Hayat akıp gidiyor. Zaman çarkı ve dişleri arasından ömür sermayesi yok oluyor. Biten ömrü faydalı hala getiren, onu ebedileştirenler gibi yaşamak mümkün değil mi?
Güzel şeylerle meşgul olmak, hayırlı ameller işlemek, haramlardan uzak durmakla elbette ahiret hayatının saadetini kazanmak mümkündür.
Güzel, hayırlı işler yaparken dünya hayatını da saadete çevirmiş oluruz. Çünkü salih ameller cennet ağacının çekirdeklerini ihtiva ediyor. Dolayısıyla yaşamayı kaliteli, düzgün ve huzura çevirmiş oluyor.
Tevekkül eden, bütün sıkıntı, musibet ve hastalıkların ağın yükünü yere bırakıp üstüne oturmuş olur. Bunların sevaba dönüştüğünü düşünmekle, kazançlı duruma geçmenin hazzını yaşar.
İnsanlara faydalı olmak, ebedi hayatlarının kurtuluşuna vesile olmaya çalışırken, hizmet arkadaşları, beraber çalıştıkları veya irtibatlı olduğu çevresiyle de uyumlu olmak önemlidir.
Yanlışları söylemek, faydalı olacaksa ikaz etmek, müsbet hizmetleri ortaya koymanın yanında kırıcı ve kavgacı bir ruh haleti içinde olmamaya dikkat etmek de saadetin bir parçasıdır.
Bediüzzaman’ın ifadesiyle müsbet hareket eden, güzel düşünüp, güzel görmekle hayatından lezzet alan ve enerjisi artan ehl-i himmet daha çok hizmete zaman ayıracaktır.
Çevresine tebessüm ile bakan, bugünkü ifade ile etrafa müsbet enerji yayanın kendisi de saadetli bir hayat içinde olur. Hem güzel bir örnek olur. Hem daha çok faydalı olur.
İnsanları yanlış ve hataları ile değil, kendi doğruları ile meşgul olmak, örnek model olmaya çalışmak başarıya götürür.