Malcolm X ve Muhammed Ali. İkisi de hayatlarına buluğ çağından itibaren Hıristiyan olarak başladılar. Ve ikisi de daha sonra Müslüman oldular ve benzer bir mücadele verdiler.
Malcolm X, 19 Mayıs 1925 tarihinde Malcolm Little olarak dünyaya geldi. Muhammed Ali ise 17 Ocak 1941 tarihinde Cassius Clay olarak doğdu.
Malcolm´un babası Hıristiyan bir rahipti. Çocukluk dönemini önce bir yurtta, sonra başka bir ailenin yanında geçirdi. Çok zeki ve başarılı olmasına rağmen okul döneminde sürekli dışlandı. Bundan dolayı Malcolm toplumdan uzaklaşmaya başladı. Gençlik döneminde “Detroid Red“ ve “Red“ olarak karanlık dünyada nam yaptı ve işlediği birçok suç sebebiyle hapishaneye düştü. Hapishanede kardeşi Philbert tarafından aldığı bir mektup sayesinde kendisini Mehdi olarak gören Elijah Muhammed´in varlığından haberdar oldu. Kardeşi Malcolm´u İslam´a davet ediyordu. Kardeşleri hep Elijah Muhammed´in cemaati “Nation of İslam“a katılmıştı.
Malcolm da kendisini ve geçmişini sorgulamaya başladı. Yüzyıllar önce Afrika´dan köle olarak getirildiğini, hem geçmişi, hem kültürü, hem dini, hem kimliğinin değiştirildiği sonucuna vardı. Ardından gerçek kimliğinin Müslümanlık olduğunu anladı ve Müslüman oldu. Kardeşleri gibi “Nation of İslam“a katıldı. Soyadını ise matematikte belirsizliği ifade eden X ile değiştirdi. Malcolm Little artık Malcolm X oldu. Bu ismi ona “Nation of İslam“ verdi. Fakat ileri yıllarda Malcolm bir değişiklik daha yaşayacaktı. Hapisten sonra Elijah Muhammed ile tanıştı. Malcolm, Elijah´nın en iyi elemanı oldu. Tüm Amerika´da çekinmeden, korkmadan, dimdik ayakta durarak inandıklarını söyledi. Herkes, halk, medya, siyaset üzerine gelmesine rağmen asla taviz vermedi. Dünyevi alkışlar için değil, eşitlik için ve ırkçılığa karşı mücadele etti. Sadece Müslümanların eşitliği için değil, tüm insanların için.
Bu arada bağlı olduğu cemaat ile İslam arasında çelişkileri gördü. Elijah´nın da aslında beyaz ırkçılardan farkı olmadığını, tüm beyazları şeytan olarak gördüğünü fark etti. Bu süreçte Malcolm 1964´te kendi cemaatinden dışlandı. Birçok tehditler aldı. Yine vazgeçmedi. Nisan 1964´te Hacc´a gitti. Orada tüm Müslümanların –beyaz, siyah, kırmızı, sarı– ten rengi ayırmadan kardeşlik içerisinde olduğunu gördü. Gerçek İslam ve Kur´an ile tanıştı. Yazdığı mektuplarda tekrar değiştiğini ve bundan dolayı ismini El Hajj Malik el-Shabazz olarak değiştirdiğini söyledi.
Malcolm X üç dönemden geçmişti: Malcolm Little, Malcolm X ve El Hajj Malik el-Shabazz. Amerika´ya geri döndüğünde ise Elijah ve cemaati Malcolm´a daha da büyük baskı yaptılar. Malcolm X de kendi teşkilatı “Muslim Mosque Inc.“i kurdu. Fakat tehditler ve suikast girişimlerinin arkası kesilmedi. Neticede 21 Şubat 1965 tarihinde bir konuşma esnasında suikast girişimi sonucunda öldürüldü. Hayatı boyunca susmamayı, hep konuşmayı ve konuşarak mücadele etmeyi seçen Malcolm X, yine konuşma esnasında silahlı saldırıya uğradı ve öldürüldü.
