İnsanlık bir süreç ve insanla ayakta duran bir serüvense şayet insan her şeyin hem halefi hem selefidir. İlim, irfan, hikmet bu süreçte idealist bir insanın olmazsa olmazıdır.
İdeali olmayan insanlara ideal kazandırıp ömrünü telef etmekten kurtarmak için idealist insanlara büyük ödev düşüyor.
Bu topraklar İslamiyetle asırlardır ayakta durmaktadır. Gençlerimizi ihmal edersek geleceğimizi de imha ederiz. Hem neslimizi hem de istikbalimizi kurtarmak için her şeyi kullanmalıyız. Şimdiki nesil tükenmiş olsa ondan sonraki nesil de otomatik olarak imha edilecektir.
Ahlaksızlığın önü alınmalı ve kadim tarihimize sahip çıkıp misyon ve vizyona sahip toplum kültürümüz devam ettirilmelidir. Bu ülke asla işgal edilmedi ama şimdi gördüğümüz ve dayatılmaya çalışılan sömürü kültürüne baktığımızda zihinler işgal edilmiş gibi. –Yani, milliyetsiz, kimliksiz, omurgasız, İslami değerleri olmayan, apolitik– Bu da fiziki işgalden daha beter bir durumdur.
Geleneksel İslam kültürü gençlere aktarılmalıdır. Bu konuda gerçekten dertlenmeliyiz. Yoksa ilim, irfan, hikmetten söz edecek bir toplum kalmayacaktır. Anadolu irfanı olarak da tanımlanan bu kavramlar, bu coğrafyanın mayasıdır, harcıdır. Mayasız, harçsız bu coğrafyanın ayakta kalması da pek mümkün değildir.
İlim, irfan ve hikmetle toplumumuz tüketim toplumundan üretim toplumuna geçecektir. Zihinler prangalardan kurtulacak ve kadim tarihine liyakatli birer fert olacaktır.
Bir çok yazımda bundan bahsetmemin sebebi budur. Hem dünya hem ukbada istikametli, düzenli bir hayat ancak İslamiyetin vizyon ve misyonuna muvafık hareket etmekle mümkündür.
Selam ve dua ile.