Nesl-i Cedid’e-3

M. Nuri BİNGÖL

Şu manzarayı seyretmenin tadına doyum olur mu?..
Ortada keremli Ka’be, çevresinde (elektronlar) gibi tavaf eden melekler ordusu mü’minler; pervaneler misali...
Hepsinin dudakları kıpır kıpır, kalplerinde “Ka’be hürmetindeki” iman; yüreklerindeyse “Develeri Kusva’nın üzerinde iki büklüm ve dudaklarında binlerce şükür, binlerce istiğfar”la, saçaklı, siyah ve softan sancağının dalgalanışı altında, başını  dünya hayatında secdeye koyduğu “Minber Şehir” Mekke’ye giren Efendiler Efendisi’nin (asm)  hasreti...
“Bir insan... Tek başına... Ne muini var, ne yardım edeni; ne saltanatı var ve ne definesi... Meydana çıkmış... Bütün dünyaya karşı mübareze ediyor.
...Ve umum insanlara hücum etmeye hazırlanmıştır... Ve omuzlarına küre-i arzdan daha büyük bir hakikat almıştır.” ( İşaretü’l-İ’caz)

Kabul edersin ki bu yalnızlık aslında tam bir beraberliktir; dünyadan bin, yüz bin, milyon kere daha büyük küreleri “Ol!” emriyle Vareden, “Dön!” emriyle harekete geçiren Celal Sahibi Rabb’in “Vekil”liğiyle tam bir huzura dönmüştür.
“Mescid mü’min, minber mü’min
Taşardı kubbelerde tekbir
Dolardı kubbelere AMİN!”
Dualar, niyazlar...
Bilirler ki “Dua mi’minin silahıdır. “ Ka’beyi ve Nebevi Mescidi” doldururken göz ve gönüllerine, hayallerine Aksa Mescidi ve hemen yanındaki, altın sarısı kubbesiyle Sahra Mescidi görünür. Gözleri yaşarır; Allah’tan yana yakıla yeni bir Selahaddin Ordusu talep ederler.

Selahaddin de mi kim?
“Fetih Nesli” olarak “Fatih Sultan”ı araştırıp, öğrenip de “Şarkın en sevgili Sultan”ı Selahaddin Eyyubi’yi tanımaman mümkün mü?
“1138 tarihinde Tikrit'te dünyaya gelmiştir. Babası Necmeddin Eyyüb  Selahaddin'i Şam'a İslami ilimleri ve savaş sanatlarını öğrenmesi için tahsile gönderdi. Frenklere karşı savaşlarda amcasının yanında savaş tecrübesi öğrendi.
Selahaddin Şam Sultanı Nureddin Zengi tarafından amcasının maiyetinde Kahire'ye gönderildi.  Şirkuh güçleri 2 Ocak 1169 tarihinde Kahire önlerine varmıştı. Haçlı ordusu ise kuşatılmış ve geri çekilmek mecburiyetinde bırakılmıştı.
Ancak  vezir Şaver bu sefer hamileri Selahaddin Eyyübi aleyhinde komplo kurmuştu. o¬ndan ve Suriye ordusundan kurtulmak istiyordu. Bunun üzerine Selahaddin Eyyübi bu olaydan haberdar olmuş ve tuzağı tersine çevirerek Vezir Şavir'i ortadan kaldırmıştı!”

