Mütevazi bir insan, hizmeti düşünür her an,
Meskeni bütün cihan, Kahraman Mustafa Sungur.
Kaynağından içmiş suyu, zerresine sindirmiş,
Kalbinde yanan ateşi, ihlâs ile dindirmiş.
Nur’un hâmili olmuş, taşımış tüm cihana,
SÖZLER naşiri olmuş, neşretmişler her yana.
Her dile tercümeye, onca gayret sarf etmiş,
Gelince Nurlu haber, gâyet hoşuna gitmiş.
Çıkmamış hiç dilinden gıybet denen nemîme,
Tevekkül kılmış Hakk’a, ricâ, akl-ı selim’e.
Hizmet-denince-hizmet, her şey bitti demektir,
O’nun için en-makbul, en-mukaddes emektir.
Saff-ı Evvel Ağbeyler, hakikaten ter-temiz,
Onlar sever Üstadı, biz onları severiz.
Onlar Aziz Üstada, kardeş, yoldaş olmuşlar,
O kasvetli zamanda, küfre karşı durmuşlar.
Nur’a iktifa edip, O’nda karar kılmışlar,
Isparta Kahramanı, arkadaşı olmuşlar.
İstirahat kabirde, burda koşturmak gerek,
Gidilecek çok yer var, gidip, ulaşmak gerek.
Bediüzzaman evleri, dünyanın her yanında,
Sıcacık bir tahassun, tüm dünya mekânında.
Medreseler, bir mektep, orda Nur’lar tahsilde,
Vakıf’lar, her bir yanda, ders veriyor kürsüde.
Ömrü Nur’a fedadır, Fedakâr Sungur Ağbey,
Cennet sana sezâdır, Essâdık Sungur Ağbey
Resûlümün (a.s.m.) sancağı, altında haşr olunuz,
Üstadımla birlikte, Cennette neşr olunuz.