Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) araştırmacılarının, Akdeniz havzasında 900 yıllık kuraklık değişkenliği üzerine yapmış oldukları çalışma ile ilgili çıkan haberler hakkında yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "NASA'nın haberi ve haber kaynağı olarak kullandığı makale incelendiğinde, ayrıca bununla ilgili ülkemizde yapılan makaleler araştırıldığında son 9 asrın en kötü kuraklığının Türkiye için geçerli olmadığı kanaatine varılmıştır. Makalede kullanılan uzamsal dağılım oluşturma yönteminin kullanılan örnekler dikkate alındığında yetersiz kaldığı ve bu dağılımla elde edilecek yorumların Anadolu için doğruyu yansıtmayacağı anlaşılmıştır" denildi.
"Akdeniz'in kuraklık tarihi canlandırılmıştır"
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle; "Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) araştırmacılarının, Akdeniz havzasında 900 yıllık kuraklık değişkenliği üzerine yapmış oldukları çalışma ülkemiz medyasında, Kıbrıs, İsrail, Ürdün, Lübnan, Filistin, Suriye ve Türkiye'yi kapsayan Doğu Akdeniz Levant Bölgesi'nde, 1998 yılında başlayan kuraklığın, muhtemelen son 9 asrın en kötü kuraklığı olduğu şeklinde yansımıştır. Bu çalışmada bölgenin iklimini, bölgeye suyun nasıl geldiğini veya çıktığını anlamak için ağaç halkaları incelenerek Akdeniz'in kuraklık tarihi canlandırılmıştır."
Bilim insanları Akdeniz'deki bölgedeki iklim değişikliklerini ve suların değişimini anlayabilmek için ağaçların gövdesindeki halkaları analiz etti. İnce ağaç halkaları susuz yılları işaret ederken, kalın halkalar ise verimli yılları gösteriyordu.NASA'daki bilim insanlarının hazırladığı yer altı sularının miktarını gösteren kuraklık haritasındaki 2012 yılının verilerine ait koyu kahverengi işaretli alanlar 2002-2015 arasında ortalama olarak santimetre kare başına suyun en fazla azaldığı yani en kurak bölgeleri gösteriyor. Veriler NASA Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü GRACE (Gravity Recovery and Climate Experiment) ve Alman Uzay Ajansı ortak çalışmasıyla elde edildi. Kurak yılların tespiti için ağaç-halka tekniğini kullanılırken, bir çeşit bölgenin parmak izi de denilebilecek haritada, coğrafi dağılım hazırlanırken, Akdeniz'de doğal iklim koşullarının getirdiği kuraklık ve insan etkisinin neden olduğu küresel ısınma arasındaki farklılıklar da ortaya konuldu. Bu araştırma modeli aynı zamanda gelecekte iklim değişikliklerini öngörebilen bilgisayar simülasyonlarında da model oluşturacak.NASA, Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü ve Kolombiya Üniversitesi'nde görevli iklim bilimci, araştırma takımının lideri Ben Cook, "İklim değişikliğinde insan faktörünün büyüklüğü ve önemi, doğal iklim değişikliği tam ve kapsamlı olarak anlamamız gerektiğini bize kanıtladı" diyerek, bozulmada insan faktörünün önemine dikkat çekti."Son yıllarda doğal değişkenlerin ortalamasındaki anomalilere (olağan durumdaki anormal değişiklikler) baktığımızda, bunun insan faktörü kaynaklı iklim değişikliğinin neden olduğunu söyleyebiliriz” diyen Cook ve ekibi, Eski Dünya Kuraklık Atlası'na bakarak Afrika, Yunanistan, Lübnan, Ürdün, Suriye ve Türkiye'de kuraklığın ne sıklıkla ve ne şiddette değiştiğini kuru ve yaş ağaç halkalarına bakarak analiz etti.Aynı zamanda İspanya, Fransa'nın güneyi, İtalya'daki kuraklığın ne şekilde seyrettiği konusunda geçtiğimiz bin yılın verilerini bu verilerle birleştirdi. Analizlerde 1100 ve 2012 yılları arasında ağaç halkalarının analizlerinden faydalanılarak hazırlanan tarihi dokümanlar incelendi.Cook'a göre 1998-2012 yılları arasında Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz kuraklığı, son 500 yılın kuraklık ortalamasından