Yine size bu yazımla yaşadığım bir heyecanımı anlatmaya çalışacağım.
Hani sabah namazına gelen bir Esedullah abim vardı. Size bir önceki yazımda ondan bahsetmiştim. İşte onu üç gündür kaybetmiş bulunuyorum.
Neden mi? Nedeni o sadece sabah cemaatinde tanıştığım bir arkadaştı, üç gündür gelmiyor merak ediyorum ama ulaşacağım bir numarası da yok. O nedenle “kaybettim” diyorum…
O olmayınca namaz sonrası sohbet ederek eve gelme şansını kaybettim.
Olsun önemli değil ben de tefekkür ederek geliyorum. Veya yapılan kısa tesbihatın devamını okuyorum. Böylece tesbihatı tamam okumuş oluyorum.
Bugün tesbihatı bile yapamadım zira, dinlediğim Kur’an ziyafetinden sonra verilen mealler beni aldı götürdü…
İmam her gün farzdan önce okuduğu ayetlerin mealini vermiyordu ama bugün bir değişiklik yaptı her günkünden az okudu onun yerine okuduğu ayetlerin meallerini verdi. Bu benim için arayıpta bulamadığım bir şeydi.
Merak ediyordum acaba okunan ayetlerin mealleri nedir diye… İşte bu sabah bu merakımı gidermiş oldu.
Ama inanın büyülendim… Okunan ayetlerin belagat ve cezaleti, selaseti ve güzelliği ve bahsettiği konular, verdiği mesajlar, binlerce mana yüklü hakikatler beni gerçekten büyüledi…
Malum Kastamonu Lahikasında lemaat bölümü var orada Kur’an’ın yedi vecihle mucizeliği anlatılır. Şiire benze bir üslupta olmasına rağmen şiir değildir.
İşte o derste anlatılan mucizelerin hepsi bugün okunan ayetlerde mevcuttu o ders bir anda sinema şeridi gibi hayalimden gelip geçti. Tefekkür dünyama kuvvet verdi.
Okunan ayetler Mümin Suresinin 50'den 77'ye kadar olan ayetlerdi. Yani sadece 27 ayeti akumuş ve mealini vermişti.
Bu kadar kısa bölümde adeta Kur’an tümüyle mevcuttu; Kainatın yaradılışından, insanın yaradılışına Kıyametin kopmasından Cehennem de yanacakların kimler olacağına Musa (as) zamanında yaşanmış bazı olayların anlatımından insanın çok ama çok az şükrettiğine kadar müthiş bir tabloyu önümüze koymuştu.
Bu arada hangi vakitlerde Allah’a ibadet etmemiz gerektiğine, sabah ve akşam vakitlerinde kalkıp ibadet etmesi için peygambere hitaben verilen emirlere kadar bir çok konu açık ve net bir şekilde tebliğ ediliyordu.
Hem dikkatimi çeken en güzel yönü mealler zihni yormuyordu, en gabi ve amiden tut ta en zeki ve alime kadar herkesin rahatlıkla anlayacağı bir üslupta ifade ediliyordu ve acaba burada ne demek istedi? diye soracağınız bir ayet yoktu.
Sadece zahiri manasının dışında işari ve remzi gibi daha başka ne gibi manalar var? diye tetkik etmek isterseniz o zaman size bir bir o manalar da açılıyordu. Risale-i Nur’dan elde ettiğimiz onlarca mana bir anda zihnimize ve hayalimize gelip yerleşiyordu.
İşte bütün bu manalar karşısında insan büyüleniyor, “ne kadar güzel anlatılmış ne kadar selis ifade edilmiş” diye takdir etmeden geçemiyorsunuz.
İsterseniz sizi daha fazla merakta bırakmadan bu ayetleri vereyim siz de bir deneyin beni tasdik edeceğinize eminim…
50.(Cehennem bekçileri) derler ki: “Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler), “Öyleyse kendiniz yalvarın” derler. Şüphesiz kâfirlerin duası boşunadır.
