Risale Haber-Haber Merkezi
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın Ayasofya Camii'ni ziyaret etmesini değerlendiren Murat Bardakçı'dan dikkat çeken yorumlar.
Yunanistan’ın ateist olduğunu her vesile ile ifade eden başbakanı Aleksis Çipras'ın beş asır boyunca cami olarak kullanılmasına rağmen Ortodoks dünyasının hâlâ “en kutsal mâbed” olarak kabul ettiği Ayasofya’yı ve Ruhban okulunu ziyaret etmesini “Yunan kimliği”nin gereğini yerine getirme mecburiyeti olduğuna dikkat çeken Bardakçı, "Meselenin daha da tuhaf tarafı dinlere inanmayan Çipras’ın Ayasofya’yı Yunan kimliği gereği “kadîm ve en kutsal mâbed” olarak ziyaret etmesi; bizim ise Ayasofya hakkında ısrarla “Burası müzedir, 1934’ten itibaren dinî hüviyeti yoktur” dememizdir ve bu söz müsabakaya 1-0 mağlûp başlamayı kabul etmemiz mânâsına gelir!" dedi.
Kendini Türk hissedenlerin neredeyse tamamı aynı zamanda Müslümandır
Bardakçı'nın HaberTürk'teki yazısı şöyle:
Bazı milletler, birbirlerinden ayrılması zor, hattâ imkânsız gibi olan birden fazla kimliğe sahiptirler; meselâ bizde öne çıkan kimlikler Türk ve Müslüman olmaktır. Türkler’in yahut kendini Türk hissedenlerin neredeyse tamamı aynı zamanda Müslümandır ve bunda mezhep farkı da pek önemli değildir. Gayrımüslim vatandaşlarımızı hariç tutarak söyleyeyim: Bizde aklıbaşında olan hiç kimse kimliğini teşkil eden bu iki özellikten birinin kendisinde mevcut olmamasını veya mevcudiyetini ortadan kaldırmak maksadıyla hariçten çaba gösterilmesini kabul etmez, hattâ böyle birşeyin olabileceğini bile düşünmez.
Benzer şekilde çift kimlik Yunanistan’da da asırlardan buyana mevcuttur: “Elen” ve “Ortodoks” olmak!
Ortodoksluk onlar için de Yunan olmak kadar mühimdir, sosyal hayatı derin şekilde etkisi altında tutar, itikaddan ve inançtan folklore kadar hemen herşeye hâkim vaziyettedir ve bu dinî unsur bize karşı 19. asrın ilk çeyreğinde başlayan Yunan bağımsızlık hareketinden İstiklâl Harbi’ne ve Kıbrıs Harekâtı’na kadar her silâhlı mücadelede derin rol oynamıştır. Bizim “İstiklâl Savaşı’nda cephedeki askere öncülük eden manevî kahramanlar” kavramımız o tarafta “Türkler’e karşı savaşan azizler” olarak görülür ve Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı giriştiği savaşlar sırasında yapılmış bütün eski çizimlerde de mutlaka “papaz” ve “haç” motifi vardır!
Ateist Çipras Ayasofya’yı mâbed olarak ziyaret etti, biz ise Ayasofya müzedir diyoruz
Ateist başbakan Aleksis Çipras, Ayasofya’yı ve Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nu işte bu yüzden, yani “Yunan” kimliğinin beraberindeki “Ortodoks” hüviyetinin getirdiği mecburiyetten dolayı ziyaret ediyor.
Meselenin daha da tuhaf tarafı dinlere inanmayan Çipras’ın Ayasofya’yı Yunan kimliği gereği “kadîm ve en kutsal mâbed” olarak ziyaret etmesi; bizim ise Ayasofya hakkında ısrarla “Burası müzedir, 1934’ten itibaren dinî hüviyeti yoktur” dememizdir ve bu söz müsabakaya 1-0 mağlûp başlamayı kabul etmemiz mânâsına gelir!