Aslıhan Aydın'ın haberi:
Osmanlı İmparatorluğu döneminde sarayın ve halkın Kurban Bayramı alışkanlıklarına dair bir kitapçık hazırlandı. Türk Tarih Kurumu tarafından hazır hale getirilen kitapçıkta bayram kutlamaları ile ilgili ilginç bilgiler bulunuyor. Osmanlı kültür hayatında önemli bir yeri olan bayramlar için sarayda ve halk arasında özel törenler düzenlenmesi bunlardan biri.
Ramazan ve Kurban bayramlarında yapılan törenler, padişahın tahta çıkması vesilesiyle düzenlenen etkinliklerden sonra en önemlisiydi. Çünkü bayram törenleri Osmanlı hanedanının ihtişamını ortaya koyması açısından önem teşkil ediyordu. Osmanlı Devleti’nde resmi düzeyde bayramlaşma bir merasim çerçevesinde düzenlenirdi. Fatih Kanunnamesi ile söz konusu merasimin usul ve esasları belirlenmişti ve bu yöndeki düzenleme çok az değişiklikle uzun süre devam etti. Bayram tebrik merasimleri 19. yüzyılın ortalarına kadar Topkapı Sarayı’nda, 1867 yılından itibaren de (Sultan Abdülhamid döneminde Yıldız Sarayı’nda yapılan iki bayram hariç) Dolmabahçe Sarayı’nın orta kısmındaki Büyük Muayede Salonu’nda yapıldı.
Sultan II. Abdülhamid döneminde ve yirminci yüzyılın başlarında bayramlar daha sade bir biçimde kutlandı ama ana unsurlar sürdürüldü. Bayram namazı için gidilecek camiyi bayramdan önce padişahın kendisi seçer bu, genellikle Ayasofya veya Sultan Ahmet camilerinden biri olurdu. Padişahların bayramın birinci günü, sabah namazlarını da Hırka-i Saadet Dairesi’nde kılmaları âdettendi. Bayram, arefe günü top atışıyla başlar ve bayramın son gününün ikindisinde atılan topla sona ererdi.
Kurban Bayramı’nda padişaha mahsus hazırlanan koç, özel kıyafetli görevliler tarafından beslenir ve taşınırdı. Kurban bayramlarında padişah için 9 baş kurban kesilirdi. Bunların ikisi arefe günü akşamı Topkapı Sarayı’nda kesilip adandığı medreseye gönderilirdi. Diğer 7’si bayramın birinci günü bayram merasiminden sonra sarayda kesilirdi.
Zaman