Risale Haber-Haber Merkezi
Zehra Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin (Muş Zehra-Der) düzenlediği “Kur’an ve Sünette Toplumsal Barış ve Birlikte Yaşam” panelinin sunuculuğunu Muş Alparslan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yılmaz Klavuz ve moderatörlüğünü de Malatya İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atik Aydın yaptı.
Nihat Şahin Hoca’nın Kur’an tilavetinin ardından Zehra Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Nevzat Eminoğlu açılış konuşması gerçekleştirdi. Eminoğlu, “Zehra Derneği olarak uzun yıllardır eğitim ve kültür alanında faaliyet yürütmekteyiz. Kuran, Sünnet ve bunların açıklamaları olan Risale-i Nur eserlerini ve diğer kaynaklarımızı esas alarak yaptığımız çalışmalarda özellikle gençlerimizin eğitimine ağırlık vermekteyiz. Ülkemizin neredeyse tüm il ve ilçelerinde ve yurt dışında bazı merkezlerde de bu minvaldeki çalışmalarımız devam etmektedir. Ayrıca Bir sivil toplum kuruluşu olarak ta belli aralıklarla panel, sempozyum, konferans gibi çalışmalarla toplumumuzun geneline yönelik sorumluluğumuzu da yerine getirmeye çalışıyoruz. Böylece temel imani ve toplumsal sorunlarımızın uzman, aydın ve akademisyenlerimizce müzakere edilerek problemlerimizin ve sıkıntılı dönemlerimizin olabildiğince en az zararla ve daha hızlı bir şekilde aşılması, normalleşmenin yakalanması ve insanlarımızın layık olduğu maddi ve manevi bir seviyenin oluşmasına katkıda bulunmak istiyoruz. Yine bu bağlamda çok dilli bir eğitim ve çok kültürlü bir toplum tasavvuruna sahip bir anlayışın savunucuları olarak, ülke ve bölgemizin de renkliliği ve bir zenginliği olarak, panelimiz iki dilli yani Türkçe ve Kürtçe olacak. Sorunların arttığı dönemlerde sözü artırmak, konuşmayı yaygınlaştırmak, temel referanslarımızın, temel değerlerimizin öne çıkarılması, dillendirilmesi önem arz etmektedir. Kur’an-ı Kerim’in Zümer suresinde müminin vasfı olarak belirttiği “onlar yani gerçek müminler her sözü dinlerler ama doğru olanına uyarlar” ayet-i kerimenin belirtildiği gibi konuları, meseleleri bütün boyutları ile ele alacağız, konuşup müzakere edeceğiz. Neticesinde de en doğrusunu bulur onu esas almaya çalışacağız” dedi.
KUR’AN PERSPEKTİFİNDE BARIŞ
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Salmazzem Kürtçe olarak yaptığı “Kur’an Perspektifinde Barış” başlıklı sunumunda “Kur’an ayetlerinde genelde ıslah ve özelde ise barışa yönelik emirlerinin yanında Hz. Peygamberin (asm) bu husustaki çabaları İslam dininin barışın öncelikli bir seçenek olarak görüldüğünü ortaya koymaktadır. Esasen Kur’an’da ismi zikredilen peygamberlerin kıssalarından anlaşıldığı üzere yalnızca son din olarak değil, bütün ilahi dinlerin ortak adı olan ve Allah katında yegane din olarak nitelendirilen İslam dininin insanlık tarihi boyuna hem bireysel hem de toplumsal barışı önemsediği görülmektedir. Bir çok ayet-i kerimede barış, insanlarla iyi ilişkide bulunma, öğüt verme ve güzelce davet etme gibi “ıslah” olgusu ile ilişkili emir ve tavsiyeler yer alırken bazı müfessir ve İslam hukukçularının açık ve makul bir gerekçe göstermeden Tevbe Süresinin 5. Ayetinin “ıslah” ile ilgili bütün ayetlerin hükmünü geçersiz kıldığını ileri sürmeleri isabetli görünmemektedir. Diğer taraftan Kur’an’ın içerdiği mesajlardan anlaşıldığı kadarıyla barışın kalıcılığında barış aktörlerinin de taşıması gereken nitelikler ve yerine getirmesi gereken yükümlülükler bulunmaktadır. Bu hususta en dikkat çekici vurgu söz konusu barışın adalet üzerine inşa edilmesi gereğidir. Zira adaletten yoksun bir barış akdinin sürdürebilirliği düşük bir ihtimaldir. Öte yandan İslam’ın temel referanslarında barışın önemine yönelik bunca kaynak ortadayken günümüzde bazı çevrelerin iyi niyetle olsun ya da olmasın zorlama yorumlarla İslamiyet’i şiddetle ilişkilendirmeleri kabul edilemez. Sonuç olarak bütün gerekçeler göz önünde bulundurulduğunda savaş konusunda olduğu gibi barış hususunda da İslam’ın makul ve meşru bir yol izlediğini haksız ve gerekçesiz hiçbir inanç grubuna saldırıyı hoş görmediğini çatışma yoluna karşın uzlaşıyı tercih ettiğini söylemek mümkündür” şeklinde konuştu.
SÜNETTE BİRLİKTE YAŞAM
Doç. Dr. Recep Arslan “Sünette Birlikte Yaşam” başlıklı sunumunda “İslam”ın kelime olarak ta “silm”den geldiğini, “barış” ve “esenlik”i ifade ettiğini belirterek “Aranızda “Selam”ı yaygınlaştırınız” hadisinin sözlü selamın dışında “sulh” ve “barış” anlayışının da yaygınlaştırılması olduğunu belirtti. Hz. Peygamber’in (asm) Medine toplumu örneğine vurgu yapan Arslan, Medine Vesikası’nın insanlık tarihinde toplumsal barış ve adalet temelli önemli bir örnek teşkil ettiğini ifade etti.
RİSALE-İ NUR PERSPEKTİFİNDEN ORTAK YAŞAMA İMKANI
Yrd. Doç. Dr. Aykut Küçükparmak ise “Risale-i Nur Perspektifinden Ortak Yaşama İmkanı” konulu konuşmasında “Dünya üzerinde kurulmuş her medeniyet kendisini bir “ben” ve “öteki” üzerinden tanımlar. Medeniyetleri değerlendirirken veya karşılaştırırken her bir medeniyetin bu iki alana nasıl yaklaştığı önem arz etmektedir. Yunan medeniyetinden kaynaklı günümüz Batı medeniyeti hukuku sadece kendi “ben”i için gerekli gören bir anlayış sahibidir. “öteki”yi “gelişim evrimini tamamlamamış ayrı bir sınıf olarak tarih ve toplum dışılığına atar. Ancak İslam medeniyetinde “öteki” olarak görülen “gayri Müslim”ler de “hukuk” içinde bir unsur olarak addedilmiştir; batı medeniyeti gibi “hukuk” dışına itilmemiştir. Üstad Bediüzzaman’ın Münazarat’taki diyaloglarında “Ermenilerle nasıl eşit olacağız?” şeklindeki soruya “İslam Hukukunda şah ile geda birdir. Ama fazilette farklı olabilir. Karıncaya bilerek basmayı men eden bir şeriat/hukuk beni beşerin hukukunu nasıl zayi eder? şeklindeki cevabı temel ölçüyü göstermektedir. Günümüz İslam toplumlarının sorunları İslam’dan dolayı değil, İslam’ı tam olarak bilmemekten ve İslam’ın temel referanslarının ve ilkelerinin, örneğin adalet ilkesinin, hürriyet ilkesinin v.b. tam olarak özümsenememesinden kaynaklanmaktadır” dedi.