İnsan 33 pencereli bir varlıktır. Her pencerede ayrı görür ve görünür. Varlığıyla mektuplar yazar, lem’alar yansıtır, şualar dağıtır; âlemi de, âlemini de aydınlatır.
Ev küçük bir kâinat, insan küçük bir evdir. İnsanda baş var, evde çatı. İnsanda yüz var, evde boya. İnsanda kas var, evde duvar. İnsanda deri var, duvarda sıva. İnsanda kemik var, evde kiriş. İnsanda göz var, evde pencere. İnsanda gözyaşı var, evde çeşme. İnsanda kulak var, evde anten. İnsanda kaş var, evde balkon. İnsanda burun var, evde havalandırma boşluğu. İnsanda damar var, evde su şebekesi. İnsanda kalp var, evde kapı.
İnsanda dil var, kapıda kilit. İnsanda mide var, evde mutfak. İnsanda rahim var, evde yatak odası. İnsanda gönül var, evde misafir odası. İnsanda ruh var, evde oturma odası. Ağır misafirler misafir odasında, yakın misafirler oturma odasında konuk edilir. İnsanda kalp var, evde kapı. Evin kapısı herkese açılmadığı gibi kalbin kapısı da açılmaz.
İnsanda kulak var, evde anne. İnsanda kalp var, evde sevgili. İnsanda çocuk var, evde çiçek. İnsanda gönül var, evde insan. İnsanda can var, evde canan. İnsanda aşk var, evde elektrik. İnsanda dua var, evde seccade. İnsanda sinir var, evde elektrik şebekesi. İnsanda şiir var, kitaplıkta şiir kitapları.
Aşk minicik bir evdir. Küçük bir cennettir. Gözler penceredir. Kirpikler perdedir. Dudaklar kapıdır. Dil kilittir, şifresi sevgidir. Dil ile girilir kalbe. Dilin şifresini çözemeyen kalbin sırrına eremez. Kalp cennetin kapısıdır. Kalbin dilinden anlamayan cennetin kapısına varamaz.
İnsan küçük bir dünya, dünya büyük bir insandır. İnsanda baş var, dünyada gök kubbe. İnsanda saç var, dünyada dağlar. İnsanda kaş var, dünyada kuşlar. İnsanda yüz var, dünyada gökyüzü. İnsanda kulak var, dünyada kutuplar. İnsanda göz var, dünyada göller. İnsanda gözyaşı var, dünyada dereler. İnsanda damar var, dünyada ırmaklar. İnsanda burun var, dünyada ormanlar. İnsanda deri var, dünyada kumlar. İnsanda kemik var, dünyada taşlar. İnsanda dil var, dünyada çocuklar. İnsanda mide var, dünya ovalar. İnsanda rahim var, dünyada topraklar. Rahimde çocuk var, dünyanın rahminde insanlar. İnsanda gönül var, dünyada dostlar. İnsanda ruh var, dünyada ruhani varlıklar. İnsanda kalp var, dünyada sevgili. İnsanda can var, dünyada canan. İnsanda rüya var, dünyada rüya âlemi. İnsanda şiir var, dünyada şairler. İnsanda şiir var, dünyada sinir yok. İnsanda sinir yok, dünyada sınır yok. İnsanda Hz. Muhammed (asm) var, dünyada insanlık.
İnsanda her şeyden iki tane, kalpten bir tane var. İnsanda ikişer göz, kulak, el, ayak, ciğer, böbrek var da bir tane kalp var. Görmek için bir göz, işitmek için bir kulak, yürümek için bir ayak, tutmak için bir el yetiyor da sevmek için bir kalp yetmiyor, insan sevilmeyince sevemiyor.
İnsanın bir gözü kör olduğunda diğeriyle görüyor. Bir kulağı sağır olunca diğeriyle işitiyor. Bir ayağı sakatlanınca diğeriyle yürüyor. Biri kolu kırılınca diğeriyle tutuyor. Ama kalbi kırılınca, yaralanınca hayata tutunamıyor. Yaşayamıyor, göremiyor, işitemiyor, hissedemiyor. Kalbin yedeği ve çifti yok. Çift sevdiğinin göğsünde saklı. Hiçbir kalp yalnız yapamıyor. Sevgili (asv) tek ayakkabıyla dolaşmayın, diyor. Hiçbir kalp tek yaşamıyor, illaki çiftini istiyor.
Göz iki bakar, bir görür. (Hafız Ali ile Hüsrev bir başta iki göz gibidir.) Kulak iki işitir, bir duyar. (Zübeyir ile Sungur bir başta iki kulak gibidir.) Burun iki koklar, bir nefes alır. Âşıklar çift yaratılmışlardır. Dört gözle bakarlar, bir görürler. Dört kulakla işitirler, bir dinlerler. İki burunla koklarlar, bir nefes alırlar. Birinin nefesi kesilince diğeri de ölür. İki kalple yaşarlar ama bir severler. Birbirini sadece birbirini severler. Birinin kalbi durunca diğeri de durur. Biri düşünce, diğerine tutunur. Biri durulunca, öbürü dalgalandırır. Biri ağlayınca, öbürü güldürür. Biri ölünce öbürü zaten ölür.
Dünya büyük bir terazidir. Varlık o denge üzerinde durur. İyi-kötü, güzel-çirkin, doğru yanlış kefeleri doldurur. Her şey çift yaratılmıştır. Çokça bitkiler kadın, hayvanlar erkektir. İnsanlar terazinin kefelerini doldurur. Kadınlar bir kefeye, erkekler öbür kefeye. Kefeye girmek istemeyenlere kefene…
Erkek tahire (temiz) bir yenge, kadın tahir (temiz) bir efe bulduğunda kefe dengini bulur. Biri öbürünü taşıyamazsa denge bozulur. Dengeyi bulan huzura erer. Dünyayı kendine de, sevdiklerine de cennet eder. Ne mutlu dengini ve dengesini bulanlara. Ne mutlu yengeli-dengeli hayat yaşayanlara. Hayat birlikte yazılan kitaptır. Ne mutlu birbirinin kitabı (risalesi) olanlara. Ne mutlu birbirinin Mektubat’ı, Lem’alar’ı, Şualar’ı, Mesnevi’si olanlara. Ne mutlu birbirinin cenneti olanlara…