Risale Haber-Haber Merkezi
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
فَسُبْحَانَ اللَّهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ
وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ(1)
Muhterem cemaat!
Namaz ibadeti bütün ümmetlere farz kılındığı gibi biz Muhammed ümmetine de günde beş vakit olarak farz kılınmıştır. Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir bağ, yüce bir münasebet ve temiz bir hizmettir ki, her ruhu celb ve cezb eder. Namaz, Celâl sahibi Allah tarafından her yirmi dört saat zarfında belirli vakitlerde manevî huzuruna yapılan bir davettir. Bu dâvette her namaz kılanın kalbi, kemâl-i şevk ve iştiyakla dolar ve müminin miracı olan o yüksek münâcâta mazhar olur. Kur'an-ı Kerim'de, "Şüphesiz namaz, mü'minler üzerine belli vakitler için farz olarak yazılmıştır."(2) buyrulmaktadır. Namazın mânâsı, Cenâb-ı Hakkı tesbih ve tâzim ve şükürdür. Yani, sözle, fiille, bedenle ve amelle; celâline karşı Sübhânallah deyip takdis etmek, kemâline karşı Allahu ekber deyip tâzim etmek ve cemâline karşı Elhamdülillâh deyip şükretmektir.
Aziz cemaat!
Namaz, kalblerde daima Allahın azametini ve şanını hissettirerek ve akılları ona yönlendirerek Allahın adaletine itaate ve emirlerine ittiba etmeğe İlâhî bir vesiledir. Namaz dinin direği ve kıvamıdır. Ve dini muhafaza eden İlâhî bir esastır. İmandan sonra en yüksek hakikat namazdır. Günahların sel gibi aktığı ve her tarafımızı sardığı bu zamanda bir kalkan gibi bizleri muhafaza eden namazdır. Her türlü kötülükten alıkoyar. Kuranı kerimde: “(Rasûlüm) Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (İbadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.”(3) buyrulmaktadır. Namaz ubudiyetin esas bir rüknüdür. Müslüman olan her kesin ömür boyunca kılması farzdır. Yalnız Allah rızası için ve emr edildiği için kılınır.
Değerli kardeşlerim!
Peygamberimiz (s.a.v.) “Sizden herhangi birinizin kapısı önünde bir nehir bulunsa ve o kimse bu nehirde günde beş defa yıkansa kendisinde kirden bir şey kalır mı?” diye sormuş, sahabelerin de, “Hiç kir kalmaz Ya Rasûlallah.” cevabını alınca da: “İşte beş vakit namaz da buna benzer, Allah namazla günahları siler”(4) buyurmuşlardır.
İmam-ı Rabbanî hazretleri de şöyle buyuruyor: “İyi biliniz ki, dünyada namazın rütbesi, derecesi, âhirette Allahü teâlâyı görmenin yüksekliği gibidir. Dünyada insanın Allahü teâlâya en yakın bulunduğu zaman, namaz kıldığı zamandır. Âhirette en yakın olduğu da, rü’yet, ya’nî Allahü teâlâyı gördüğü zamandır. Dünyadaki bütün ibadetler insanı namaz kılabilecek bir hâle getirmek içindir. Asıl maksat, namaz kılmaktır. Se’âdet-i ebediyyeye ve sonsuz nimetlere kavuşmak ancak namaz kılmakla elde edilir.”(5)
Hutbemi başta okuduğum ayet-i kerimenin mealiyle bitiriyorum: "Akşama erdiğinizde ve sabaha kavuştuğunuzda Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde olanların hamd ve senâsı Ona mahsustur. Gündüzün sonuna doğru ve öğle vaktine erişince de Allah'ı tesbih edip namaz kılın."(1)
Hazırlayan: Fatih Aksüt
1-Rum Sûresi, 30/17–18.
2-Nisâ Sûresi, 4/103
3-Ankebût suresi 29/45
4-Buhari, Salat, 6.
5-Mektubat (imam-ı rabbani) 1.cilt 261. mektub