Neye sığınacağız?

Hüseyin EREN

Kalp üzülüyor, akıl soruyor; ne olacak bu hal; bu birbirine düşmüşlük, bu çekişme, çatışma, vuruşma nereye varacak?  Ağlamalı mı, susmalı mı?

Yüksek fikir tartışmaları mı yapmalı, derin analizlere mi girişmeli, hüküm üstüne hüküm mü vermeli? Çözüm ne? Çözümsüzlük çözümüne mi bırakmalı bütün bu olanları?

Akıl isyanda, kalpte hüzünde, vicdan ihtizazda; böyle mi olacaktı, bu kadarını da mı görecektik, hani kardeştik, hani vurana elsiz, sövene dilsizdik? Aklımıza ne oldu, dilimizin ne dediğini kulak duyuyor, kalp hissediyor mu?

Topyekûnculuk zulme kapı açmaz mı? Yanan masumların ahını kaldırabilecek misiniz? Bunların da bir gün yansıması olacağı düşünülmüyor mu?

Hakikate açık bir şekilde çarpıtanların yanında hala nasıl durulur? Akıl cepte değil kafada olmalı ve kullanılmalı değil mi?

Ümmetin umudu olmuş geminin tahtalarını çıkarmak kimin işine yarar, o gemidekilerin hepsine zarar vermez mi?

Keskin bir taraftarlık veya keskin bir karşıtlıktan çıkıldığında mesele o kadar açık ki; tevile bile gerek yok, yoruma ihtiyaç kalmıyor, Ümmetin ekseriyetinin tercihi de belli. Daha ne?

Ürküntü verici çatışma, korkutucu karşıtlık, tedirgin edici vuruşma nerede duracağı belli olmayan bir hale dönüştü.

Kusur ararken önce kendinde arama, ne iş işledim ki bu başıma geldi, ümmetin selametini nasıl katkıda bulunurum gibi akıl kalp birlikteliği ve bütünlüğünü sağlamak;  grubu ve gruplar arasında istişareyi işletmek; hakikat arayıcısına yakışan bir tavır, Müslümana yaraşır bir hal, Mü’ mine yakın bir davranış değil mi?

Peşine taktığım insanları nereye getirdim diye düşünmeli, peşinden gidenler de bu bize nereye götürdü diye karşılıklı ve karşıtlıklı düşünmeli, sormalı, sorgulamalı değil mi?

Asıl olan hakikat, hikmet nerede olsa almalı; Şahıslar, araçlar buna hizmet ettiği müddetçe değerli ve peşinden gidilmeli.

Duadan başka sığınacak sığınağımız var mı?

“Ya Rahman ü Rahim. Ümmet-i Muhammed’e yardım et. Hidayet nasip eyle, günahlarını bağışla. Ümmet-i Muhammed’i zalimlerin, mülhitlerin, münafıkların, fasıkların şerrinden muhafaza et. Ümmet-i Muhammed ( a.s.m.) arasında muhabbet, uhuvvet, ittifak nasip eyle. Bunu Esma-ü Hüsna’n hürmetine, İsmi Azamın hürmetine gerçekleştir Ya Rabbi.”

 

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.