Eski resimlere dalıp gitmişim,
Meğer çürük ipe, hülya sermişim,
Anılar geçerken, soluk izlerde,
Vefasız varlığa; "dostum" demişim
Maziden izlere bakıp dururken,
Yarını bilmeden, gülüp durmuşum.
Şen-şakrak hallere dalıp giderken,
Ömürden çalmaya "anı" demişim.
Mü'mine gerektir, vefalı dostlar,
Ahilik gereği, serilen postlar,
Makamsız-mevkisiz; ast ile üstler,
Uhuvvet hasreti yakar demişim.
Binlerce insanla kesişti yolum,
Bel verdim-el verdim, diye mutluyum,
Doğruyla-eğriyi şaşan bir kulum,
Vefasız insana, dua kesmişim.
Yakuti diyesi, gelen gidiyor,
Fotolar belki de yalan söylüyor,
Kalplerin içini Allah biliyor,
Ukbaya mizana, bilet kesmişim.