İnsanın her iki dünya hayatı, hayatta dengeli yaşaması, istikametli ve sağlıklı düşünmesiyle mümkündür. Aksi takdirde insan iki dünyada da sıkıntılı bir hayat sürecektir.
Hayatın serencamı öyle faklı akmaktadır ki, insan hiç ummadığı yerde kendini veya başkalarını görebilmektedir.
Coğrafyamız orta kuşakta yer alması vesilesiyle de dört iklim yaşanmaktadır. Tıpkı bunun gibi “nifak”[1] fikirli şebekelerle de hayatımızın hemen her safhasında yüzyüze kalmaktayız. Bu o kadar çirkef bir hal almış ki, son derece mide bulandırıcıdır.
Üstad Bediüzzaman hazretleri, nifak ve şikakın hayat-ı içtimaiyemizdeki çirkefliğine dair Risale-i Nur Külliyatında telif etmiş ki;
- Mü'minlerde nifak ve şikak, kin ve adavete sebebiyet veren tarafgirlik ve inad ve hased; hakikatça ve hikmetçe ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyetçe ve hayat-ı şahsiyece ve hayat-ı içtimaiyece ve hayat-ı maneviyece çirkin ve merduddur, muzır ve zulümdür ve hayat-ı beşeriye için zehirdir.[2]
- Nifak perdesi altında, risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) inkâr edecek Süfyan namında müdhiş bir şahıs, ehl-i nifakın başına geçecek, şeriat-ı İslâmiyenin tahribine çalışacaktır.[3]
- اَلْحُبُّ لِلّٰهِ ٭ وَالْبُغْضُ فِى اللّٰهِ ٭ وَالْحُكْمُ لِلّٰهِ olan desatir-i âliye düstur-u harekât olmazsa nifak ve şikak meydan alır.[4]
- Âhirzamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları, İslâm'ın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir kuvvetle nev'-i beşeri herc ü merc eder ve koca Âlem-i İslâmı esaret altına alır.[5]
- Riyakârlık, fiilî bir nevi yalancılıktır. Dalkavukluk, tasannu, alçakça bir yalancılıktır. Nifak ve münafıklık, muzır bir yalancılıktır. Yalancılık ise, Sâni'-i Zülcelal'in kudretine iftira etmektir.[6]
- ..arzda bulunan nifak, şikak, ihtilaf, ezdadın içtimaı, hayır ve şerrin ihtilatı gibi şeyler, semavatta yoktur.[7]
- ..saçılan nifak tohumu yüzünden, her gün biraz daha tevhidi bırakanlar..[8]
- az bir za'f gösterseniz, ehl-i nifak istifade edip sizlere büyük zarar verebilirler.[9]
- birer birer dünya şehrinin mahallelerini saran ve oraları yakıp kavuran, bazı yerlerde de nifak ve şikak ateşleri saçarak, kardeşine "Kardeşini öldür" diye bağıran.[10]
Bütün bu mehazlara baktığımızda içtimai hayat gibi ahiret hayatını da berbat eden şeylerin başında nifak cereyanı ve desiseleri gelmektedir.
Her iki hayatta da istikamet üzere olmak ancak ve ancak basiret, feraset, dirayet ve kemalatla mümkündür. Çünkü üstad Bediüzzaman hazretleri yanındaki talebeleri sürekli olarak bu komitelere ve desiselerine karşı ikaz ediyordu:
“Düşmanlarınız cin gibi, siz ahmaksınız; iki yüz derece aklınız ziyade çalışması lazım.”[11]
Hülasa: Bizler kendimizi rehavet ve ataletin kollarına bırakırsak nifak ve şikak cereyanının desiseleriyle ihtilaf u tefrikaya düşeriz.
“Zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir. Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, âmîn...”[12]
Selam ve dua ile
[1] Nifak: Küfrünü gizleyerek kendini mümin gösteren veya imanla küfür arasında bocalayan kimse anlamında terim.
[2] Mektubat (262)
[3] Mektubat (56)
[4] Mektubat (268)
[5] Mektubat (270)
[6] Tarihçe-i Hayat (96)
[7] Mesnevi-i Nuriye (204)
[8] Barla Lahikası (244)
[9] Kastamonu Lahikası (223)
[10] Emirdağ Lahikası-1 (134)
[11] Bir Dava Adamından Notlar (108)
[12] Sözler (147)