Devlet; “toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır.”
İnsanları millet yapan ve ortak değerler veren bir ana gibidir. "Devlet Ana" olarak bilinir. Şefkat ile insanlara muamele eder.
Asırlar boyunca harplere, darplara göğsünü siper eden Osmanlı İmparatorluğunun “insanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışı hem devleti uzun zaman yaşatmış hem de insana insan olduğu için değer vermiştir.
Osmanlı’nın yıkılmasıyla dini, adaleti, hürriyeti, eşitliği, insanlığa saygıyı adeta yok sayan anlayışlarla devletler kuruldu. Bu oluşumlarsa zihniyeti iğdiş edilmiş olup milletle bağını koparmış şefkatten öte ceberut bir idare şeklinde tezahür etmişlerdir.
O devlette yaşayanlar meşru şekilde idareyi ele almaya başlayınca da zapt u rapt altında olan idareler beynelmilel komitelerce akla hayale gelmeyen şekilde muhafaza edilmeye çalışılmıştır.
Bu topraklarımız koca imparatorluktan elimizde kalan son topraklar olup, bunlarda da çok kimselerin gözü ve planları bulunmaktır.
Toplumun çözülmesi ve dinden, diyanetten uzaklaşması ve adeta mankurtlar, embesiller ordusu olması için akla hayale gelen gelmeyen her şeyle bu çözülmeyi hızlandırmaya çalışıyorlar. Ta ki apolitik yani kutsalı olmayan bir toplum ve dünya inşa edilmesi kolay olsun. Bu ülkemizde olduğu gibi dünya genelinde böyle. Ateizme, paganizme insanları kanalize etmek için komiteler çabalıyorlar.
Filistin'de zamanında gemilerle gelen Yahudilere kucak açıp evlerinde misafir ettikleri Yahudilerin bir gün gelip adeta "besle kargayı oysun gözünü" şekline geleceklerini bilselerdi kesinlikle ayak bastırmazlardı.
İşgal ettikleri, misafireten geldikleri topraklara kan, göz yaşı, zulüm getiren bu lanetli kavmin akıbetini gerçekten merak ediyorum. Neredeyse bir asra yaklaşan bu müfsit millet sadece orta doğuya değil ellerinde imkân olsa tüm dünyayı katle, nefye tabi tutup, her şeyi zalim Cengiz ordusu gibi yakıp yıkmak istemekteler.
Milletlerin, devletlerin varlıklarını korumaları için mutlak surette yeni nesillere milli, manevi değerlerini aktarıp istikballerini muhafaza etmeye çalışmaları elzemdir.
Unutulmamalı; parlayan her şey yıldız değildir. Görünüşte parlak süslü laflarla insanları kandırıp başka maksat peşinde olanlara dikkat etmek lazım. Yoksa hürriyet, müsavat, meşveret derler esarete mahkûm ederler. Din ve devlet düşmanları ve onları organize edenlerin yaptığı tam da budur. Bir iki yemleyip tuzağa düşürmeye çalışıyorlar. Vaktiyle öyle yemlediler bizi bir asır geçti biz tuzağa düştükten sonra İslam aleminde sorunlar, sıkıntılar, ihtilaflar hemen baş gösterdi.
Hülâsa, çok ama çok dikkat etmemiz lazım.
Selam ve dua ile.