Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Kehf Sûresi 21-22. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
21-Böylece (insanları) onlardan haberdâr ettik ki, şübhesiz Allah’ın va‘dinin, hak olduğunu, yine şübhesiz kıyâmet(in geleceğin)de hiç şübhe olmadığını bilsinler! (*) O vakit (ahâli) kendi aralarında (artık va‘deleri yeterek ölen bu gençlerin hâtırasına ne yapabileceklerine dâir) onların hâlini tartışıyorlardı; nihâyet (bir kısmı): “Onların üzerlerine (mağaralarının kapısına) bir binâ yapın!” dediler. Rableri onları en iyi bilendir. Onların durumları hakkında (sözleri) üstün gelen (mü’min)ler: “Elbette onların üzerine (yanıbaşlarına) bir mescid yapacağız!” dedi.
22-(Ehl-i kitâbın bir kısmı:) “(Onlar) üç (kişi)dir, dördüncüleri köpekleridir” diyecekler. Yine (bir kısmı): “(Onlar) beş (kişi)dir, altıncıları köpekleridir” diyecekler. (Hâlbuki bunlar) gayba (karanlığa) taş atmak kabîlindendir ve (mü’minler ise): “(Onlar) yedi (kişi)dir, sekizincileri köpekleridir” diyecekler. De ki: “Rabbim, onların sayılarını en iyi bilendir! Onları ancak pek az kimseler bilir.” Öyle ise onlar hakkında (Kur’ân’da bildirilen) açık delillerin dışında münâkaşaya girme ve onlar hakkında bunlardan hiçkimseye bir şey sorma!
(*) “Evet, dünya öldükten sonra âhiret olarak diriltilecektir. Dünya harâb edildikten sonra, o dünyayı yapan Zât, yine daha güzel bir sûrette onu ta‘mîr edecek, âhiretten bir menzil (bir yer) yapacaktır. Şuna delil, başta Kur’ân-ı Kerîm, binler berâhîn-i akliyeyi (aklî delilleri) tazammun eden (içine alan) umum âyâtıyla (âyetleriyle) ve bütün kütüb-i semâviye (semâvî kitablar) bunda müttefik bulunduğu (ittifâk ettikleri) gibi; Zât-ı zü’l-Celâl’in (celâl sâhibi olan Allah’ın) evsâf-ı celâliyesi ve evsâf-ı cemâliyesi (celâlî ve cemâlî sıfatları) ve Esmâ-i Hüsnâ’sı (en güzel isimleri), bunun vukūuna (olacağına) kat‘î sûrette delâlet ederler (delîl olurlar).” (Sözler, 29. Söz, 210)
Ayrıca haşrin kat‘î olarak isbâtı için bakınız; (Zülfikār, 10. Söz, 6-73)