Aslıhan Köşşekoğlu'nun haberi
Kasımpaşa'da Kadı Mehmet Camii'nde ilk kez çocuklar için mukabele programı yapılıyor. Kur'an-ı Kerim okumayı yeni öğrenen minikler, ilk hatimlerinin heyecanıyla girdi Ramazan atmosferine. Aslında çocuk mukabelesi caminin yaz Kur'an kursu etkinliklerinden sadece biri. Kısa filmden, satranca, ebruya, Arapça derslerine kadar birçok etkinliğin içinde yer alan minikler "Kasımpaşa'da çocuk olmak vardı!" dedirtiyor.
Bir ikindi vakti Kasımpaşa'daki Kadı Mehmet Paşa Camii Yaz Kur'an Kursu'ndayız. Ortam alışageldiğimiz gibi. Çocuk cıvıltıları mabedin her bir köşesine konuşlanmış, rahatsız etmiyor, bilakis ortama ayrı bir sıcaklık veriyor. Ancak ezberimizi bozan bir görüntüyle karşılaşıyoruz. Ramazan ayında teyzeleri, nineleri, dedeleri görmeye alışık olduğumuz mukabele saflarına çocuklar oturmuş bu sefer.
Camide Ramazan-ı Şerif boyunca sabah kızlara, ikindideyse erkeklere okunacak mukabelenin ilk günü. Kızlardan oluşan birinci grup Fatiha'larını hep bir ağızdan okuduktan sonra yerlerini erkek öğrencilere bırakıyor. Bayan hocaların yerine de cami imamı Mustafa Erdem ve diğer erkek hocalar geçiyor. Mukabele öncesi çocuklara kısa bir konuşma yapıyor Mustafa Hoca. Mukabelenin ne olduğunu, ehemmiyetini, neden okunması gerektiğini anlatıyor. Ne de olsa hayatlarında ilk kez bir mukabeleye katılıyor minikler.
Ağır aksak da olsa (çünkü birçoğu Kur-an'ı Kerim'e yeni geçmiş) takip ediyorlar hocalarını. Tabii herkes olabildiğince anlayışlı. Çocukların takip edemediği yerde hocaları hemen bekliyor, gerekirse başa dönüyor. "Yeni öğrendiklerinden ilgiyle dinlemeleri, sayfayı kaçırmamak için gösterdikleri çaba bizim de çok hoşumuza gidiyor." diyor din eğitimcisi Ayşe Karasoy. Mukabele programı yeni başlasa da minikler hatimlerini kime hediye edeceklerini çoktan düşünmüş. Yedi yaşındaki Fatma Nur Uluç, "Babamın amcası ölmüştü, ona dua edeceğim hatim bitince." diyor. Yani çocuklar hem ilk kez hatim yapmanın heyecanını yaşıyor, hem de bu şekilde Ramazan atmosferine giriyor.
Yaz okulu gibi Kur-an kursu
Kadı Mehmet Camii kurs etkinlikleri aslında sadece çocuk mukabelesiyle sınırlı değil. Kursun içeriğini dinledikçe "Kasımpaşa'da çocuk olmak vardı." diyesi geliyor insanın. Eskilerin anlattığı, disiplinden ötürü çocukların camiye gitmekten köşe bucak kaçtığı zamanların tam tersi bir atmosfer yaşanıyor burada.
Yaz Kur'an kursuna katılan 120 öğrenci, Balat'taki Molla Aşkı Kültür Parkı'nda gerçekleştirilen kahvaltılı açılışla başlamış eğitime. Hacivat- Karagöz, tiyatro gösterileri olmuş, çocuklara hediyeler verilmiş. Ailelere ve çocuklara kursa katıldıkları için teşekkür mektupları takdim edilmiş. Tüm bunlar neden mi yapılmış? Cevabını cami imamı Mustafa Erdem veriyor: "Biz en başından çocuklara değer verdiğimizi gösterdik. Onlar bunu hiç göz ardı etmiyor. Karşılığını azimleriyle alıyoruz."
