Nasihat ederken faziletfuruşluk etmiş olmayalım?

Nurettin HUYUT

Nasihat ederken faziletfuruşluk etmiş olmayalım?

 

"Din bir nasihattır" diyor Peygamber Efendimiz...

 

O nedenledir ki, dinini yayarken hep nasihat etmiş, hep ikna metodunu tercih etmiştir.

 

Gerek Türkler olsun gerekse Kürtller olsun bu gerçeğin en belirgin şahitleridir. Her iki millet de isteyerek ve severek İslam dinini seçmişler.

 

Kürtler miladi 700 yıllarında, Türkler ise bundan takriben 200 yıl sonra yani 900’lü yıllarda kabileler halinde Müslüman olduklarını tarih yazıyor. Ve her iki millet de savaş yapmadan Kur’an hakikatlerine teslim olmuş.

 

Daha sonraki dönemlerde zaten cihana İslam’ı yayma görevini de bu milletler üstlenmiş.

 

Her neyse konumuz o değil...

 

Konumuz nasihat...

 

Bazen nasihat ederken tenkit ettiğimizin farkında olmuyoruz. Veya nasihat edeyim derken faziletfuruşluk yaptığımızı düşünemiyoruz.

 

Ben acizane bunu şöyle bir hadiseyi yaşadıktan sonra fark ettim.

 

Bir gün bir lise talebesine nasihat ederken kendi gençliğime gittim ve "ben lisedeyken biliyor musun günde kaç sayfa Risale okuyordum?" dedim. Baktım o genç hiç düşünmeden bir kızgınlık ifadesi olarak "200 sayfa mı okuyordun?" diye cevap verdi.

 

O gencin o sözü adeta bomba gibi enaniyetimin üstüne düşmüştü, yerle bir etmişti. Ne yalan söyleyeyim hayli sert bir şekilde gururumu kırmıştı. Birden konuşmayı bıraktım ve nasihat etmekten de vazgeçtim. Hiçbir şey demeden o gencin yanından ayrıldım.

 

Bu söz hayli zaman zihnimi kurcaladı. Üzerinde hayli fikir jimnastiği yaptım. Risale-i Nurlardan bu meselenin izahını bulmaya çalıştım. Nihayet Üstadın şu düsturu durumu açıklığa kavuşturdu. "Onların (kardeşlerin) üstünde faziletfuruşluk nevinden gıpta damarını tahrik etmemektir" düsturu beni bir nebze uyandırmıştı.

 

Daha sonra bu olayı irdelemeye devam ettim şu önemli düstura rastladım. Üstad İttihad-ı Muhammedi Cemiyetine girmek isteyenlere şöyle diyordu, "mesleği herkes kendi nefsiyle mücahede, yani ahlak-ı Ahmediye (a.s.m.) ile tahallûk ve sünnet-i Nebeviyeyi ihya ve başkalara da muhabbet ve eğer zarar etmezse nasihat etmektir." (Tarihçe-i Hayat sh. 59) diyordu.

 

"Zarar etmezse" sözü bu meseleye açıklık getirmiş oluyordu. Demek ki, insan nasihat ederken zarar verebilmektedir. Zarar vermediğini anlamak ve ona göre konuşmak ise hayli zor iş...

 

Nasihat ederken iki hata birden işlenmiş olabiliyor. Birisi bu nasihat, haksız tenkit haline dönüşebiliyor. İkincisi ise faziletfuruşluk nevinden gıpta damarını tahrik edebiliyor. Velhasıl kaş yapayım derken göz çıkarmak gibi bir durum...

 

O nedenledir ki, Üstad Bediüzzaman Hazretleri ihlas düsturlarının ikincisinde bu meseleyi ele alıyor. Ve ezeli tavsiyesini talebelerine yapıyor. "Bu hizmet-i Kur’âniyede bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemek ve onların üstünde faziletfuruşluk nev’inden gıpta damarını tahrik etmemektir.” (Lemalar İhlas 4. Düstur) diyor.

 

Bazı arkadaşları görüyorum "özeleştiri" adı altında hayli sert tenkitlerde bulunabiliyor. Hem bunu yaparken faziletfuruşluk yaptığının farkında bile olmuyor. Bir arkadaşın yanlışını anlatırken zımnen "ben böyle yanlışlar yapmam" demeye getirdiğini düşünemiyor.

 

Bu hal sanırım toplumumuzun yetişme tarzından kaynaklanıyor. Bin sene maddi-manevi diktatörlüğün baskısı altında yaşamışız. O baskının oluşturduğu bir takım geleneklerden geliyoruz. O gelenekler adeta dem ve damarlarımıza işlemiş.

 

Hem mesleğimizin bir esası olan “şefkat” mesleğine de yakışmıyor. Şefkatli olmak, şefkatle yaklaşmak her şeyden evvel tenkit etmemeyi gerektiriyor. Şefkat eden seven demektir. Seven kişi de sevdiğinde kusur aramaz. Bulsa da görmemeye veya göstermemeye çalışır. Her zaman güzel taraflarını görür. Gizli kusurlarını ortaya dökmez.

Yani özetle bardağın dolu tarafını görür.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.