Son nefeste îmanla vefât etmenin teminâtı olmadığı hakîkatini anlatan mânidar bir misâl.
BELİ BÜKÜK HAK DOSTU
Hak dostlarından Süfyân-ı Sevrî Hazretleri’nin genç yaşta beli bükülmüştü. Sebebini soranlara şöyle derdi:
“–Kendisinden ilim tahsil ettiğim bir hocam vardı. Vefâtı esnâsında ona telkinde bulunduğum hâlde bir türlü kelime-i tevhîdi söyleyemedi. İşte bu hâli görmek, benim belimi büktü.”
MÜSLÜMAN MEZARLIĞINDA MÜSLÜMAN YOK!
Yine Hak dostlarından Ebû Bekir Verrak Hazretleri vefât ettiğinde, bir zât onu rüyâsında görür. Hazretin benzi sararmış, dertli dertli ağlamaktadır. Bunun üzerine:
“–Yâ şeyh! Bu ne hâldir?” diye sorar.
Hazret, hüznünün sebebini ifâde sadedinde şu dehşetli cevâbı verir:
“–Komşu kabirlere on cenâze getirdiler, fakat içlerinde bir tane Müslüman yoktur!..”]
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İmâm-ı Rabbânî, Erkam Yayınları, 2015