Muhammed Ali 12 yaşındayken bisikleti çalındıktan sonra sinirden boks antremanlarına başladı. Hırsızı yakaladığında cezasını vermek istiyordu. Aynı şekilde zenci genç Emmett Till´in bir ırkçı tarafından öldürülmesi ve katilin ceza dahi görmemesi Muhammed Ali´nin dünyanın en iyi boksörü olma hedefini güçlendirdi. Bundan sonra artık kimse Ali´yi durduramadı. Şubat 1964´te Sonny Liston´u yenerek dünya şampiyonu oldu. Bir gün sonra Malcolm X gibi Müslüman olduğunu, “Nation of İslam“ grubuna katıldığını, köle ismi Cassius Clay´i artık taşımayacağını ve ismini Muhammed Ali olarak değiştirdiğini açıkladı. Bu ismi kendisine Elijah Muhammed verdi.
Nisan 1967´de Vietnam savaşına katılmak istemediğini açıkladı. Hapise girme ve şampiyonluğu, hatta boks lisansı elinden alınma tehditlerine rağmen düşüncesinden vazgeçmedi. Ali, dünyevi menfaatleri elinin tersiyle itti. Neticede dünya şampiyonluğu ve boks lisansı elinden alındı, 5 sene hapis cezası ve 10 bin dolar para cezası aldı. Para cezası ödeyerek hapse girmekten kurtuldu. Herşeyini kaybetmiş gibi gözüktü, fakat tüm insanların kalbini kazandı.
1970´te tekrar boks lisansı geri verildi. 1971´de en yüksek mahkeme Ali´nin 1967´de aldığı cezanın haksız olduğuna karar verdi. 30 Ekim 1974´te Ali´nin, belki tüm boks tarihinin, en önemli dövüşlerinden biri gerçekleşti. “Rumble in the Jungle“ ismiyle pazarlanan dövüşte Muhammed Ali´nin rakibi George Foreman idi. Kongo´nun Kinshasa şehrinde 100 binden fazla insan ve tüm dünyada ekranlarda milyonlarca insan bu dövüşü izledi.
Müslüman alemi boks sporuna pek sıcak bakmamasına rağmen bu dövüş önemliydi. Çünkü bu sadece bir boks musabakası değildi. Görünüşte iki Afrika´lı birbirine karşı dövüşüyordu, ama öyle değildi. Bir yanda kendi kimliğine, dinine, kültürüne, halkına sahip çıkan Muhammed Ali, diğer yanda aşağılık kompleksleri nedeniyle başkalaşan, kendi kimliğini çöpe atan ve asimile olan George Foreman. 100 bin kişi “Ali, boma ye!“ yani “Ali, gebert onu!“ diye bağırıyordu. Foreman kariyerinin doruk noktasındaydı ve Ali yaşlanmış, hatta paslanmıştı bile. Tüm uzmanlar Foreman´i galip olarak görürken, Ali bu dövüşü de kazandı ve ikinci kez dünya şampiyonu oldu. Bu dövüsten sonra Muhammed Ali Chuck Wepner´e karşı dövüştü. Wepner 15. raunda kadar dayandı. Aktör Sylvester Stallone bu maçtan ilham alarak Rocky filimini yazdı. Son şampiyonluğunu Ali 1978´de Leon Spink´se karşı kazandı. Ali 3 Haziran 2016´da vefat etti.
İki kahraman, Malcolm X ve Muhammed Ali´nin hayatlarının kesiştiği dönemler de var. Malcolm X´in otobiyografsine göre –ki bu kitap mutlaka okunmalı ve okutulmalı – 1962´de Detroid´te tanışıyorlar. Ali´nin Sonny Liston ile dövüşünden önce Malcolm X ve Muhammed Ali beraber çok zaman geçiriyorlar. Malcolm, Ali´yi motive ediyor ve “Eğer Şampiyon olmanı istemeseydi, Allah bunların hepsini sana nasip eder miydi?“ diyor.
