Hoşgeldin ey onbir ay
Aynı Ramazan gibi
Hayr ü bereket dolsun
Aynı Ramazan gibi
Herkes herkesi sevsin
Sofra olsun gönüller
Nefis şeytan kovulsun
Kardeşlik zirve olsun
Daim Kuran okunsun
Konuşulsun Kuranca
Diller mübarek olsun
Gönül aşkla yoğrulsun
Yine vakti vaktince
İftar etsin insanlar
O buyrun demedikçe
Aşa uzanmasınlar
Sahur olmasa bile
Sahur gibi niyetle
Güne tez başlayarak
Kuşansınlar yürekçe
Zorluklara erkekçe
Her gün Ramazan olsun
Her ay mübarek olsun
Her gece hep aydınlık
Hep ayık hep uyanık
Şerre şeytana karşı
Her gün oruç diyerek
Sıkı dursak hayata
Sarılsak hasenata
Bakmasak seyyiata
Oruç gibi her zaman
Önünde açık Kuran
Duruyor gibi her an
Diz çöküp el bağlasak
Hep rahmet hep mağfiret
Hep insanlık merhamet
Gel ey can inat etme
Candan diyelim "gitme"
Onbir ayı silelim
Hep Ramazan diyelim
Hoşgeldin ey onbir ay
Aynı Ramazan gibi
Hayr ü bereket dolsun
Aynı Ramazan gibi.
***
İbadet; kulun, Allah Teâlâ’ya karşı tekbir, hamd, şükür gibi vazifelerini, Onun emrettiği tarzda yerine getirmesidir. İnsan; Cenâb-ı Hakk’ın sonsuz ihsan, ikram ve nimetleriyle beslendiğini düşünerek Ona karşı hamd ve şükür görevini yerine getirmekle sorumludur. Bu ise, ancak ibadetle olur. İbadet eden insan, bu dünya misafirhanesinde, Allah’ın emri dâiresinde oturup kalkar, yiyip içer, her türlü fiil ve hareketlerini Onun emirlerine göre tanzim eder. Allah’ın kulu olarak yaşar. Bu kulluk onu, hakiki insaniyete, gerçek şerefe kavuşturur. Zaten insanların yaratılış gayesi ibadet ile bu şerefe nâil olmaktır. Nitekim, Cenâb-ı Hak Zâriyât Sûresinde (Ayet, 56); “Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etmeleri için yarattım.” buyurmaktadır.