Oyunları tersine dönenleri ne çok andırıyor değil mi?
“Ardından Şirkuh şehre girmiş ve Fatimi tahtının veziri olmuştu. Ancak beklenmedik bir şekilde 2 ay sonra vefat etti (23 Mart 1169) ve 30 yaşında olan Selahaddin Eyyübi o¬na halife oldu ama kendi adına hutbe okutmadı.”
Ancak böylesi bir fedakarlık seni istikbalin hür ufuklarına ve baharlara ulaştırabilir. 
“Selahaddin Eyyubi, bu sırada  çifte kimliğe sahip  bulunuyordu. Bir taraftan Fatimi veziri iken diğer taraftan da Nureddin Zengi'nin adamıydı. Nuredin Zengi’ye tâbi olarak vezir oldu.
Bundan sonra seri bir sünnileştirme faaliyeti başlatıldı. Tarikatlar organize edildi ve Karakuş bunu denetledi. Nureddin Zengi’nin 25 Mart 1174 tarihinde vefatına kadar Selahaddin Eyyübi Mısır sultanı lakabını kullanmadı. O zamana kadar Mısır'ın dışına çıkarak Müslüman emirlikleri itaat altına almaya çalışmamıştı. Bundan sonra Kuzey Afrika'da Fas kıyılarına ve doğuda da Yemen'e gitti.
Selahaddin Eyyübi Haçlılarla girmiş olduğu savaşların ekseriyetini kazanmıştır. Kaybettiği önemli savaşlardan birisi Montgisard muharebesidir. Bu muharebede karşısına Kudüs Kralı Baldwin IV'un kuvvetleri ile birlikte Chattilon'lu Raynald ve Templar şovalyeleri çıkmışlardı. İki yıl sonra o¬nlarla Yakup Deresi mevkiinde girmiş olduğu savaşı kazandı.
Haçlı Raynald, 1184 yılında Müslüman hacı kafilelerini ve kervanlarını yağmaladı. 4 Temmuz 1187 tarihinde Selahaddin Lusignanlı Guy, ile karşılaştığı muharebede Kudüs Kralı'nın eşi ve Trablusşam'ın Kralı Raymond III ve Raynald'ın kuvvetlerini Hittin'de darmadağın etti. Raynald da ele geçirilenler arasındaydı. Selahaddin bir tek o¬nu affetmedi ve yaptığı yağmalar ve anlaşmaları ihlaller nedeniyle kendisini idam ettirdi.

Kudüs'ün Selahaddin'in eline geçmesi ve Haçlıların kesinkes mağlubiyetleri Avrupa'yı ayağa kaldırmıştı. Bunun üzerine İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard ortak komutasında 1190 tarihinde Üçüncü Haçlı Seferi başlatılmıştı. Bu sefere Fransa ve Avusturya kralları da katılmıştı. Avusturya kralı sudan geçerken boğulmuş ve Fransız kralı da Filistin'de bir müddet eğlendikten sonra tekrar ülkesine geri dönmüştü.
İngiliz Kralı Richard ile Selahaddin 17 Eylül 1191 tarihinde Arsuf'ta karşılaşmışlar bu savaşta Richard kuvvetleri üstün gelmiş ama kesin bir zafer kazanamamıştı. Bu zaferden sonra Kudüs'ü geri alma sevdasına düştüyse de yolda hastalığa yakalanmış ve bunun üzerine Selahaddin ile Remle anlaşmasını imzalamıştır.

Bu anlaşmaya göre, Kudüs Müslümanların elinde kalmakla birlikte, Hıristiyan hacılara da açık bir şehir olacak ve ziyaret etmelerine engel olunmayacaktı. Selahaddin Eyyübi âlicenaplığı ve yüksek karakteri ile Richard'ı büyülemişti. O hasta olunca özel doktorunu çadırına göndermiş ve canının çektiği meyveleri tedarik etmişti. Ve atı ölünce de kendisinin haziresinden iki at hediye etmişti. Ayrıca ordusu susuz ve erzaksız kalınca bunları da tedarik etmişti.”

Böyle bir irade ile “Evlad-ı Fatihan”ın aklı birleşince o hacıların duaları kabul edilmez olur mu? Şeklindeki sorunu ben de yerinde buluyorum.

Not: Gaziantepteki bütün Nur camiaları’nın ittifakıyla tes’id edilecek olan Bediüzzaman Haftası çalışmalarını takdirle karşılıyorum. “Rahmet cemaat üzerinedir” (evkemekal) mealindeki Hadis-i Şerif istikametindeki haftaya emeği geçen bütün camialardan Allah razı olsun diyorum.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.