Muhammed Ali´nin otobiyografisine göre Malcolm kendisi için her zaman bir manevi danışmandı. Malcolm, Muhammed´e “küçük kardeşim“ diye hitap ediyordu. Muhammed Ali´nin Liston´a karşı dövüşünden bir kaç hafta sonra Malcolm X “Nation of İslam“dan ayrıldı. Elijah Muhammed´in baskıları sonucunda Muhammed Ali Malcolm X ile görüşmemeye başlıyor. Daha sonra Muhammed Ali, Malcolm X´in otobiyografisini hazırlayan Alex Helley´e verdiği bir röportajda Malcolm X´in Elijah Muhammed´e karşı tavır almasını yadırgıyor ve konuyla ilgili konuşmak istemiyor. Malcolm X Hacc´dayken kendisini bazıları Muhammed Ali zannediyor ve Muhammed Ali´nin İslam dünyasında ne kadar çok sevildiğine tanık oluyor. Malcolm ve Ali son defa 1964´de Ghana´da görüşüyorlar. Malcolm X´in otobiyografisine göre Muhammed Ali yarım ağız ile ´nasılsın?´ diyor, fakat ciddi bir konuşma geçmiyor aralarında.
Muhammed Ali´nin otobiyografisine göre Malcolm X aslında konuşmak istiyor, fakat Muhammed Ali kendisine sırtını dönüyor. Bu görüşmeden sonra Malcolm Ali´ye mektup yazıyor ve kendisinin İslam dünyasında ne kadar çok sevildiğini anlatıyor. Muhammed Ali daha sonra otobiyografisinde yazdığına göre Malcolm X´e sırtını döndüğü için çok pişman oluyor. Hatta „hayatım boyunca pişman olacağım“ diyor. „Keşke, özür dileyebilseydim ve bir çok konuda haklı olduğunu söyleyebilseydim. O olmasaydı belki hiç Müslüman olamazdım. Eğer o anı tekrar yaşayabilseydim, herşeyi farklı yapardım. Hiçbir zaman kendimi ondan uzaklaştırmazdım“ diye yazıyor ve “Nation of İslam“ın hatalarını çok geç fark ettiğini itiraf ediyor.
Malcolm X ve Muhammed Ali İslam dünyasında unutulmayacak izler bıraktılar. Kendileri dik durmanın, vakar sahibi olmanın, dünya menfaatlerini ellerinin tersiyle itmenin modern örneği oldular.
Ne yazıkki ikisinin de cenazeleri Müslüman usüle göre değil, daha fazla Hıristiyan cenaze törenlerine benzer bir şekilde gerçekleşti.
Malcolm X 1965´te vefat ettiğinde Amerikalı Müslümanlar, özellikle “Nation of İslam“dan feyizlenenler bir çok islami geleneklerden habersizdiler. Köklerini kaybetmiş, zar zor tekrar köklerine dönmeye çalışıyorlardı. Yani büyük bir bilgi eksikliği vardı.
Muhammed Ali´nin cenazesi ise bilgisizlikten değil, ihmalkarlıktan bu şekilde gerçekleşti. Daha Ali vefat etmeden 6 sene önce, yani 2010 senesinde ticari bir şirket Ali için cenaze töreninin nasıl olacağına dair bir taslak hazırlıyor. Bu taslağı Ali, hasta haliyle imzalıyor veya imzalattırılıyor. Neticede ise İslami usullerden çok uzakta bir cenaze töreni gerçekleşiyor. Ali´nin ailesi ise lobicilerin baskısına cevap veremiyorlar ve ister istemez bu şekilde bir töreni kabul ediyorlar. Hayatı boyunca hiç kimseye boyun eğmeyen Ali´yi düşünürsek trajikomedi bir durum.
Malcolm X ve Muhammed Ali´nin ruhuna fatiha….
https://twitter.com/Cemil_Sahinoez