51.Şüphesiz ki, peygamberlerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.
52.O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır.
53-54.Andolsun, biz Mûsâ’ya hidayet verdik. İsrailoğulları’na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat’ı) miras bıraktık.
55.Ey Muhammed! Sabret. Allah’ın va’di şüphesiz gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ederek tespih et.
56.Allah’ın âyetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe asla ulaşmazlar. Sen Allah’a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
57.Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
58.Kör ile gören, îman edip salih ameller işleyenler ile kötülük yapan bir değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz.
59.Kıyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu buna inanmazlar.
60.Rabbiniz şöyle dedi: “Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.”
61.Allah, içinde rahat edesiniz diye geceyi ve (her şeyi) gösterici (aydınlık) olarak da gündüzü yaratandır. Şüphesiz Allah, insanlara karşı sonsuz iyilik sahibidir, fakat insanların çoğu şükretmezler.
62.İşte her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah! Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. Durum bu iken nasıl oluyor da (haktan) döndürülüyorsunuz?
63.Allah’ın âyetlerini inkâr etmekte olanlar, işte böyle döndürülürler.
64.Allah, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, göğü de binâ yapan; size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte Rabbiniz Allah! Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!
65.O diridir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde sadece Allah’a itaat ederek (samimi olarak) O’na ibadet edin. Hamd, âlemlerin Rabbine mahsustur.
66.De ki: “Rabbimden bana apaçık deliller gelince, Allah’ı bırakıp da taptıklarınıza tapmam bana yasaklandı ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.”
67.O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alaka”dan4 yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.
68.O, yaşatan ve öldürendir. Bir şeye karar verdiğinde ona sadece “ol” der, o da oluverir.
69.Allah’ın âyetleri hakkında tartışanları görmedin mi? Nasıl da döndürülüyorlar?
70.Onlar, kitabı (Kur’an’ı) ve elçilerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar bilecekler
71-72.O zaman onlar, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde kaynar suda sürüklenecekler, sonra da ateşte yakılacaklardır.
73-74.Sonra onlara, “Allah’ı bırakıp da ortak koştuklarınız nerede?” denilir. Onlar da, “(Yüzüstü bırakıp) bizden uzaklaştılar. Hayır, demek ki, biz önceleri hiçbir şeye tapmıyormuşuz. (taptıklarımız bir hiçmiş)” derler. İşte Allah inkârcıları böyle saptırır.
75.Bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenmenizden ötürüdür.
76.Onlara, “Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!” (denir).
77.Sen sabret! Şüphesiz Allah’ın verdiği söz gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz azâbın bir kısmını sana göstersek de (ya da göstermeden önce) seni vefât ettirsek de, sonunda onlar bize döndürüleceklerdir.
78.Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var. Hiçbir peygamber Allah’ın izni olmadan bir mûcize getiremez. Allah’ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman bunu batıl sayanlar hüsrana uğrarlar.
79.Allah, bir kısmına binesiniz, bir kısmını da yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratandır.
80.Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır. Gönüllerinizdeki ihtiyaçlara kendileri üzerinden ulaşasınız diye onları yaratmıştır. Onlarla ve gemilerle taşınırsınız.
81.Allah size âyetlerini gösteriyor. Allah’ın hangi âyetlerini inkâr edersiniz?
82.Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha çok, daha güçlü ve onların yeryüzündeki eserleri daha üstündü. Fakat kazanmakta oldukları şeyler onlara bir fayda vermemişti.
83.Peygamberleri onlara apaçık deliller getirince, sahip oldukları bilgi ile şımardılar (ve onları alaya aldılar). Sonunda alaya almakta oldukları şey kendilerini sarıverdi.
84.Azabımızı gördükleri zaman, “Yalnız Allah’a inandık; O’na ortak koşmakta olduğumuz şeyleri inkâr ettik” dediler.
85.Fakat, azâbımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine fayda vermedi. Bu, Allah’ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan kanunudur. İşte orada inkârcılar hüsrana uğradılar.