Obezite günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri. Ayrıca çağımızın en önemli sosyal problemlerden biri olan hedonizmin parçalarından da bir tanesi. Yaşam kalitesini büyük ölçüde düşüren obezite aynı zamanda bir çok başka hastalığın da sebebi konumunda. Bu yazımızda bu sorundan muztarip olanlara yardımcı olmaya çalışacağız.
1. İnsülin Direnci
İnsülin direnci, uzun süre basit şeker ağırlıklı beslenme sonucu vücudun insülin hormonuna direnç sağlamasıyla oluşan bir rahatsızlık. En önemli belirtisi yemek sonrası meydana gelen halsizlik ve uyuklama. Diğer belirtileri sık acıkma, bel çevresi yağlanması, tatlı yeme isteği. İnsülin direncinin şeker hastalığına sebep olma dışında en kötü yanlarından biri kilo vermeyi zorlaştırması ve kilo almayı kolaylaştırması. Peki bu belirtileri gösteren biri ne yapmalı? Öncelikle bir dahiliye uzmanına görünmesini ve gerekli tahlilleri yaparak tanı almasını önerebiliriz. Açlık glukoz ile açlık insülin değerlerinin çarpımının 405'e bölümünden çıkan sonucun 3'ten büyük olması insülin direncini gösterir. Burada doktor gerekli görürse ilaç başlar veya beslenme tedavisi önerir.
İnsülin Direncinde Beslenme İlkeleri
- Rejimden 3 beyaz denilen un, şeker ve tuz çıkarılmalı.
- Basit, rafine şeker içeren hamur işi ve abur cuburdan uzak durulmalı.
- Ekmek olarak kepekli, tam buğday veya çavdar tercih edilmeli.
- Pirinç, patates, makarna gibi yemeklerin ve muz, incir, üzüm gibi meyvelerin tüketimi glisemik indekslerinin yüksekliğinden dolayı sınırlandırılmalı.
- Kola, meyve suyu, gazoz gibi meşrubattan kaçınılmalı.
- Az az sık sık beslenilmeli.
Bunlar dışında tok karna yapılan egzersiz ve yürüyüş de insülinin etkisini arttırarak insülin direncini kırmaya yardımcı olacaktır.
2. Hipotiroidi
Hiptiroidi, tiroid hormonunun yeterli seviyede salgılanmadığı bir endokrinal hastalıktır. Belirtileri; yorgunluk, halsizlik, üşümeyle birlikte titreme, kabızlık ve kolay kilo alımı ile zor kilo vermek olarak gösterilebilir. Bu belirtisi olan hastaların TSH, T3, T4 değerlerine bakılır. Genelde ilaçla tedavi edilir. Hipotiroidi hastalarının kilo verme diyetlerinde sabırlı olması ve yavaşlığı sorun etmemeleri gerekmektedir devam ederlerse uygun diyetle kilo verebileceklerdir.
Hipotiroidi Beslenme İlkeleri
- Boş kalori sağlayarak yağ depolanmasına neden olan gereksiz besinlerden uzak durulmalı. Bunlar basit şeker ve şekerli gıdalar, hamur işi, abur cubur, yağlı besinler.
- Guvatrojen denilen iyot emilimini azaltan besinler yemeklerle beraber tüketilmemeli. Bunlar; brokoli, lahana, karnabahar, turp, şalgam, soya ürünleri,ıspanak,hardal, şeftali ve armuttur.
- Az az ve sık beslenmeli. Bu metabolizmayı hızlandıracaktır.
- İlaç sabah aç karna içilmeli ve sonrasında 45 dakika bir şey tüketilmemeli.
- Eğer hipotiroidinin türü Haşimato ise glutensiz beslenmenin fayda sağladığına yönelik çalışmalar mevcuttur. Glutensiz diyette buğday, arpa, çavdar, yulaf ve bunlarla yapılan besinler diyetten çıkarılır. Mısır unu kullanılır.
3. Psikiyatrik İlaçlar
Psikiyatri hastalarının kullandığı ilaçlardan bazıları iştahı açar, halsizleştirir ve yağ kütlesinin artmasına neden olur. Öncelikle farkında olunması gereken şey bu etkinin geçici olduğudur. Ortalama 6 ay içerisinde bu etki kaybolur. Bu nedenle ilk 6 ay kontrollü bir biçimde en az kilo alımı ile atlatılmalı daha sonra "ben ilaç kullanıyorum" bahanesi unutularak sağlıklı ve düşük kalorili bir diyete geçilmeli ve diyet egzersizle desteklenmelidir.
4. Kortizol
Kortizol iştahı açar ve kilo aldırır. Ama sağlıklı ve kişiye özel bir beslenme planıyla bu durum kontrol altına alınabilir. Özellikle ödem riskinden dolayı yağ ve tuz diyetten çıkarılmalıdır. Bunun dışındaki beslenme ilkeleri normal zayıflama diyeti prensipleridir. Sadece kalori kısıtlaması daha katı uygulanmalı ve mutlaka egzersiz yapılmalıdır.
5. Yağ Yakmayı Bilmemek
Bazı durumlarda vücut öyle bir beslenme düzenine alıştırılmıştır ki yağ depolarını kullanacak durumdan uzaklaşmıştır. Şok diyetler ve aralıklı oruç ve aç karna egzersiz bu durumlarda vücudu yağ yakmaya zorlama konusunda faydalı olabilir. Ama bu rejimin uzun sürmesi risk taşır. Şüphesiz ramazanın sadece bir ay sürmesi ve Hz. Peygamberin sürekli oruç tutmak isteyen sahabelere engel olması manidardır.
6. Kıtlık Metabolizması
Yapılan çalışmalara ve yıllar süren gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki düzenli bir biçimde uzun süre aç kalan vücut enerji almadığı dönemlerde kullanmak üzere aldığı kaloriyi depolama, yağ dokusunu koruma eğilimine girer. Bunun için gerekli enerjiyi de metabolizmayı yavaşlatarak vücudun harcadığı bazal enerjiyi azaltarak sağlar. Bu yüzden Ramazan ayı gibi istisnalar dışında normal düzende gün içerisinde en az 2 ana öğün ve en az 2 ara öğün olmalıdır.
Ayrıca daha önce yazdığımız üç yazıyı okuyabilirsiniz.
1. https://www.risalehaber.com/mustafa-kilic-iktisat-risalesinden-diyet-onerileri-26656yy.htm
2. https://www.risalehaber.com/mustafa-kilic-21-sozden-diyet-devamliligina-dair-notlar-26540yy.htm
3. https://www.risalehaber.com/mustafa-kilic-hareket-bereket-ve-degisimin-zorunlulugu-26677yy.htm