Baki Çimiç'in yazısı:
Müsbet hareket
Öncelikle Risâle-i Nur’dan “müsbet hareket”le ilgili yerleri alarak konunun çerçevesini çizmeye çalışalım:
“Mesleğimiz müsbettir; menfî hareketten Kur’ân bizi men ediyor.” (Tarihçe-i Hayat, s. 607)
“Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır. Bizler âsâyişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde herbir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz. Meselâ, kendimi misâl alarak derim: Ben eskiden beri tahakküme ve terzile karşı boyun eğmemişim. Hayatımda tahakkümü kaldırmadığım, birçok hadiselerle sabit olmuş. Meselâ, Rusya’da kumandana ayağa kalkmamak, Divan-ı Harb-i Örfîde idam tehdidine karşı mahkemedeki paşaların suallerine beş para ehemmiyet vermediğim gibi, dört kumandanlara karşı bu tavrım, tahakkümlere boyun eğmediğimi gösteriyor. Fakat bu otuz senedir müsbet hareket etmek, menfî hareket etmemek ve vazife-i İlâhiyeye karışmamak hakikati için, bana karşı yapılan muâmelelere sabırla, rıza ile mukabele ettim. Cercis Aleyhisselâm gibi ve Bedir, Uhud muharebelerinde çok cefa çekenler gibi, sabır ve rıza ile karşıladım.” (Emirdağ Lâhikası, 2006, s. 870)
“Kardeşlerim, hastalığım pek şiddetli; belki pek yakında öleceğim veyahut bütün bütün konuşmaktan—bazan men olduğum gibi—men edileceğim. Onun için benim Nur âhiret kardeşlerim, ‘ehvenüşşer’ deyip bazı biçare yanlışçıların hatâlarına hücum etmesinler. Daima müsbet hareket etsinler. Menfî hareket vazifemiz değil... Çünkü dahilde hareket menfîce olmaz.” (Emirdağ Lâhikası, 2006, s. 877)
“(Üstad) ...‘Fakat biz müsbet hareket etmeye mecburuz. Elimizde Nur var, siyaset topuzu yok. Yüz elimiz de olsa, ancak Nura kâfi gelir’ diyerek Nurun din düşmanlarını mağlûp edeceğinden, müsbet hareket etmenin atom bombası gibi tesiri bulunduğundan, Risâle-i Nur’un siyasetle hiçbir alâkası bulunmadığını; mesleğimizin en büyük esasının ihlâs olduğunu, rıza-i İlâhîden başka hiçbir maksat ittihaz edilemeyeceğini, Nurun kuvvetinin işte bu olduğunu; ihlâsla, müsbet hareket etmekle inayet ve rahmet-i İlâhiyenin Risâle-i Nur’u himaye edeceğini, ilâ âhir, beyan ederdi.” (Tarihçe-i Hayat, Emirdağ Hayatı, 2006, s. 704)
“Bediüzzaman, ömrü boyunca müsbet hareket etmeyi düstur edinmiş, ‘Birkaç adamın hatâsıyla yüzer adamların zarar görmesine sebep olunamaz’ demiştir. Bunun içindir ki, yapılan o kadar gaddarâne zulümler esnasında birtek hadise meydana gelmemiş ve Bediüzzaman Said Nursî, talebelerine daima sabır ve tahammül ve yalnız iman ve İslâmiyete çalışmayı tavsiye etmiştir.” (Tarihçe-i Hayat, Eskişehir Hayatı, 2006, s. 336)
Risâle-i Nur’un muhtelif yerlerinden iktibas ettiğimiz bu metinlere dayanarak müsbet hareket konusunda şunları söylemek mümkün:
Müsbet hareket, pozitif olmaktır, pozitif bakmaktır, pozitif yaşamaktır. “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır.” (Mektubat, Hakikat Çekirdekleri, s. 457)
Müsbet hareket, mânâ-i harfî ile bakmak, Esmâ-i Hüsnâ’nın tecellîlerini okumak, her şeyde hikmet izdüşümlerini fehmetmek ve her şeyde merhamet-i İlâhiyenin izini, özünü, yüzünü görmektir.
Müsbet hareket, kâinatta cârî olan fıtrat kanunlarına muvâfık hareket etmektir.
Müsbet hareket, ihlâstır, sabırdır, sadakattir.
Müsbet hareket, nefsin arzularına ve meyillerine karşı duruştur.
Müsbet hareket, şeytanın vartalarına karşı müteyakkız davranmaktır.
Müsbet hareket, “sırâta’l-müstakîm”de olmaktır. İfrat ve tefritten kaçınmaktır.
Müsbet hareket, “Birisinin hatasıyla başkasına zulmetmemektir.” Kur’ânî davranmak, adaletten şaşmamaktır.
Müsbet hareket, asayişi ihlâl etmemektir.
Müsbet hareket, adalet-i mahzâdır. Devletin ve cemiyetin selâmeti için kişiyi fedâ etmemektir. ‘Hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz’ Kur’ânî düsturunu rehber etmektir.
Müsbet hareket, ehl-i imanı tenkid etmemektir, insaflı olmaktır, itidal-i demdir.
Müsbet hareket, rıza-i İlâhiyi esas almaktır. Hakta sebat etmektir.
Müsbet hareket, fazîletfuruşluk yapmamak, kardeşlerin gıpta damarını tahrik etmemektir.
Müsbet hareket, kırmamak, bozmamak, sabretmektir.
Müsbet hareket, tamir etmektir, tahrip etmemektir.
Müsbet hareket, şahs-ı mâneviyeye itimad etmek ve o kevser-i Kur’ânî’de sadakatle, istikametle devam etmektir.
Müsbet hareket, kusur aramamak, kavl-i leyyinle anlatmak ve tahakküm etmemektir.
Müsbet hareket, ihlâs, tesanüd ve sadakat sıfatlarının bileşkesidir.
Yeni Asya