Namaz kılanın önünden geçmenin günah olduğu yer, büyük câmilerde ve açık arazilerde namaz kılanın, ayaklarından itibaren secde ettiği yere kadar olan kısımdır. Küçük camilerde namaz kılanla onun önünden geçen arasında, direk, insan gibi bir engel bulunmazsa, namaz kılanın önünden nereden geçilirse mekruh olur.
Esasen namaz kılan kimsenin, önünden geçilme ihtimali varsa, bir sütre edinmesi sünnettir.
Küçük çocuk mükellefiyet yaşının altındaysa, zaten bundan veya başka bir günahtan dolayı sorumluluğu yoktur.
Sütre, önü açık bir yerde namaz kılan kimsenin gelip geçene siper olmak üzere ön tarafına koyduğu şeydir. Sütre, en az bir arşın (70 cm. kadar) bir yükseklikte olmalıdır. Namaza durmuşsa, sütre kullanması sünnettir.
Sütre edinilen şey bir sütun, bir ağaç veya yere dikilmiş bir değnek, sandalye v.s. gibi yüksekliği olan herhangi bir şey olabilir. Hadîs-i şerîfte "bir ok ile de olsa sütre yapılması" emredilmiştir.
Yer sert olup değneği dikmek mümkün değilse, uzunluğuna bırakılır. Sütre olarak kullanacak hiçbir şey bulunamadığı takdirde ise, namaz kılan kimse, önüne, uzunlamasına bir çizgi çizer. Hilâl gibi kavisli de çizilebilir. Maksad onun arkasında olan şeylere bakıp da kalbini meşgul etmemektir.
Yere serilen seccade, yere çizilmiş olan çizgiden daha fazla önünden geçmeğe mâni olduğu için, sütre yerine de geçer.
İbn-i Âbidîn, önüne elbise veya kitabını koymayı da kâfi görür. Sütreyi dikmek, yatık koymaktan; yatık koymak da çizgiden evlâdır.
Erkek kısmı, önünden geçeni ikaz için okurken sesini yükseltebilir. Sadece "Sübhânallah" da diyebilir.
Namaz kılanın önünden geçilmesi, onun namazına zarar vermez. Ancak geçen kimse günahkâr olmuş olur. Cemaatle kılınan namazlarda, yalnız imamın önünde sütrenin bulunması kâfidir.
Sorularla İslamiyet