20. asır izmlerin asrıdır.
Avrupanın İslâm dünyasını değiştirmek amacıyla liderlerini kendine göre biçimlemesi, halklarını biçimlendirmesi, şimdilerde teker teker yıkılıyor ve yırtılıyor.
İnsanlık tarihinin en büyük tehlikesi olan komünizm, fıtrata uygun olmadığından, fıtrat tarafından reddedildi, yıkıldı.
Zira kominizm bütün dinlere düşman idi.
Bu asır insanı adeta putlaştırdı. İnsan egosunu ön plana çıkardı. Yazılan onlarca insanı geliştirmeye, insan kaynakları eserleriyle insanın adeta yıkılmazlığı nazara verildi.
Mevlana ve Yunus gibi şahsiyetler insanın acziyetini işlerken, batı insanı adeta Firavunun veziri Haman’a; bir kule yap da, gerçekten Musa’nın dediği gibi bir Rab var mı, bakayım! deme durumuna getirildi.
Bu asırdaki deprem, sel, hastalık gibi durumlar insanların yaptıklarının bir anda nasıl yıkıldığını ona gösterdi.
Allah insanlığa bir kere daha acziyyetini hatırlatıp, kendisine yöneltti.
Bütün insan tabiatına aykırı olan izmler teker teker yıkılmaktadır.
Sırada materyalizm vardır.
Maddeye hakim olan Avrupa, Afrika gibi fakir ülkelere ve İslâm ülkelerine haksızca hakim oldu, hükmünü sömürerek sürdürdü.
Küfür devam ederken, zulüm devam etmemektedir.
Avrupa maddeyi zulüm aleti olarak kullandı. Kendisinin refahına, başkalarının ölmeyecek kadar geçinmesine harcadı.
Parayı, maddeyi köleleştirmek için kullandı.
Alışmış olduğu bu rahat yaşamayı sürdürmek için, devlet olarak borçlanmalara gitti, yerini perçinleştirmek amacıyla savaşlara harcadı.
İngiltere siyaseten, Fransa kültür ve yaşayış olarak, Amerika silah gücü olarak, İsrail ve Yahudiler ise bunları kullanarak dünyaya hakim olmaya ve şekillendirmeye başladılar.
Avrupanın sicili lekeli ve kirlidir. Katliamlarla elini kirletmiştir.
Kendisinden olmayanları dışladılar.
Tıpkı Fransa’da Müslümanlara Melon ağır ifadesinin kullanılması gibi. Bizdeki gavur manasınadır.
Yunanistan’la başlayan ekonomik sıkıntı, Fransa, İtalya ve ağzına kadar borçlanan ve dünyanın en borçlu devleti olan Amerika sallanmakta, öyle görünüyor ki, aynı gemide olan bu insanların yıkılışı da toplu olarak devam edecektir.
Teknoloji ve iletişimdeki ilerleme, maddenin ötesine geçme, maddeyi bitiren diğer bir sebeptir. Madde her şey değildir.
Varlığın sebebinin varlık sahibi olmayanlara sahip olmaktan geçtiği açıkça görülmüş oldu. Paylaşımlar, ortaklıklar, pastadan herkesin faydalanması ön plana çıkmış oldu.
Madde ilahının yapılan kulesi çatırdamaya başladı.
Bu insanlığın aslına, ruhuna dönüşünün bir göstergesidir.
Maddenin bir amaç değil bir araç olduğu, rahat ve huzurun sebebi olmadığı yaşanılarak, biraz da fazla bir bedel ve maliyet ödenerek öğrenilmiş oldu.
Bir taraftan Rusya mâna ve ruhu kaldırırken, diğer taraftan batı onun yerine maddeyi alternatif olarak ikame etti.
İslâm dünyası ise her iki kutup arasında ezilmiş, imha edilmeye çalışılmıştır.
Ancak her ikisinin akamete uğramasıyla işler tersine dönmüş, aslını bulmuş oldu.
Materyalizmin yıkılışı insanlığın hayrına olacaktır.
Maddenin asıl olmadığı bilinmesiyle, insanlık ön plana çıktı.
Dinin zincirinden başını çıkaran insanlık, gerçekleri asırlar sonra yaşayarak, yaşatarak, ağır bedeller ödeyerek öğrenmeye başlamaktadır.
Geride kalan ise feryatlar, kanlar, kavgalar, savaşlar olmuştur.
Komünizmin arkasından materyalizmin yıkılışı, insanlık için bir müjdedir.
Müjdeler olsun!Materyalizm yıkılıyor.