TVNET ekranlarında yayınlanan Net Bakış programında çocuk kitapları masaya yatırıldı. Serhat İbrahimoğlu'nun sorularını yanıtlayan Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin ve çocuk edebiyatı yazarı Ayşe Sevim önemli açıklamalarda bulundu.
Şu anki çocuk yayıncılığın büyük bir kısmı edebiyat değil
Günümüzde dünya çocuklarının kuşatma altında olduğunu söyleyen Şirin, "Sorunu nerede aramalıyız? Bir kere Türkçe hedefi olmayan sistemden ve medyanın kuşatmasını aşmamız gerekiyor. Sorunu sadece çocuklarda, yazarlarda, yayıncılarda görmek yanlış. Türkiye'de çocuk yayıncılığı büyüyor ama hala eksik. Özgün çocuk yazarlarının ortaya çıkmasına yönelik programlara ihtiyacımız var. Kaynaklardan yararlanarak çağdaş bir çocuk edebiyatı sunabilir miyiz? İşte asıl yapılması gereken bu. Sözlü gelenekten yazılı kaynaklara kadar kendi kültürel kodlarımıza dayalı bir edebiyata ihtiyacımız var. Bu edebiyatı gerçekleştiremediğimiz sürece yol alamayız. Temel kodlar üzerinden yapılacak olan da didaktik öğretici kitaplar yazmak değil. Çocuklar, bilgiye dünyanın her yerinde ulaşılıyor. Asıl olan sanattır, kültürdür. Çocuğun temel öğrenmesine dayalı bir edebiyat olmalı. Türkiye şu an popüler çocuk yayıncılığının kuşatması altında. Şu anki çocuk yayıncılığın büyük bir kısmı edebiyat değil. Bunların çocuk edebiyatı olarak yayınlanması tam bir çocuk hakkı ihlali" ifadelerini kullandı.
Türkçe ve edebiyat öğretimi gözden geçirilmeli
Çocuk edebiyatı külliyatı için geç kaldığımızı belirten Şirin, şöyle konuştu:
“Bugün başlasak çeyrek yüzyıla ihtiyacımız var. Kitap yazmak hele ki çocuklar için yazmak dünyanın en yaman, en zor yazarlık türü. Değişen çocukluğu dikkate almayan yazar hiçbir dönem okunmaz.
Türkçe ve edebiyat öğretimin gözden geçirilmesi gerekiyor. Çocuk artık sadece okuldan değil hemen hemen her yerden öğreniyor. Google amcaları yardım ediyor. Bunların farkında olan bir eğitim sistemi var mı? Yok ama kusur hep çocukta aranıyor.
Çocuklar değerleri hayattan öğrenir
Son yıllarda herkes çocuklara değerler eğitimleri verelim derdinde. Bu da bir pedagojik baskıya dönüştü. Çocukları kalıplara sokmaya çalışıyoruz. Çocuklar iyi örnekleri hayatın içinden bulabilir. Değerler kitaplardan öğrenemez. Bunu ne zaman fark edeceğiz? Mevzu Türkçe öğrenmek. Bir çocuk gramerine ihtiyacı var bu ülkenin. O gramer içinde çocuk ve değişen çocukluğu anlamamız gerekiyor. Bunlar yapılmadığı sürece eğitim boştur. Aksi halde çocuklar eğitilmesi mümkün değildir.
Yeni Şafak