Risale Haber-Haber Merkezi
Müslümanlar arasında meşreb farklılıklarının olmasının tabiî olduğunu söyleyen Mehmet Şevket Eygi, "Ümmet için bir zenginlik kaynağıdır. Lakin usûlde, temellerde, iman temellerinde, Şeriat esaslarında, zaruriyat-ı diniyede farklılık ve değişiklik olmaz, onlar kesindir, müştereken kabul edilmelidir" dedi.
Milli Gazetedeki yazısında, "İmanın kesin şartları, hükümleri, rükünlerinde meşreb farklılığı olamaz" diyen Eygi, "Medrese hocası da, tekke şeyhi de, Nakşî de, Melâmî de, Mevlevî de, Nurcu da hepsi aynı çizgide olmalıdır. Şeriatın emir ve yasakları da böyledir. Beş vakit namazı kılmak hususunda meşreb farkı geçerli olmaz. Herkes kılacaktır" görüşlerine yer verdi.
Büyük zatların meşreblerinin farklı olduğuna dikkat çeken Eygi, "Mevlana Celalüddin Rumî'nin, Şeyh Muhammed Bahaüddin Nakşibend'in, Muhyiddin Arabî'nin, Bediüzzaman Said Nursî'nin meşrebleri farklıdır ama hepsi de Ehl-i Sünnet akaidini kabul etmişlerdir, hepsi de beş vakit namazı dosdoğru kılmışlardır, Şeriatı fıkıh kitaplarında yazılı olduğu şekilde anlamış ve uygulamışlardır" dedi.
Meşreb farklılığının Müslümanları camide toplanmaktan alıkoymayacağını belirten Eygi, yazısını şöyle sürdürdü: "Ezan okununca, her meşrebten hür ve mukim Müslümanlar, arkasında namaz kılınabilecek bir imamı bulunan camiye giderler, saf tutar ve cemaatle namaz kılarlar. Bu cemaatin içinde kimler vardır? Ehl-i zâhir vardır, medrese hocaları ve talebeleri vardır, tasavvuf ehl-i vardır, Nakşî, Kadirî, Mevlevî, Cerrahî vardır, Risale-i Nur talebesi vardır, Süleyman efendi bağlısı vardır, Muhyiddin Arabî meşrebinde olan vardır, İbn Teymiyeci vardır. Namaz ve cemaat bunların hepsi için müşterektir.Meşreb farklılığı onları camide toplanmaktan alıkoymaz."