Sabahtan akşam beşe kadar devam eden din eğitiminden sonra çocuklar 18.00 ile 20.30 arasındaki ücretsiz kurslara katılıyor. Kayıt döneminde seçenekler çocuklara söylenmiş, tercihlerini kendileri yapmış. Satranç, kısa film, tiyatro, ebru, Arapça, kitap okuma... Öyle üstünkörü de verilmiyor eğitimler. Hepsini alanında uzman isimler, camii içindeki atölyelerde veriyor. Çocuklar bugünlerde hem Kur'an öğrenmenin coşkusunu yaşıyor hem de kapanış programında sergileyecekleri eserleri hazırlıyor. Sosyal aktiviteler de düşünülmüş. Mustafa Erdem, sloganlarının "Hafta içi öğren, hafta sonu eğlen!" olduğunu söylüyor. Çocuklar hafta sonlarında hiçbir ücret alınmadan gezilere götürülüyor. Yalova Kuzuluk, İstanbul Adalar toplu gezilerden bazıları. Bu tarz aktivitelerin çocukların ufuklarını açtığını söyleyen Mustafa Hoca, çocukların en çok Darülaceze ziyaretlerinden etkilendiğini anlatıyor. Onlara yansımalarını ise şöyle ifade ediyor: "Çocuklar kendileri dışında hayatların olduğunu da gördü. Bir de biz şimdi genciz, hayat sürprizlerle dolu, sadece bizim tok olmamız, sağlıklı olmamız önemli değil. Yarın her şey değişebilir."
Etkinliklerin kaynağı yardımlar
Tüm bu gezilerin maddi kaynağı için epey ter döküyor Mustafa Hoca. Ancak o halinden memnun. "Yapılan işin güzelliğinden olsa gerek, en daraldığım anlarda beklemediğim gelişmeler oluyor." diyor. Adalar gezisi öncesi başına gelen bir olayı şöyle anlatıyor: "Sponsorlarımızdan birinden gelecek paraya güvenerek gemiyi tuttuk, restoranı ayarladık. Parayı iki gün sonra ödememiz gerekiyordu. Sonra öğrendik ki yardımda bulunacak şirket para değil de eşya yardımı yapacakmış. Parayı nasıl vereceğimi kara kara düşünürken öğrencilerden biri geldi yanıma. Yakınlarından birinin caminin hizmetlerinden haberdar olduğunu, kendisinin de bir şey yapmak istediğini söyledi ve numaramı alıp gitti. Aynı gün aradı o kişi ve üç bin TL yardımda bulunacağını söyledi. Bu olayı hiç unutamam."
***
Kapanışa çocuklardan kısa film...
Kursta çocukları heyecanlandıran çalışmalardan biri de oyuncu Osman Doğan'ın koçluğunda hazırlandıkları tiyatro gösterisi ve kısa film. Tiyatronun çalışmaları başlamış, kısa film de bugünlerde çekiliyor. "Maneviyatla mizahı bir arada barındıran, içinde çocuklar için eğitici, eğlendirici konuların da bulunduğu senaryolar." sözleriyle anlatıyor Doğan çalışmalarını. Kendisine ilk teklif geldiğinde biraz yadırgadığını, hatta çekingen davrandığını gizlemiyor. Şimdi duygularını şu sözlerle anlatıyor: "Çocukluğumda sübhanekeyi ezberleyemediğim için bir daha camiye gitmemiştim. Çünkü hoca "Ezberlemeyen gelmesin." dedi. Gitsem de dayak yiyecektim, biliyorum. O zamanlardan şimdilere gelmek, bunların değiştiğini fark etmek çok güzel. Mustafa Erdem gibi hocalarla tanışınca aslında caminin ne olduğunu, neler yapılabileceğini öğrendim."
Zaman