Kur’an bütün mucizeleriyle Sevgili Peygamberimiz (asm)’ın bir mucizesi olduğu gibi, Resul-i Ekrem Efendimiz de bütün mucizeleri ve peygamberlik delilleriyle Kur’an’ın bir mucizesidir.
Son üç haftadır, İstanbul’daki bir çalışma (www.divanakademi.org) vesilesiyle temas etmeye çalıştığım Kur’an’ın mucizelerinin idrak edilmesi, sadece Kur’an’a değil, tüm iman hakikatlerine olan nüfuz ve yakini artıran bir seviyedir.
Özellikle pozitivizm esaslı batı medeniyetinin küreselleşme ile birlikte boşluk bırakmayacak seviyede dünyevi ve birey odaklı bir hayat tarzını dayatması, maddi-manevi meydan okumalara hakkıyla cevap verecek bir İslam ülkesinin veya kurumunun mevcut olmaması i’caz-ı Kur’an ile ilgili çalışmaları hayati kılmıştır.
İlk paragraftaki tespitin sahibi Bediüzzaman Hazretleri, son devirde i’caz-ı Kur’an’la ilgili kaleme aldığı risaleler, tesis ettiği hizmet veya hareket ve orijinal, daha önce hiç yapılmamış, içinde yaşadığımız zamana yönelik tespit ve çalışmalarla bu sahada müstesna bir yere sahiptir.
Bugün sizlere 1311, 1379 ve 1397 Ramazanlarında vefat eden üç Kur’an hizmetkârından yola çıkarak Bediüzzaman Hazretleri’nin dikkat çektiği Kur’an’ın göze bakan mucizesi ile ilgili bazı bilgiler nakletmeye çalışacağım.
¥
4 RAMAZAN 1311
Burdurlu Kayışzade Hafız Osman Nuri Efendi hayatını Mushaf-ı Şerif yazmaya vakfederek yüz altı mukaddes nüsha yazmaya muvaffak oldu. Kur’ân-ı Kerîm’i ayet-berkenar (Sayfa ölçüsü olarak Müdayene ayeti ve satır ölçüsü olarak İhlâs Suresi’nin alınmasıyla tüm sayfaların ayetle başlayıp ayetle bitmesi hali) diye meşhur olan tarz ile yazarak Kur’ân hattı tarihinde yeni bir çığır açtı ve Kur’ân’ın göz ile görünecek bir i’cazının ortaya çıkmasına vesile oldu. Yüz yedinci nüshayı kerimeyi Cennet-i a’lâda ikmal etmek üzere 4 Ramazan 1311 gecesi teravih namazını kıldırırken âlem-i âhirete irtihal eyledi. Rahmetullahi Aleyh.
¥
25 RAMAZAN 1379
Bediüzzaman Hazretleri, Kayışzade Hafız Osman Nuri Efendi’nin nüshasını alıp tetkik eder. Kendi ifadesiyle “Başta lafzullah olarak gâyet manidar tevafukat-ı gaybiyeyi” görür ve Kur’an’ın göze bakan bir mucizesi olan ‘tevafuk’un ortaya çıkartılması için on talebesi ile bir çalışma başlatır.
Ona göre, “Ehl-i marifet bir velinin fehmettiği i’caz ile, ehl-i aşk bir velinin müşahede ettiği cemal-i i’caz bir olmadığı gibi; muhtelif meşaribe göre cemal-i i’cazın cilveleri değişir.” “Âmi avamdan veyahut aklı gözüne inmiş maddiyunlar tabakasına karşı, Kur’ân’ın göz ile görünecek bir işaret-i i’caziyesi bulunduğu...” açıktır ve Hazreti Üstad niyetini şöyle ifade eder: “Şimdi o tabakanın fehmini ve zevkini teshil etmek için; kırk vücuh-ı i’cazdan göz ile görülen bir vechini ve o vechin on cüzünden bir cüzünü Kur’ân’ın nakş-ı hattında göstermeyi niyet ettik.” Ona göre tevafuk çok önemlidir, sebebini şöyle açıklar: “Kudsi bir şeyin zarfı ve kılıfı ârızî bir kudsiyet aldığına binaen ve tevafukta bir işaret-ı kudsiye gördüğümüzden tevafuk nazarımızda mübarek olmuştur. Hem tevafuk ittifaka işaret, ittifak ise ittihada emare, ittihat ise vahdete alamet, vahdet ise tevhide delalet, tevhid ise Kur’ân’ın dört esasından en mühim esası olduğundan tevafuk nazarımızda yüksek bir meymenet almıştır.”
Ömrü Kur’an’a hizmetle geçen Bediüzzaman Hazretleri 25 Ramazan 1379’da Rahmet-i Rahman’a kavuştu. Rahmetullahi Aleyh.
¥
6 RAMAZAN 1397
Bediüzzaman Hazretlerinin bu düşünce ve projesini gerçekleştirmek, talebesi ve hayrul halefi Ahmed Husrev Efendi’ye nasip oldu. Bugün, Hayrat Neşriyat tarafından neşredilen Tevafuklu Kur’an’ın kâtibi olan Husrev Efendi, Üstadı gibi ömrünü Kur’an’a hizmete vakfetti, binlerce talebe yetiştirdi. Üstadına göre O, ihlâs sırrına tam mazhar olan, altın başlı, elmas kalemli omuzdaşı, hizmetinin mümessili idi. Gül Fabrikası idi. Yazdığı Mushaf Levh-i Mahfuz’daki Kur’an gibiydi. Vakıf İnsan Husrev Efendi 6 Ramazan 1397’de dar-ı Beka’ya irtihal eyledi. Rahmetullahi Aleyh.
¥
1433 Ramazan-ı Şerifi boyunca, 4 haftadır, Mucizat-ı Kur’aniye Okumaları’ndan naklettiğim notları burada noktalıyorum.
Bu vesileyle, bayramınızı tebrik ediyor, dualarınızı istirham ediyorum.
Yeni Akit