yüzde 50 daha şiddetli ve kurak geçti. Etkileri devam eden günümüz kuraklığı ise son 900 yılın en kuru döneminden yüzde 10 ila 20 oranıyla, daha kötü durumda.Araştırma sadece zaman içerisindeki değil bölgedeki coğrafi kaynakları değişiklikleri de gösteriyor. Yani Akdeniz'deki kuraklığın zaman içindeki oluşumu aynı zamanda batı için de veri oluşturuyor. Araştırma sonuçları, Amerikan Jeofizik Birliği'nin 'Geophysical Research-Atmospheres' dergisinde yayınlanacak.Arizona Üniversitesi'nden Kevin Anchukaitis “Hem modern toplulukları ve antik toplumların ikisi için de şu anlama geliyor eğer bir bölge kuraklıktan etkileniyorsa, şartlar Akdeniz çanağı boyunca görülme eğiliminde. Bir bölgenin diğerinden daha iyi durumda olduğu bulgulara güvenmek mutlak olarak mümkün değil, dolayısıyla su kaynakları ve gıda sistemleri üzerinde büyük ölçekli bir bozulma potansiyelinin yanı sıra bir çelişki de mevcut”Buna ek olarak Akdeniz'in Kuzey kısmında yer alan ülkelerin Yunanistan İtalya, Fransa ve İspanya kıyıları, Kuzey Afrika'da kuraklık durumunun iyileşmesine nazaran, daha fazla kuraklık gösterme eğiliminde. Bu da araştırmada iklim koşullarının önemini gösteriyor.
"Levant Bölgesi, Güneydoğu ile sınırlı"
"Ağaç halkaları ile tarihleme metodu (dendrokronoloji), çeşitli devirlere ait ağaçlardan alınan kesitlerde görülen yaşlarını ortaya çıkaran halkaların çakıştırılması ile eskiye doğru giden bir halkalar çizelgesi yapılması ilkelerine dayanır. Örneğin, 1960 yılında kesilen bir ağaçta 200 adet yaş halkası bulunduğu varsayılırsa bu bize, ağacın 1760 yılında büyümeye başladığını gösterir. Halkaların kalınlık ve incelikleri ise, bu 200 yıllık süre de meydana gelen iklim şartları hakkında bilgi verir. Ayrıca yine eski ahşap yapılardaki ağaçların kesitleri ile yaşayan ağaçların kesitlerinin karşılaştırılmaları suretiyle çakışan dönemler tespit edilerek yaşanan dönemlere ait nemli veya kurak dönemler hakkında daha fazla geriye yönelik bilgi sahibi olunabilir. Levant Bölgesi, tarihsel ve kullanım olarak Doğu Akdeniz'e kıyısı olan bölgeyi kapsamaktadır ve Türkiye'nin Güneydoğu bölgesiyle sınırdır. Diğer yandan web sitesinde yayınlanan haritada, 2012 yılının, Akdeniz Bölgesi 2002-2015 ortalamasından farkını, yani su depolamasındaki azalmayı göstermektedir ve görüldüğü üzere Levant Bölgesi ve Mısır'da ciddi azalmalar söz konusu iken Türkiye için bu geçerli değildir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü bünyesindeki Kuraklık İzleme Sistemi'nde SPI yöntemi kullanılarak Hatay ve Adana için çalışma yapılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre son dönemde yaşanan kuraklığın olağanüstü bir durum olarak değerlendirilemeyeceği belirlenmiştir."
"9 asrın en kötü kuraklığı Türkiye için geçerli değil"
"2007 ve 2009 yıllarında Doğu Akdeniz'de meydana gelen kuraklıklar sonrasında yazılan makaleler ve NASA'nın haberlerinde de benzeri durumlar yaşanmış ve ülke basını ile bazı sivil toplum kuruluşları tarafından kaynak kullanılarak duyurulmuştu. Bu tür haberler içerisinde özellikle ülkemizi gösterme çabalarının sebebinin ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden Levant Bölgesi'ne doğru akan sınırı aşan nehirlerimizden kaynaklandığı düşünülmektedir. NASA'nın haberi ve haber kaynağı olarak kullandığı makale incelendiğinde, ayrıca bununla ilgili ülkemizde yapılan makaleler araştırıldığında son 9 asrın en kötü kuraklığının Türkiye için geçerli olmadığı kanaatine varılmıştır. Makalede kullanılan uzamsal dağılım oluşturma yönteminin kullanılan örnekler dikkate alındığında yetersiz kaldığı ve bu dağılımla elde edilecek yorumların Anadolu için doğruyu yansıtmayacağı anlaşılmıştır."
Yeni Şafak