Risale Haber-Haber Merkezi
Kürt Enstitüsü eski Başkanı Hasan Kaya, Said Nursî Külliyatının ruhunun müktesebatı çağdaş bir İslâm toplumu için yenilir yutulur fikirler olduğunu söyledi. Kaya, Hasan Hüseyin Kemal'in sorularını şöyle cevapladı:
Said Nursî’nin Türkiye açısından bir önemi olduğunu düşünüyor musunuz?
Bence Said Nursî’yi her şeye dahil etmemek elzemdir. Bırakalım orada saf ve masum kalsın. Son zamanlarda adı çok zikredilince doğrusu biraz da korktum. “Bu sefer onu da mı ucuzca tüketecekler?” dedim. Onu herkesin diline dolandırma çabası pozitif bir sonuç vermeyebilir. Elbette o bilimin, insanlığın ve yüce değerlerin bir tezahürü olarak algılayabiliriz. İsteyen çeşmesinden suyunu alabilir ser sebil. Ona bir hayır duası yeter. Sanırım o da fazlasına müştak değildir.
Said Nursî’nin fotoğrafındaki ifadeyle ilgili ilginç yorumlarınız var...
Evet bir röportajımda, “Bakışlarında derin bir keder, adeta gelecek nesillere acırcasına” baktığını mealinde bir şeyler söylemiştim. Sanırım o derinlik coğrafyamızı sarıp sarmalayan zulüm, hile ve sahtekârlığa fırlatılan bir bakıştır.
"Said Nursî’nin her bünyeye uygun ilâçları var” derken neyi kast ediyorsunuz? Biraz açar mısınız?
Nasıl ki Helsinki Nihaî Senedi, Paris Şartı, Kopenhag Kriterleri BM Çerçeve Sözleşmesi deniyorsa, Said Nursî Külliyatının ruhu, derinliği, müktesebatı çağdaş bir İslâm toplumu için yenilir yutulur fikirlerdir.
Said Nursî’nin mezarına bile müsaade edilmemesi sizce neyin tezahürü?
Bahsettiğim fikirlerine tahammülsüzlüğün, riyayı, yalanı, sahteyi, zulmü ve yabancıyı yerimizde muktedir kılma çabasının tezahürüdür. Başka ne olabilir ki?
Yeni Asya