Risale-i Nur hizmetinde maneviyatı güçlü şahısların olması, hizmetin temel hedefleri açısından oldukça önemlidir. Bu kişilerin, kendi nefislerini aşarak ilahi emir ve yasaklara uygun bir yaşam sürdürmeleri bu hayat tarzını çevrelerinde numune-i emsal olarak gösterecek, hizmetin esasları ve düsturlarının önemine dikkat çekecektir.
Maneviyatı güçlü şahıslar, yalnızca ilmî ve fikrî rehberlik yapmakla kalmaz, aynı zamanda yaşadıkları ve hissettikleri manevi hallerle başkalarına da bu hizmetin ruhunu aksetirir. Çünkü; “sohbette insibağ ve in'ikas vardır.” (Sözler, 489)
Görüşmeler, konuşmalar sayesinde bu yüksek hasletler de insanlar arasında sirayet ve insibağ ve in’ikas edecektir.
Sadakât ve İhlası Koruma
Risale-i Nur, samimiyet ve ihlâsa çok büyük önem verir. Maneviyatı kuvvetli şahıslar, kişisel çıkar ve dünya menfaatlerinden uzak bir duruş sergileyerek hizmete ihlâsla yaklaşır. Bu sadakât, hizmetin samimî bir çizgide devam etmesini sağlar. Hizmette istikrar da devam etmiş olur.
Etkili Manevi Rehberlik, Rolmodellik
Maneviyatı güçlü olan şahıslar, Risale-i Nur Külliyatı'nın yalnızca teorik bilgiyle değil, aynı zamanda manevi derinliklerini kalem, kelam, meyile, ef’alleriyle gösterip öyle hareket ettikleri için hizmet içinde sadakât ve ihlâsla hizmet ederek çevrelerindeki insanlara Risale-i Nur’un bir iman ve hayat kitabı olduğunu isbat ederler.
Risale-i Nur’un gayelerini daha etkili bir şekilde anlatabilirler. Onların derin maneviyatı, karşılaştıkları zorluklarda sabırlı ve metin olmalarına vesile olur. Bu kişileri gören kimseler de kendilerine bir dayanak noktası olarak görüp kendilerinde manen bir kuvve-i kudsiye hissederler.
Toplumsal İrşat ve Tesir Gücü
Maneviyatı güçlü şahıslar, insanları etkileme konusunda daha derin bir tesir gücüne sahiptir. Çünkü topluma, sadece sözle değil, hâl ve hareketleriyle de numune olurlar. Manevi yönü kuvvetli bir hayat, başkalarının da kendi hayatlarını bu doğrultuda gözden geçirmesine vesile olabilir.
Hem bu şahısları görenlere hem de bu şahıslar kendilerinin rol model alındığının farkında olmalarıyla kendilerine daha çok dikkat ederler.
Toplumsal irşat hiç şüphesiz ki önemlidir. Şayet tebliğ ve irşat hizmeti biter veya zayıflamalar olursa toplumda helal haram hassasiyeti, ahlâkî değerlerin önemi ve yaşantıya tesirinde de ciddi manada değişimler olacaktır.
Birlik ve Davayı, Hizmeti Güçlendirme
Maneviyatı güçlü şahıslar, nefsî bir tavırla hareket ederek, bencillikten ve şahsî ihtiraslardan uzak hizmet duruşunu sergilerler. Bu sayede cemaat içinde kardeşlik, uhuvvet bağı güçlenir, ihtilaflar azalır ve manevi bağlar kuvvetlenir. Bunun da çeşitli metotları var. Okuma programı, gezi, müzakere, mütalaa gibi. Kardeşlerine hizmet etmekten çekinmezler ve fedakarlık gösterirler.
İstikamet ve Azim
Maneviyatı güçlü olan şahıslar, hizmetin istikameti doğrultusunda sabır, sadakât, ihlâs ve azimle ilerleyebilirler. Karşılaşılan zorluklarda ve imtihanlarda sarsılmadan devam etmeleri, hizmetin devamını sağlar. Onların istikâmeti, çevrelerine örnek olarak güç kazandırır.
Bu nedenlerle, Risale-i Nur hizmetinde maneviyatı güçlü şahısların varlığı, sadece manevi gelişimine katkı sağlamakla kalmaz, hizmetin kalıcılığı, akıcılığı ve sağlıklı ilerleyişi açısından da oldukça önem arz eder.
Manevi derinliği olan ve hizmet içinde yetişmiş olan şahıslar, Bediüzzaman Said Nursi'nin çizdiği yolun esaslarına sadık kalarak bu yolun manevi bir hâdimi olur. Bir ellerinde İmanî eserler diğer ellerinde Lâhikalarla hizmet ederler. Zaten sorunların temelinde bu iki tarz eserin beraber olarak tam manasıyla esas alınıp hareket edilmemesidir.
