Risale-i Nur'da özellikle Lemaat'ta imanın mertebeleri, çeşitleri, insanın manevi organlarındaki yansımaları anlatılmıştır. (Sözler s, 706) Okuyucularında bu noktalarda terakkiye vesile olduğu söylenmiştir. (Kastamonu s, 18)
Risalelerin temsil ettikleri iman mertebesi ise mahrem suale cevabda yazılmıştır.
Risale-i Nur'un tarzı bir inancı tasavvur değildir. Kâinat ve insanı Cenab-ı Hakkın sıfat ve isimlerine şehadet ettirir. (Yirminci Mektub-Otuzüçüncü söz). Öyle tanıtır. Kur'an'ı kâinatın şehadetine şahit yapar. Okuyanlara bu kainatı yaratan kimse kendini Kur'an'da tanıtan O'dur dedirtir. Ahireti siyasetten, bahardan, insandan vs. yola çıkarak ispat eder.
Hz. Peygamber Aleyhisselatuvesselamı psikoloji, sosyoloji, tarih gibi ilimlerin hakikatleriyle doğrular. Bunu Kur'anın rehberliğinde yapar. Melekleri kitap olarak gösterdiği kâinatta şuurlu okurlar olarak gösterir. Kader ve İlm-i İlahiye çekirdekten, hafızadan delil getirir. Risale-i Nur'un bu rükünleri ispatta gösterdiği deliller bunlardan ibaret değildir ama işaret etmek için bunları sayabiliriz. Yani Risale-i Nur kuvvetli bir imanın çağın diliyle yaptığı şehadettir.
Risale-i Nur Kur'andaki temsil sırrını güzel kullanır. Yani hikaye anlatmaz bir temsille uzak, derin bir hakikati yakınlaştırır. En bilineni güneş örneğiyle nurani için tecellinin ne tarz olabileceğini bize hatırlatır. Bunu derin hakikatleri anlamaya basamak yapar. Temsil ve hikayelerin ne tarzda anlaşılması gerektiği Sözler'de yazılmıştır. (S, 615)
Bu tarzın hikmeti ise zamanın ihtiyacı olarak açıklanmıştır. Bilim eliyle iman esaslarına ilişildiği için ilaç da ona uygun bir şekilde olmuştur. Bütün ilimlerin madeni olan Kur'an hazinesinden şifalar ihsan edilmiştir.