GENÇLERE SAHİP ÇIKARDI

Recep Garip ilk gençlik yıllarında herhangi bir faaliyet düzenlediklerinde öncelikle Mustafa Miyasoğlu’nu dâvet ettiklerini belirterek, “Çünkü Mustafa ağabey bizi kırmazdı, gelir konuşurdu. Ondan emindik.” dedi. Garip, özetle şöyle konuştu: “Mustafa ağabey İslâm dünyasının meselelerini de yakından takip ederdi. Emperyalizmin tuzaklarına dikkat çekerdi. Proje üretmeyi çok sever, bu projeleri sıkıca takip ederdi.”

Gazi Altun Miyasoğlu ile tanışmasının hikâyesini anlatırken dinleyicileri 1970’li yıllara götürdü. Altun dinleyicilerle şu sözleri paylaştı: “Mustafa Miyasoğlu ile 1969’da MTTB’de tanıştık. Pınar dergisinde buluştuk. Türk Edebiyatı Vakfı’nda da sıklıkla bir araya gelirdik. Sanki bir ‘fikirmatik’ti. Ömer Seyfeddin’e de değer verir, onun adına yapılan yarışmaları önemserdi. O bir ideal ve dâvâ adamıydı. Çocukları inşallah Mustafa Beyin başlattığı hizmetleri sürdürecek.”

Muzaffer Doğan konuşmasında Miyasoğlu’nun çok konuştuğunu ama hep dolu konuştuğunu hatırlatarak şu noktalar üzerinde durdu: “O bir öğretmendi, öğretendi, dâvâsı için yaşadı. Üstadını çok severdi. Şiiri iyiydi, ama denemesi mükemmeldi. Çok iyi bir deneme yazarıydı. Bütün ömrünü edebiyata adadı, ama edebiyatı da dâvâsı için severdi. Gayretliydi.”

Mustafa Miyasoğlu’nun en eski arkadaşlarından şair ve yazar Vahap Akbaş, hüzün yüklü konuşmasında merhum yazarın hizmetlerini andı ve şöyle dedi:

“Hepimizin dostları vardır, onlar gidince kederlenir, bir boşluk duyarız. Ama Mustafa Miyasoğlu benim hayatımda en büyük boşluğu bıraktı. 1970’li yıllarda Devran adlı şiir kitabını okumuştum. Etkilendiğim bu kitap hakkında bir yazı yazmıştım. Beni aramış, bulmuş ve teşekkür etmişti. Bütün kitaplarını da imzalı olarak bana hediye etmişti. İşte köklü dostluğumuz o zaman başladı.”

DUYGULU ANLAR YAŞANDI

Ahmet Rüştü Çelebi, Miyasoğlu’nun kayınpederi Ekrem Ocaklı’nın hizmetlerinden bahsederken kültür tarihçisi Dursun Gürlek de Miyasoğlu’nun gayreti ve sadakati üzerinde durdu. Gürlek, “Hilmi Oflaz’dan sonra Necip Fazıl’ın en çok seven Miyasoğlu’ydu. Israrcıydı ve fikr-i takip sahibiydi.” diyen Gürlek, Miyasoğlu’nun hizmetlerinin unutulmayacağının altını çizdi. Yazar Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, Miyasoğlu’nun sanat, kültür ve medeniyet konularında duyarlı olduğunu hatırlatarak, “Tüccarlık yapmadı, cemaatçilik yapmadı, bir aydına yakışır şekilde çalıştı, çabaladı ve ömrünü tamamladı. Zaten bir aydına da bu yakışır.” şeklinde düşüncelerini açıkladı.

Mustafa Miyasoğlu’nun eşi Nilüfer Hanım, çocukları Mehmet, Emre ve Eren de duygu dolu konuşmalar yaptılar. Nilüfer Hanım, eşinin kendisine adadığı “Şiir” isimli şiiri okudu. Aile fertlerinin ve bazı konuşmacıların zaman zaman gözyaşlarına hâkim olamadıkları görüldü.

Dinleyicilerin üç saati aşkın süre dikkatle ve sabırla takip ettiği toplantının ardından hâtıra fotoğrafları çekildi. Dinleyicilere Mustafa Miyasoğlu’nun Konak Yayınları arasında çıkan son kitapları armağan edildi.

Edebiyat Haberleri