Sabır ve Metanet
Risale-i Nur hizmetini yerine getirirken karşılaşılan zorluklar ve sıkıntılar karşısında yılmazlar. Sabırla ve metanetle hareket eder, dayanıklılık gösterirler. İman ve tevekkül, onların zorluklar karşısındaki hasletleridir.
“Hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hâdisatın tazyikatından kurtulabilir.
"Tevekkeltü alallah" der, sefine-i hayatta kemal-i emniyetle hâdisatın dağlarvari dalgaları içinde seyran eder.” (Sözler, 314)
İhlas ve Samimiyet
Bu kişiler, yaptıkları hizmeti yalnızca Allah rızası için yaparlar ve gösterişten uzak dururlar. İhlâs, onların tüm işlerinde merkezde yer alır. Dünyevi menfaatler, makam veya şöhret gibi dünyevi beklentilerden uzaktırlar.
“Her şeyde bir ihlas var.” (Lemalar, 133) sırrını âlemlerine yerleştirmişler ve farkındadırlar.
Tevazu ve Nefsi Terbiye
Maneviyatı güçlü kişiler, tevazuyla hareket ederler ve kendilerini hizmetin önünde görmezler. Nefislerini sürekli kontrol eder, kibir ve bencillikten uzak dururlar. Bu sayede, çevrelerinde sevgi ve saygı görürler.
“Her adam için, heyet-i içtimaiyede görmek ve görünmek için mertebe denilen bir penceresi vardır.
O pencere kamet-i kıymetinden yüksek ise, tekebbür ile tetavül edecek; eğer kamet-i kıymetinden aşağı ise, tevazu' ile tekavvüs edecek ve eğilecek.. tâ o seviyede görsün ve görünsün.
İnsanda büyüklüğün mikyası; küçüklüktür, yani tevazu'dur.
Küçüklüğün mizanı; büyüklüktür, yani tekebbürdür.” (Mektubat, 477)
“Gayet ihtiyat ve mümkün olduğu kadar… gücendirmemek ve ikiliğe meydan vermemek ve itidal-i dem ve tahammül etmek ve mümkün olduğu derecede bizim arkadaşlar uhuvvetlerini ve tesanüdlerini tevazu ile ve mahviyetle ve terk-i enaniyetle takviye etmek gayet lâzım ve zarurîdir.” (Şualar, 315)
Takva Sahibi Olmak
Allah’ın emir ve yasaklarına bağlılık, hayatlarının temelinde yer alır. Helal ve haram çizgisine dikkat eder, dinin vecibelerini titizlikle yerine getirme gayretindedirler. Onların takvası, sadece kendi hayatlarını değil, hizmetin maneviyatına da tesir ve sirayet eder.
“Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i sâlih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır.” (Kastamonu Lahikası, 148)
Güçlü İman ve İstikamet
Bu şahıslar, Risale-i Nur’un anlattığı iman hakikatlerine sağlam bir şekilde bağlıdırlar. İnançları, itikadları sağlamdır ve istikamet üzere bir hayat yaşarlar. Doğru bir çizgide yaşamak, onların çevrelerine güven ve huzur verir.
Vefa ve Sadakat
Hizmet ettikleri yola ve Bediüzzaman Said Nursi’nin mirasına bağlılık/sadakat gösterirler. Bediüzzaman’ın ve Risale-i Nur’un prensiplerine uygun hareket ederler, bu yolu terk etmeden, sadakatle hizmet ederler.
Şükür ve Tevekkül
Yaptıkları hizmetlerde başarıyı kendilerinden bilmeyip Allah’tan bilirler. Bu yüzden daima şükür halindedirler ve tevekkül ederler. Başarıda da başarısızlıkta da Allah’a teslimiyet içinde hareket ederler.
“İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder.” (Sözler, 314)
Bu özellikler, hasletler maneviyatı güçlü şahısların Risale-i Nur hizmetinde yalnızca kuru bir bilgiyle değil, karakterleri ve yaşayış tarzlarıyla da rol model olmalarını sağlar. Bu kişilerin rehberliği, Risale-i Nur’un amacına, gayesine uygun olarak insanlara manevi bir derinlik kazandırır ve hizmetin samimi bir şekilde devamını, istikrarını sağlar.
Şahıslar olmazsa şahs-ı maneviden de söz edilemez. Şahıslar ne kadar yetişmiş, derinlik, vizyon ve misyon sahibi olursa şahs-ı manevinin tesiri gücü de o nisbette fazla olacaktır. Hizmette şahısların yeri yoktur gibi sözlerin de bir önemi yoktur. Çünkü hizmet şahıslar üzerinden döner.
Risale-i Nur hizmetinde şahısçılık yoktur. Şahısçılık ile şahsiyeti karıştırmamak gerekiyor. Çünkü birisi devamlı bir hizmete sebep olurken diğeri sınırlı, mahdud bir hat çizmektedir.
Selam ve dua ile.