Ancak bu amaç uğruna tuzağa düşürüldüğüne inananların sayısı da az değil. Bir grup doktorun yazdığı ‘Tıp Bu Değil’ tedavi ile ticaretin sınırını çiziyor.
İlaçlar mı hastalıklar için mi üretilir yoksa ilaçlara göre hastalık mı icat edilir? Check up aslında hasta olduğumuza inanmamız için kurulan bir tuzak mı? Sağlığa harcadıkça hasta mı oluyoruz? Sağlık alanında doğruyu yanlıştan ayırmanın sadece halk için değil hekim açısından da zorlaştığı günümüzde Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu editörlüğünde yazılan ‘Tıp Bu Değil’ adlı kitapta imzası bulunan bir grup hekim tartışmalı konulara açıklık getiriyor. İşte hepsi doktor olan Ahmet Aydın, Ahmet Özdoğan, Ali Rıza Üçer, Bülent Kara, Gülümser Hepar, İlknur Arslanoğlu, Kaan Arslanoğlu, Mustafa Sönmez, Mutluhan İzmir, Osman Elbek, Tolga Binbay, Uğur Yılmaz, Yavuz Dizdar’ın kitapta yer alan tespitlerinden bazıları.
‘Bitkisel’ ilaç pazarı ne kadar dürüst
Prof. Dr. Ahmet Özdoğan: Sanki ilaç bitkisel oldu mu bir yan etkisi olmaz. Ama insanlar televizyona çıkıyor, hiçbir eğitimi yok, hele ki tıp eğitimi hiç yok, bu şuna iyi geliyor, buna da iyi geliyor deyiş, satış ve pazarlama teknikleriyle bizi aldatıyorlar.
Gelecek 10 yılda herkes ameliyat olacak
Uz. Dr. Ali Rıza Üçer: Toplumun yüzde 11.5’i her yıl ameliyat ya da cerrahi girişim oluyor. Bu ameliyatların 5 milyonu büyük-orta ölçekli ameliyatlar, 3 milyonu küçük ölçekli ameliyatlar. Hiç artış olmasa bile önümüzdeki 10 yıllık periyotta herkese ameliyat ya da cerrahi girişim yapılacak.
Paket check-up bir ikna yöntemi mi
Dr. Osman Elbek: Bir sorun vardı: Çoğunluk kendisini ‘yeterince’ sağlıklı görüyordu. İnsanlar, ‘yeterince’ sağlıklı olmadıkları konusunda ikna edilecekti: Paket check-up’lar bir ‘ikna yöntemi’ olarak bu dönemde hayatımıza girdi. ‘Yeterince’ test yaptıranlar, testlerin birisinde ‘yeterince’ sağlıklı olmadığını gösteren bir sonucu görünce şoke oldular.
İçime doğmuştu, çok şükür hastayım!
Dr. İlknur Arslanoğlu: Hastalıktan haz duyar hali geldik. 30’lu yaşlarından beri en büyük zevkleri gece hastane acillerine gitmek olan kişiler, mütevazı ev yaşamlarını ilaç kutusuyla renklendirenler var.
KOLESTEROL KALP KRİZİ NEDENİ Mİ
Prof. Dr. Ahmet Aydın: Çeşitli ülkelerde yapılan çok sayıda araştırmaların birçoğunda kan kolestrol düzeyleri ile koroner kalp hastalığı arasında ya da ölüm sıklığı arasında bir ilişki bulunamamış. Yani anlayacağınız kolesterolü yüksek olan da olmayan da koroner kalp hastalığı geçiriyor! Yıllardır nasıl kandırıldığınızı anladınız mı? Ama utanmaz kolesterol lobisi bu gerçekten hareketle ‘kolesterol düşürücü ilaçları (statinleri) artık kullanmayın’ diyeceklerine normal kolesterolü olanlar da bu ilaçları kullansın istiyor. Tıbbi mafya ucuz ve yan etkisiz iltihap azaltıcıları (balıkyağı, D vitamini, baharatlar, otlar vb.) hiç önermiyor.
HER DURUMDA HASTAYIZ
Uzm. Dr. Uğur Yılmaz: Tıp endüstrisi artık sadece ilaç ve tıbbi malzeme değil, yeni hastalıklar ve tıbbi sorunlar da tasarlayabiliyor. Ayağını titretiyorsan ‘huzursuz bacak’, utangaçsan ‘sosyal anksiete’, gülüyorsan hastasın, ağlıyorsan hastasın, fazla hareketliysen hiperaktivite hastasısın. Modern tıbbın yeni hastalık listesinde yok yok. İnsanları gereksiz yere ömür boyu ilaç kullandırmaya inandırmak ve yönlendirmek için sağlık ve hastalık tanımı ve anlayışı değiştirilmiştir. Eskiden insanlar nadiren hasta olur ve hekime giderdi. Varsayılan hali sağlıklı olmaktı. Bugün hastalık hali varsayılan durumdur.
NE KADAR PARA O KADAR SAĞLIK MI
Yazar Mustafa Sönmez: Sanayi üretiminin kaydırıldığı ülkelerde gerekli önlemlerin alınmaması, denetimlerin yapılmaması ile yaşanan iş cinayetleri, meslek hastalıklarıyla birlikte tedavi ve ilaç tüketimleri de arttı. Fiziksel rahatsızlıkları tetikleyen bu çevre koşullarına ek olarak, işsizlik, kitlelerde kaygı, endişe ve korkuyu beslemekte, bu da yaygın biçimde ruhsal hastalıklara davet çıkarmaktadır. Bunun yanı sıra, sağlığa yatırım yapan şirketlerin, ilaç ve tedavi kurumlarının sağlık harcamalarını kışkırtıcı propagandaları, medyayı da manipüle etmesi hastalık hastası sayısını artırdı. Bu da sağlık sektörüne talebi kabarttı.
Star