Ne çok ertelemişim kendimi bu hayatta
Ne çok işler yapmışım
Okullar okudum. Hem de en güzel okullarda
İstanbul’u gezdim doya doya
Devden gökdelenler gökleri delmemişken
Gezmediğim çok şehir de kalmadı ülkemde
Yurtdışına gittim
Yabancı ülkelerin camilerinde de kiliselerinde de dualar ettim insanlığın Rabbine
En lüks otellerde kaldım en güzel yemekleri yedim
Tıkabasa yediğim de oldu, aç kaldığım da
Savaştan önce gittim Halep’e, Şam’a, Laskiye’ye
Halep kalesinden medeniyeti seyrettim
Şam dağlarından tarihi
Laskiye’den Akdenizi
Ağladım insanın insana yaptığı eziyete
Dostlarım oldu bu hayatta pek az
Arkadaşlarım oldu pek çok
Ama hiçbir kavgaya başkalarıyla girmedim
Hayatın tek kişilik bir yolculuk olduğunu
Sadece girdiğim kavgalarda yalnız kaldığımda anladım
Ne çok işler yapmışım bu hayatta
Okuduğum kitapları koysam üst üste boyumu aşar defalarca
Okumaktan hep zevk aldım
En çok da kendimi
Ya bir Covid, ya bir çarpışma ile hayata veda edeceğimi biliyorum
Belki bindiğim uçak düşer
Kanser gibi öyle fiyakalı, büyük beklentilerim yok
Dünyaya çivi çakma niyetim de
Giderken ardıma bakmayı da düşünmüyorum
Bir evden bir kalpten çıkınca ardıma bakmamayı öğreneli çok oldu
Pişmanlıklarım da var iyi ki yapmışım dediklerim de
Hem seviyorum her daim önüme bakmayı.
Bir beni ertelemişim bu hayatta
Kendimle olmayı
Uçsuz bucaksız dalmayı içime
Kendimi keşfetmeyi
Varlığımı, duygularımı, düşüncelerimi, hayatı, ölümü
Öleceğimi bilmenin ölümün kendisinden daha heyecanlı olduğunu
Ne çok ertelemişim kendimi bu hayatta