İbni Abbas Radiyallâhu Anhümâ rivayet ediyor:
Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Medine’ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.
“Bu ne orucudur?” diye sordu.
Yahudiler, “Bugün Allah’ın Musa’yı düşmanlarından kurtardığı, Firavun’u boğdurduğu gündür. Hz. Musa Aleyhisselâm şükür olarak bugün oruç tutmuştur” dediler.
Bunun üzerine Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem da, “Biz, Musa’nın sünnetini ihyâya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz” buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti. (Ebû Dâvud, Savm: 64)
Bu hususta Hazret-i Âişe Validemiz diyor ki:
“Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem de buna uygun hareket ediyordu.
Medine’ye hicret edince bu orucu devam ettirdi ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı.
Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı.” (Buhari, Savm: 69)
Bu hususta başka bir rivayet de şöyledir:
Kays ibni Sa’d ibni Ubâde Radiyallâhu Anhümâ anlatıyor:
“Biz Âşura günü oruç tutuyor ve sadakasını ödüyorduk. Ramazan orucunun farz oluşu ve zekat emri inince artık onunla emredilmedik, ondan yasaklanmadık da, biz onu yapıyorduk.” (Nesai, Zekat: 35)
Âşura orucunun fazileti hakkında da şu meâlde hadisler zikredilmektedir.
Bir zat Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Veselleme geldi ve sordu:
“Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?”
Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, “Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir” buyurdu. (Tirmizî, Savm: 40)
Yine Tirmizî’de geçen bir hadiste Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:
“Âşura gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum.” (Tirmizî, Savm: 47)
“Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” (İbni Mâce, Sıyam: 43) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade ediyor.
Bu hadisin açıklamasında İmam-ı Gazalî, “Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamından da ümit edilir” demektedir.
Ayrıca “Her kim Muharrem ayında bir gün oruç tutarsa, o kimsenin tuttuğu her bir güne karşılık olarak kendisine otuz sevap verilir” manasında bir hadis vardır. Ancak sıhhati konusunda bir bilgiye rastlayamadık. (bk. Kenzu’l-Immal, 8/572)
Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem’in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir.
Sorularla İslamiyet